İklim krizine karşı mücadele çağrısı: Tehlike evin içine girdi 2021-08-17 09:13:47   MERSİN - İklim krizine karşı yapılması gereken mücadelenin önemini vurgulayan MERÇED Başkanı Sabahat Aslan, "Tehlike artık kapıda değil, evin içine kadar girdi" dedi.   Ege ve Akdeniz’de 28 Temmuz’da başlayan orman yangınları, binlerce hektar alanı küle çevirdi. Avrupa Orman Yangınları Bilgi Sistemi’nin (EFFIS) verilerine göre, Türkiye'de 2008 ila 2020'de her yıl ortalama 20 bin 760 hektarlık alan yanarken, bu miktar son 8 ayda yüzde 755 arttı. Ayrıca 2021 yılının Ocak ile Ağustos ayları arasında kül olan ormanlık alan, 177 bin 476 hektara ulaştığı kaydedildi. 28 Temmuz ile 12 Ağustos tarihleri arasında ise sadece Muğla ve Antalya’da yanan ormanlık alan yaklaşık 124 bin hektara ulaştı. Türkiye’de 2021’in tamamında yaşanan orman yangınlarında ise yok olan ormanlık alanın yaklaşık 178 bin hektar olduğu tespit edildi.    YANLIŞ POLİTİKALAR   Mersin Çevre ve Doğa Derneği (MERÇED) Başkanı Sabahat Aslan, Türkiye'nin bir yanının orman yangınları, diğer yanının ise sel felaketleriyle boğuştuğunu belirten Aslan, yaşanan doğal afetlerin en büyük nedeninin iklim krizi olduğuna dikkat çekti. Yıllarca hem dünyaya hem de iktidara seslerini duyurmaya çalıştıklarını belirten Aslan, dünyanın doğa talanına karşı alarm verdiğini söyledi. Kapitalizmin insanlara dayattığı aşırı tüketim alışkanlıkları, plansız sanayileşme ve kentleşme gibi nedenlerin iklim krizine neden olduğunu kaydeden Aslan, yanlış politikalar nedeniyle birçok yerde geri dönüşü olmayan afetlerin yaşandığını dile getirdi.    İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ    İklim krizinin artık insan yaşamını savunma ve mümkün kılma sorunu haline geldiğini ifade eden Aslan, orman yangınlarına karşı tek çarenin iklim değişikliğine karşı mücadele etmek olduğunu vurguladı. İklim krizinin en önemli etkenlerinden olan fosil yakıtlarının hiç durmadan yakıldığına değinen Aslan, “İklimi biz değiştiriyoruz ama iklim krizi hiç yokmuş gibi yaşamaya devam ediyoruz. Herkes araba kullanmaya devam ediyor. Orman yangınlarıyla çok bağlantılı bir şekilde ormanlık alanların içlerinde yapılan otellerde, sitelerde, tatil yerlerinde insanlar yaşamaya devam ediyor. Kıvılcımı çıkaracak olan insan, ormanlarla iç içe yaşıyor. Ege ve Akdeniz'de de aynı şekilde ormanların her yerine yerleşim yerleri kurulmuş durumda, bunlar tetikleyici nedenlerdir” diye konuştu.   İNSANIN ETKİSİ    Orman yangınlarının en fazla insan etkisiyle çıktığını ifade eden Aslan, yanlış imar kararları ve turizm politikalarının rolüne işaret etti. İklim kriziyle mücadelede tüm dünyanın sorumluluk alması gerektiğinin altını çizen Aslan, “Elektrik üretiminde yüzde 60’lardan daha yüksek orandaki fosil yakıt bağımlılığının ortadan kaldırması gerekir. Kömürlü termik santralleri kapatma, yenilenebilir enerji yatırımlarını hızlandırması lazım. Ormanları, tarım alanlarını, su varlıklarının korunması gerekir. Şehirleri ve diğer yerleşim yerlerini, uyum ve etki azaltma politikaları temelinde yeniden tasarlamaya ihtiyacımız var. İklim krizine karşı toplumsal kırılganlığı önlemek, çocuklarımıza güzel yarınlar bırakmak için adil dönüşümlere ve iklim adaleti siyasetine ihtiyacımız var" dedi.   KURAKLIK VE SU KRİZİ    Doğu Akdeniz bölgesinin kuraklıkla boğuştuğunu, önümüzdeki 5 ila 10 yıl içerisinde çok ciddi su krizi yaşanacağı uyarısında bulunan Aslan, “Tehlike artık kapıda değil, evin içine kadar girdi” ifadesinde bulundu. Tarım, üretim ve gıda konusunda bölgeyi ciddi sorunlar beklediğini vurgulayan Aslan, "Dünyanın mikro klima özelliği değişti. Buna paralel olarak dünyadaki bakteriyel özellikler de değişti. Dolayısıyla insanlar ciddi önlem almazsa, sonlara doğru yaklaştığımızı söyleyebilirim. Doğanın ve insanlığın sonunu getirecek bu yanlış politikalardan derhal vazgeçilmelidir” şeklinde konuştu.     SU SEVİYESİ YÜKSELİYOR   Birleşmiş Milletlerin (BM) iklim krizi raporuna değinen Aslan, 50’ye yakın ülkenin haritadan silineceğine dikkati çekerek, şunları söyledi: “Buzullar çok hızlı eridiği için su seviyesi çok hızlı yükseliyor. Bu nedenle bazı ülkelerin sular altında kalma ihtimalinin çok yüksek olduğu belirtildi. Yine rapora göre kıyı kentlerinde 2 veya 3 metre civarında suların yükselmesinden bahsediliyor. Mersin de kıyı kentlerinden biri, eğer küresel ısınma bu hızla devam ederse, suların yükselmesinden dolayı birçok tarım topraklarının sular altında kalma riski var.”   RANT UĞRUNA TALAN    İktidarın rant politikaları sonucu ormanların vahşice katledildiğini ifade eden Aslan, korunması gereken sulak alanların da rant uğruna yok edildiğini söyledi. Orman yangınlarının dünyanın her yerinde çıktığını ancak çok kısa bir sürede söndürüldüğünü kaydeden Aslan, “Bizim ülkemizde ne yazık ki teknik anlamda gerekli donanım olmadığı için ve koruyucu ve önleyici araçlarımız yetersiz olduğu için söndürme işlemleri uzun sürdü. Rant politikaları ve ülke kamusal bir zihniyetle yönetilmediği için yapılan hataların faturasını halk ödüyor. Hükümetin beceriksizliği yüzünden orman yangınlarını hem önleyemiyoruz hem de koruyamıyoruz. İnsanlar artık yaşamdan yana tavır almalı ve hep birlikte iklim krizine yönelik mücadele etmek zorundayız” diye seslendi.    MA / Esra Solin Dal