İnci Kefali HES tehdidi altında 2023-05-26 09:12:08   WAN - Wan Gölü'nde yaşayan ve yılın belli döneminde üremek için suyun akışının tersine yüzen İnci Kefalleri, HES’ler nedeniyle tehlike altında.     Wan Gölü'nde yaşayan ve endemik tek balık türü olan İnci Kefallerinin göçü sürüyor. 15 Nisan-15 Temmuz tarihleri arasında avlanması yasaklanan İnci Kefali, gölün tuzlu ve sodalı suyundan çıkarak, 12 ayrı noktadan dökülen akarsulara yumurtalarını bırakıyor. İnci Kefalleri bu yıl da yumurtalarını bırakmak için yaklaşık 1 ay önce göçe başladı. Her yıl aynı tarihlerde milyonlarca balığın bu zorlu göçünün yoğun olarak görüldüğü Erdîş (Erciş) ilçesindeki Deliçay (Erdîş Balık Bendi) olarak bilinen alanda, yurttaşlar balıkların zorlu yolculuğuna tanıklık ederek ortaya çıkan manzaraları görüntülüyor. Bu yıl suyun debisinin düşük olması, kuraklık, küresel ısınma bununla birlikte bölgede etkili olan Hidroelektrik Santral (HES) projelerinin varlığı nedeniyle balıkların şöleni eski yıllara göre sönük geçiyor.     SU SEVİYESİ DÜŞTÜ, BALIKLAR AZALDI    Her yıl Balık Bendi’ni ziyarete gelen yurttaşlardan Tarkan Bozdemir, su seviyesinin geçen yıllara oranla düştüğünü ve balık sayılarında ciddi bir azalışın olduğunu söyledi. Bozdemir, “Bu yıl hem su seviyesi düşük hem de balıklar azalmış. Bunun en önemli nedeni, Zilan Çayı üzerinde kurulan HES’tir. Ülkede zaten ciddi bir kuraklık var. Wan ve ilçelerinde yoğun yağış ve kar olmasına rağmen bu yıl derelerde su yok. Yapılan HES’ler, doğaya büyük bir zarar veriyor. Bu, Wan’a yapılmış en büyük ihanettir. Balık Bendi, doğal güzellikleri açısından içinde bulundurduğu endemik balık türü olan İnci Kefali ile nadir bulunan bir yerdir. Buna dair biran önce önlem alınmalı” dedi.   İNCİ KEFALİ’NİN ORGANİZMASI ETKİLENİYOR’   Çevre Tarihi Eserleri Koruma Araştırma ve Geliştirme Derneği (ÇEV-DER) Wan Şubesi Başkanı Ali Kalçık ise, Wan ve ilçelerinde bulunan 102 akarsu ve derenin, kuraklık ve debilerinin düşük olması nedeniyle kuruduğunu söyledi. Kalçık, “Bölgedeki bütün dere ve akarsuların taşkın durumunda olması gerekirken, bugün 102 tane akarsuyun debisi düşük ya da kurumuş. Örnek vermek gerekirse; Wan’da bulunan Sarımehmet Barajı’nın su seviyesi yüzde 20’lerin altında; Çelebibağı’nda göl 5 metreye kadar çekilmiş. Küresel iklimden kaynaklı çok ciddi bir tehdit var. Wan Gölü’nün etrafındaki bütün sulak alanların kuruması, sazlıkların kuruması, gölde yaşayan canlı organizmayı ciddi şekilde tehdit ediyor. Mayıs’ın ortasındayız, dere ve akarsularda suların taşkın durumunda olması gerekirken, sular tamamen çekilmiş. Balıkların göçü olsa bile, geri dönüşler noktasında ciddi bir sorun yaşanacak” diye belirtti.   HES’LERİN OLUMSUZ ETKİSİ   Küresel ısınmanın canlı yaşamını olumsuz etkilediğini vurgulayan Kalçık, İnci Kefali’nin“üreme” döneminde yaşadığı su krizinin tehlikeli olduğunu söyledi. Kalçık, şöyle devam etti: “Balıklar üreme dönemindeyken, su krizinin olması balıkların yok olacağını gösteriyor. Yıllardır sularımızı doğru biçimde kullanmıyoruz. İnci Kefali’nin yok olması, ekonomik anlamda Wan’ın sembolü olma noktasında, turizm ve doğal güzellikler açısından büyük bir kayıp olur. Balıkların oksijensiz kalmasında ve kuraklığın yaşanmasında Zilan Deresi ve Bendimahi Çayı üzerinde yapılan HES'lerin etkisi büyüktür. Sulardaki oksijenin azalması, balıklara can suyunun verilmemesi, suyun kirlenmesi doğal yaşamı büyük oranda etkiliyor.”   ‘DOĞAYA DUYARLI OLMALIYIZ’   Devlet Su İşleri’nin(DSİ) balıkların neslini devam ettirebilecek kadar su sağlaması gerektiğinin altını çizen Kalçık, şu çağrıyı yaptı: “DSİ suyu kapitalist anlayışıyla üretip satıyor. Balığın neslini devam ettirebilecek kadar su verilmeli ve sağlanmalı. Daha düne kadar Kurdistan’da su açısından zengin olan bölgemiz, su fakiri bir konuma geldi. DSİ, ‘Su benim ve ben suyu satarım’ diyor. Böyle vahşi ve ilkel bir anlayışın hâkim olduğu bir düzende yaşıyoruz. Bireylerden başlayarak, suya ve su kaynaklarına erişim noktasında hassas olmalıyız. Devlet, vahşi kapitalist anlayıştan uzaklaşıp suyun herkese kullanılabileceği yönünde yardım etmeli. Bütün kesimler su noktasında duyarlı olmalı. Bizler doğanın sahibi değiliz.  Önlem alınmazsa, ciddi sorunlarla karşılaşacağız.”   MA / Zerrin Sargut