İşçiler: Sıkılan her kurşun cebimizden çıkıyor 2018-02-11 09:11:08 İSTANBUL - Savaşın faturasının kendilerine kesildiğini söyleyen işçi ve emekçiler, zamlarla birlikte temel ihtiyaçlarını bile karşılayamıyor. Bu işçilerden Güven Gökcan, Efrin’e yönelik sıkılan her kurşunun işçilerin cebinden çıktığını söyledi.  Efrin’e yönelik saldırılar 23’üncü gününe girerken, günlük yaşamda da savaş etkilerini göstermeye başladı. Benzin, otoyol ücretlerine zam uygulanırken, elektrik, su, doğalgazda gizli zamlarda kendini faturalarda gösteriyor. Önceki gün Sakarya Pamukova’da Betra Prefabrike A.Ş’de sendikalı oldukları için işten atılan üç arkadaşıyla dayanışmak için eylem yapan işçilere Pamukova İlçe Emniyet Müdür Yardımcısı’nın, “OHAL var, askerimiz Afrin’de siz fedakarlık yapacaksınız” demesi, savaşın faturasının işçilere kesildiğinin sadece bir örneği.    Savaşın kendilerini ciddi bir şekilde etkilediğini belirten Mekanik ustası Sedat Aydın, “En basiti gıda, beslenme ve giyim gibi her alanda kısmak zorunda kalıyoruz. Ben ve eşim çalışıyoruz. Normalde ev almamız gerekirken kirada kalıyoruz. Ev hayali bile kuramıyoruz” dedi.    Evde iki kişi çalışmaması durumunda geçinemeyeceklerini dile getiren Aydın, “Bazen markete gidip sadece ürünlere bakıp çıkıyoruz. Doğalgaz, elektrik faturaları katlanarak geliyor ama bizim maaşlarımız da enflasyon karışışında eriyor” diye konuştu. Savaşın hükümet ve patronlar tarafından bir araç olarak kullanıldığını ifade eden Aydın, şuan çocuğu olmadığını ancak ilerisi için kaygılı olduğunu söyledi.    Zenginlerin çocuklarının istedikleri okullarda okuduklarını “Onların çocukları bürokrat olurken, bizim çocukların eline silah verip asker yapıyorlar. Sonra biz de onların cenazesini karşılıyoruz” dedi.   ‘KARADENİZLİYİM HAMSİ YİYEMİYORUM’   Karadenizli olduğu halde hamsi dahi alamadığını vurgulayan Aydın, “Ben 2001’de Ordu’da balık hamsi satıyordum. 25-50 kuruşa hamsi satıyorduk. Bizim orada hamsiye fakir yiyeceği deniyordu. Şimdi ise hamsi bile çok lüks oldu. Hamsiyi artık restoranlarda zenginler yerken görüyorsunuz” ifadelerini kullandı.   “Bizi yönetenlerin bizi düşündükleri yok. Sadece kendi kârlarını düşünüyorlar” diyen Aydın, emekçiler ve bütün ezilen insanların örgütlenip ülkedeki bütün baskılara enflasyona birlikte ses çıkarmalarını söyledi.   ‘ATILAN KURŞUNLAR CEBİMDEN ÇIKIYOR’   Montaj ustası Güven Gökcan ise, savaşın her yanının kötü olduğunu kaydederek, bir işçi olarak atılan kurşunların parasının kendi cebinden çıktığını ve savaşın keder, kan, acıdan başka hiçbir şey kazandırmadığını söyledi.    Çalışan kesimlerin, hiç adını bile duymadığı yerlerin devlet tarafından işgal edilmesine sevindiğini ifade eden Gökcan, “Oturup da bunun ekonomik yanının ne olduğunu hiç düşünmüyorlar. Sadece uçaktan atılan bir bombanın kendisinin cebini nasıl yaktığını bilmiyor” diyerek emekçilerin suskunluğunu eleştirdi.   ‘EVE MEYVE ALAMIYORUM’   1+1 dairede kaldığını aktaran Gökcan, “Tabut gibi bir evde kalıyorum. Bu ev akrabamın olduğu için şimdilik idare ediyorum. iki kızım var.  Ben eşim ve çocuklarım aynı odada kalıyoruz. Olur, da bir misafir gelirse kalacak yer olsun diye” diye konuştu.    İnsanın temel ihtiyaçları olan protein ve vitamin alamadıklarını dile getiren Gökcan, “Et denen bir şey var biz onu bayramdan bayrama görüyorduk. Şimdi o bile kalmadı. Çocukların temel ihtiyaçlarında temel sıkıntılar var. Doğru dürüst eve meyve alamıyorum. Marketlere gidiyorum broşürlerini alıp karşılaştırıp hangisi daha ucuzsa onu alıyorum” dedi.   ‘BİR AY YERİMİZE YAŞASINLAR’   Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın asgari ücret tartışmalarına ilişkin “Beyefendiler bin 600 TL’yi beğenmiyor”  sözlerini hatırlatan Gökcan, “Bu sözlere tepki gösteremeyen bir toplumla karşı karşıyayız. Bunu diyen adamın kızı yurtdışında okumuş ve kendisinin bulunduğu bir kurumda 40-50 bin TL’ye çalışıyor. Gelip kendileri bir ay bizim yerimize yaşasınlar bakalım. Bugün bahsedilen ekmeğin fiyatının bu olmaması gerekiyor. Bugün elektrik ve gıdaların bu kadar yüksek olmaması gerekiyor ve asgari ücret 3 bin 500 TL olmalı ki iyi kötü evindeki çocukları okutabilsin” diye ifade etti.   Evindeki buzdolabının bozuk olduğunu söyleyen Gökcan, en ucuz dolabın 2 bin TL olduğunu ancak bu kadar para kazanamadığını söyledi. Gökcan, işçilerin örgütlenip mücadeleyi yükseltmeleri gerektiğini söyledi.