'Yoksulluk önlenmeden çocukların çalıştırılması önlenemez'

img
ADANA - Çocukların çalıştırılmasının temel sebebinin sosyal adaletsizlik olduğuna dikkati çeken Çocuk İşçiliğini İzleme ve Önleme Derneği Başkanı Mehmet Bayram, yoksulluk önlenmedikçe çocukların çalıştırılmasının da önlenemeyeceğini söyledi. 
 
Çocuk İşçiliğini İzleme ve Önleme Derneği Başkanı Mehmet Bayram, çocukların çalıştırılmasındaki artış ve çözüm önerilerine dair Mezopotamya Ajansı'na (MA) değerlendirmelerde bulundu. Çocukların işe başlamalarındaki temel nedeninin, ülkenin sosyo-ekonomik ve kültürel yapısıyla bağlantılı olarak yoksulluk olduğunu dile getiren Bayram, "Tek başına yoksulluk kavramı çocuk işçiliğinin var olma nedenini açıklamasa da bu olguyla yakından ilişkilidir. Özellikle gelişmekte olduğu kabul edilen ülkelerde çocuklar ucuz emek gücü olarak kullanılıyor. Bu ülkelerin ortak özellikleri, gelir dağılımının dengesiz, nüfus artış hızının yüksek olması; genç nüfus oranının yüksek olması; düzensiz kentleşme ile birlikte işsizliğin artmasıdır. Çocuk emeği özellikle az gelişmiş toplumlarda ucuz ve savunmasız işgücü olduğu için tercih ediliyor" dedi.
 
YÜZDE 68'İ KATKIDA BULUNUYOR
 
Bayram, "Kırdan kentlere göçler sürerken işsizlik oranları yükselmekte, sınıflar arası ekonomik ve sosyal dengesizlik giderek büyümekte. Eğitim, sağlık ve diğer sosyal güvencelere bütçeden ayrılan pay oranları düşük seviyelerde seyretmekte. Bu sorunlar Türkiye’de ve dünyanın birçok ülkesinde çocuk işçiliğini tetikliyor. Gerçekten de Türkiye genelinde 5-14 yaş grubunda istihdam edilen çocukların yüzde 68’i hane halkının ihtiyaçlarına katkıda bulunmak için, yüzde 21’i ailesi istediği için, yüzde 6’sı meslek sahibi olmak, yüzde 4’ü kendi ihtiyaçlarını karşılamak için ve yüzde 1 ise diğer sebeplerden ötürü çalışıyor" diye konuştu.
 
9 METREKAREDE 6 YIL ÇALIŞTI
 
Kendisinin de çocuk yaşta çalıştırıldığını belirten Bayram, 10 yaşından 16 yaşına kadar 9 metrekarelik alanda sayada (ayakkabı) çalıştığını, Adana'da doğup, büyüdüğünü anlattı. Bayram, bir çocuk olarak yaşadıklarını şöyle özetledi: "Adana’nın Seyhan İlçesinde Hürriyet Mahallesinde doğdum. Adana’nın Seyhan İlçesinde ayakkabı üretiminin yoğun olarak yapıldığı bölgeye ‘araslar’ denir. Araslarda sayacılık yapılan 9 metrekare küçük orta ölçekli, kayıtsız işyerinde 10 yaşından 16 yaşına kadar çalıştım. Okul saatleri dışında çoğu zamanımı 9 metrekare o işyerinde geçiriyordum. İşyerinde derilerin inceltilmesi için kullanılan tıraş makinasından çoğu zaman parmağı kestim. Üzerinde 'on sekiz yaş altındaki çocuklara satılması ve verilmesi yasaktır’ ibaresi bulunan kimyalarla iş akış sürecimin tümünde maruz kalıyordum. Arkadaşlarım mahallede uçurtma uçururken, ben onların bizim işyerine gelen uçurtmalarını izliyordum. Pazar gününü sabırsızlıkla bekliyordum. Çünkü o gün dinlenme ve tatil günümdü. Hafta sonu bitmek üzereyken, çoğu zaman ertesi gün işe gitmek istemediğimi hatırlıyorum çünkü hafta sonu annem için kültürel ve sanatlar faaliyetler yapan bir sanat veya spor evine gönderiyordu. Çünkü bizim için Newroz çok önemliydi. Newroz zamanında sahnede halk oyunları oynadığımın görülmesi, akrabalarımın benden söz etmesi, annem için gurur vericiydi. Ben de halk oyunlarına severek gidiyordum, bir çocuk için annen gururlu hissetmesi o zamanlarla çok önemliydi."
 
Bayram, Çocuk İşçiliğini İzleme ve Önleme Derneği olarak Çukurova Bölgesi'nde çocuk işçiliğinin azaltılarak, önlenmesine yönelik hak temelli çalışması yürüttüklerini, Çukurova Bölgesi'nde Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Strateji Belgesi geliştirdiklerini ve bu belgenin desteklenmesi gerektiğini vurguladı.
 
YOKSULLUK ÖNLENMEDİKÇE... 
 
Çocukların çalıştırılmasının temel sebebinin sosyal adaletsizlik olduğunu vurgulayan Bayram, konuşmasını şöyle tamamlandı: "Türkiye’de çocuk işçiliğiyle mücadeleye yönelik çok sayıda yasal düzenleme, eylem planı ve stratejik planın varlığına, ulusal ve uluslararası kuruluşlarca desteklenen çok sayıda projenin uygulanmasına karşın, bugüne dek çocuk işçiliği ile mücadele politikaları, yeterince etkili sonuçlar vermemiştir.  Çocuk işçiliği ile mücadelenin çok taraflı ve çok katmanlı bir politikalar seti içinde değil, geçici finansman kaynaklarına dayalı projeler aracılığıyla sürdürülmesi, konuyla ilgili projelerin koordineli biçimde yürütülememesi, projeler sona erdiğinde sahadaki mücadelenin de sona ermesi, çocuk işçiliği ile mücadeleye yönelik ayrı bütçe kalemlerinin tahsis edilmemesi, TÜİK’in çocuk işçiliğiyle ilgili düzenli veri toplamaması, yüksek kayıt dışılığının devam etmesi, mücadeleyi zayıflatan başlıca unsurlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Çocuk işçiliğiyle mücadele politika süreç analizinin ortaya koyduğu gibi, bu konuda çok sayıda yasa, belge ve kurulun varlığı, önemli olmakla birlikte yeterli olmamaktadır. Çocuk işçilikle kalıcı bir mücadele için tarımda çözülmenin engellenmesi, kayıt dışılıkla ve işsizlikle mücadele edilmesi, kadın istihdamının artırılması, sosyal koruma sisteminin güçlendirilmesi, yoksulluğun önlenmesi, parasız, evrensel ve eşitlikçi bir eğitim sisteminin oluşturulması, eğitim istihdam ilişkisinin güçlendirilmesi, denetim sisteminin kuvvetlendirilmesi ve toplumsal farkındalığın artırılabilmesi gerekmektedir. Çünkü çocuk işçiliği, çok katmanlı bir sorundur ve diğer politika alanlarındaki mücadele kazanılmadıkça ve yoksulluk önlenmedikçe sürekli ve kalıcı bir başarı olanaklı görünmemektedir."
 
MA / Hamdullah Kesen