Suruç Davası’nda ‘gerçek failler’ korundu 2021-10-23 15:31:56   URFA - Suruç’ta 33 gencin katledilmesi, yüzlerce kişinin yaralandığı katliama ilişkin açılan dava, gerçek failler bulunmadan sadece 1 kişiye hapis cezası verilerek sonuçlandırıldı.     Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) öncülüğünde Suruç ilçesi Amara Kültür Merkezi’nde bir araya gelerek, savaşa, çatışmalara maruz kalan Kobanê’deki çocuklara oyuncak götürmek isteyen gençlere yönelik DAİŞ tarafından 20 Temmuz 2015’te yapılan katliamda 33 kişi yaşamını yitirdi, 104 kişi ise yaralandı.    İstanbul’dan yola çıkan ve birçok güvenlik noktasından geçerek Suruç’a gelen gençler,  Kaymakamlıktan izin alarak Kobanê’ye geçecekti. Gençlerin araçlarının, patlama yerinden 200 metre mesafede bulunan emniyetin önünde didik didik aranması ve istihbaratın ilçede kol gezmesi, akıllara saldırganın patlama yerine nasıl geldiği sorusunu getirdi. Saldırıyla ilgili soruşturmaya, 23 Temmuz 2015’te “Dosya içerisinde bulunulan belgelerin incelenmesinin soruşturmanın amacını tehlikeye düşüreceği” gerekçesiyle gizlilik kararı getirildi. Katliamdan 10 ay sonra ulaşılan 2 sayfalık iddianamede, İl Emniyet Müdürlüğü ve İlçe Emniyet Müdürlüğü'nün, DAİŞ'in ilçede canlı bomba saldırısı düzenleyeceği yönünde istihbari bilgiye sahip olduğu anlaşıldı.    PARA CEZASI İLE ÖDÜLLENDİRİLDİ   Urfa İl Emniyet Müdürlüğü'nün 17 Temmuz 2015 tarihinde İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne gönderdiği yazıda, “Suruç ilçesinde yaşanması muhtemel olayların önlenmesi, müessif bir olayın yaşanmaması amacıyla 19 Temmuz 2015 tarihinden itibaren ikinci bir emre kadar aldırılan emniyet tedbirleri aşağıda çıkartılmıştır” denildi. Katliamdan aylar sonra dönemin Suruç İlçe Emniyet Müdürü Mehmet Yapalıal hakkında  “görevi kötüye kullanma” suçundan açılan soruşturma ve kovuşturma gizli bir şekilde yürütüldü. Açılan davada, Yapalıal’a 12 taksitli 7 bin 500 TL para cezası verilerek ödüllendirildi.     TEK SANIK ŞAHİN OLDU   Katliamdan 18 ay sonra Urfa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 213 sayfalık iddianamede 3 kişi hakkında toplam 104’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildi. İddianameye göre, bombalı saldırıyı gerçekleştiren kişinin, incelenen deliller, kamera kayıtları ve teşhis yapılması sonucu Abdurrahman Alagöz isimli şahıs olduğu belirlendi. İddianamede, katliamın failleri olarak canlı bomba Abdurrahman Alagöz, 10 Ekim Katliamı’nı organize ettikleri; ancak Antep’teki bir hücre evi baskınında kendilerini patlattıkları öne sürülen Yunus Durmaz ve Halil İbrahim Durgun, 10 Ekim Ankara Gar Katliamı davası sanıklarından Yakup Şahin, firari olduğu belirtilen Deniz Büyükçelebi ile İlhami Bali gösterildi. Bu yüzden davada yargılanan tek sanık Yakup Şahin oldu. Hazırlanan iddianamede ise devlet yetkililerinin sorumluluğuna yer verilmedi. Dava duruşmaları “güvenlik” gerekçesiyle Urfa 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 5 Mayıs 2017’de görülmeye başlandı.   ŞAHİN HİÇBİR DURUŞMAYA GETİRİLMEDİ   Davanın tek tutuklu sanığı, Ankara Garı Katliamı davasından da tutuklu bulunan Yakup Şahin oldu. Ancak Ankara’da 10 Ekim 2015'te düzenlenen saldırı ile ilgili davanın aynı gün görülmesi nedeniyle Suruç Davası’nın ilk duruşması sanıksız başladı ve sonrasında görülen 21 duruşmada tek tutuklu sanık Şahin, yüz yüze ilkesi hiçe sayılarak hiçbir duruşmada mahkeme salonunda hazır bulundurulmadı.    ÖNLEMLER AİLELER İÇİN ALINDI   Duruşmalar Hilvan Kapalı Cezaevi Kampüsüne taşındı ve davanın takip edilmemesine yönelik uygulamaları beraberinde getirdi. Kolluğa yetki verilerek aileler sürekli arandı, duruşmadan sonra açıkla yapılmasına izin verilmedi. Katliamı önlemek için alınmayan önlemlerin hepsi, her duruşmadan önce yüzlerce kilometre öteden gelerek duruşmaları takip eden aileler için alındı.   KORUMA ZIRHI KALDIRILMADI   Görülen her duruşmada Suruç İçin Adalet Platformu avukatları, aileler ve yaralılar taleplerini dillendirdi. Katliamının ardından olay yerinde fotoğraf çekerken yurttaşlarca yakalayıp polise teslim edildikten sonra serbest bırakılan İmam Abdullah Ömer Aslan’ın bazı DAİŞ üyeleriyle yaptığı telefon görüşmesi kayıtları katliamla ilgili dava dosyasına eklendi, ancak hakkında takipsizlik kararı verildi. Kovuşturma derinleştirilmedi, sorumluların bulunması için, gerekli özen ve ciddiyet gösterilmedi. Davayı takip edenler üzerinde kurulan baskı arttırıldı, katliam sonrası görüntüleri yok eden kamu görevlileri tespit edilmedi ve haklarında işlem başlatılmadı. Katliamda sorumluluğu bulunan polisler hakkında açılan davalar, ana dava ile birleştirilmedi. Firari İlhami Bali ve Deniz Bükükçelebi’nin yakalanması için gerekli işlemler yapılmadı. Katliamının soruşturulması ve kovuşturulması aşamalarında görevi kötüye kullanan yargı mensupları hakkında cezai ve idari işlem yapılmadı. Yine katılımda sorumluluğu olan, Cumhurbaşkanı, Başbakan, İçişleri Bakanı, Milli Savunma Bakanı, Genelkurmay Başkanı, Emniyet Genel Müdürü, Urfa Çevik Kuvvet Şube müdürü ve MİT müsteşarı gibi kamu görevlileri hakkında yapılan başvurular “hukuksuz gerekçelerle” reddedildi. Kamu görevlileri hakkında yargı eliyle yaratılan koruma zırhı kaldırılmadı.   TALEPLER REDDEDİLDİ   Davanın 19’uncu duruşmasında savcı mütalaasını açıkladı. Savcı dosyanın tek tutuklu sanığı Yakup Şahin için 34 kez ağırlatılmış müebbet hapis cezası istedi. Firari sanıklar İlhami Bali ve Deniz Büyükçelebi’nin dosyalarının ise ayrılması talep edildi. İçişleri Bakanlığı, 2021 Ocak ayında yaptığı açıklamada, Suruç ve Sultanahmet saldırılarını yapan DAİŞ’li Azzo Halaf Süleyman el Aggal'ın yakalandığını duyurdu. 19’uncu duruşmada, avukatlar El Aggal ve Şahin’in yargılandığı dosyanın esas numarası ile Suruç Katliamı dava dosyasının birleştirilmesini talep etti ancak mahkeme bu talepleri reddetti.   DAVUTOĞLU’NUN AÇIKLAMASI   DAİŞ için “Bir grup öfkeli genç” tanımlaması yapan dönemin başbakanı, şimdiki Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, AKP ile yolları ayrıldıktan sonra 7 Haziran ve 1 Kasım seçim sürecine işaret ederek, “Terörle mücadele konusunda bizi bugün eleştirenler, eski defterler açılırsa insan içine çıkamaz” açıklaması yaparak döneme ilişkin ipuçları verdi, ancak Suruç davası avukatlarının Davutoğlu’nun dinlenmesi talebi mahkeme tarafından kadar kabul edilmedi.      Dava avukatlarının, soruşturma ve kovuşturmadaki talepleri sürekli reddedildi. Yargılamanın dosyanın tutuklu tek sanığı ve iki firari sanık üzerinden götürülmek istendiğine dikkat çeken avukatlar, bu dosyanın sadece Şahin üzerinden yürütülmemesi yaptıkları tüm itirazlar kabul görülmedi.      Talepleri kabul edilmeyen avukatlar, 20’nci duruşmada mahkeme heyetinin davadan çekilmesini istedi. Sanığın beraat, avukatların da heyetin davadan çekilme talebini reddeden mahkeme, avukatlara heyetin reddine ilişkin bir üst mahkemeye itiraz hakkı dolayısıyla süre vererek duruşmayı karar için 22 Ekim’e erteledi.    EKSİKLERE RAĞMEN KARAR ÇIKTI   Dün görülen duruşmada beklendiği üzere eksiklere rağmen karar çıktı. Ailelerin 6 yıl 3 aydır sürdürdükleri adalet mücadelesi boyunca dillendirdikleri talepleri tekrar etti. Avukatlar eksik olan, dosya eklenmesi gerekenleri tek tek sıraladı. Aileleri ve avukatları yaklaşık 10 saat dinleyen mahkeme heyeti, akşam olması ile birlikte kararını açıkladı. Firari sanıklar İlhami Bali ve Deniz Büyükçelebi dosyalarının aramaları devam ettiği gerekçesiyle ayrılmasına karar veren mahkeme, davanın tek tutuklu sanığı Yakup Şahin’e “Tasarlayarak ve yangın, su baskını, tahrip, batırma, bombalama ya da nükleer, biyolojik, kimyasal silah kullanarak öldürme” suçundan 34 kez ağırlaştırılmış müebbet, aynı gerekçeyle öldürmeye teşebbüsten bin 890 yıl, tehlikeli maddeleri izinsiz bulundurmadan 10 yıl ve 40 bin TL para cezası verilmesine karar verildi.    FAİLLER KORUNDU   Mahkeme, ayrıca Suruç için Adalet Platformu avukatlarından Sezin Uçar, katliamdan yaralı kurtulan Koray Türkay, Şahin Tümüklü, Çağla Seven ve Fethi Aydın hakkında yaptıkları savunmalar nedeniyle “tehdit” suçlamasıyla Urfa Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu. Avukat ve ailelerin taleplerini her seferinden reddeden mahkeme verdiği kararla adalet arayanları cezalandırdı, asıl failleri korudu. Duruşmadan sonra açıklama yapan avukat, aile ve yarlılar kararı tanımadıklarını belirterek, Suruç davasının kapatılamayacağını, adalet mücadelesinin süreceğini vurguladı.