'Hasta tutuklular serbest bırakılsın' 2021-10-26 14:18:13   HABER MERKEZİ – Hasta Hakları Günü nedeniyle birçok kentte açıklama yaparak hasta tutukluların durumuna dikkat çeken İHD şubeleri, 2020 yılında 89 hasta tutuklunun yaşamını yitirdiğini belirterek, hasta tutukluların salıverilmesini talep etti.    İnsan Hakları Derneği (İHD), Hasta Hakları Günü nedeniyle Ankara başta olmak üzere birçok kentte basın açıklaması yaparak, hasta tutukluların serbest bırakılmasını istedi. Ankara’da dernek binasında yapılan açıklamada konuşan İHD Şube Eşbaşkanı Sevil Turgut, hasta tutukluların ya hiç tahliye edilmeyerek ya da ölüm sınırına geldiklerinde tahliye edildiğini, bunun açıkça yaşam hakkı ihlali olduğunu söyledi.   Tutukluların kendilerini geliştirme, dış dünya ile iletişim kurma, diğer tutuklularla sosyal bağlar kurma, sağlıklı yaşama gibi bireysel hak ve özgürlüklerine dokunulmayacağını belirten Turgut, bu hakların güvence altına alınması gerektiğini belirtti.   ‘VERİLER PAYLAŞILMIYOR’   Türkiye cezaevlerinde 604’ü ağır, bin 605 hasta tutuklu bulunduğunu söyleyen Turgut, “Bizlerin tespitleri ancak başvurular, basına yansıyan bilgilerle ulaşabildiğimiz kadarıyladır. Ancak gerçek sayının çok daha fazla olduğunu biliyoruz. Adalet Bakanlığı hasta mahpuslara dair verileri kamuoyu ile paylaşmamaktadır” dedi.   ‘İLAÇ VERİLMİYOR’   Turgut, cezaevlerinde yaşanan sağlık sorunlarını su şekilde sıraladı:   "* Aşırı kalabalık koğuşlar.   * Revire geç çıkarılma, revirlerden polikliniklere ve polikliniklerden 3. basamak sağlık hizmetlerine sevk işlemlerinde aylarca sıra beklenmesi, yoğunluğu kaldıracak nitelik ve kapasitede sağlık hizmeti koşullarının olmaması, revirlerde her zaman doktor olmaması,   * Bazı hapishanelerde güvenlik görevlilerinin kelepçeleri açmadığı ve hekimlerin de açılmasını talep etmemesi, hastane sevklerinin ya geç yapılması ya da hiç yapılamaması,   *İlaçların verilmemesi veya geç verilmesi, sevklerde arama baskısı ve (özellikle astım hastalarını kötü etkileyen) tek hücreli ring araçlarıyla sevk zorlaması,   *Ağır hasta mahpusların, hastalıklarının son dönemlerine gelmelerine rağmen tahliye edilmemesi, Adli Tıp Kurumu’nun tahliye kararlarını siyasi tutum izleyerek vermemesi veya hastane raporlarının Adli Tıp Kurumu tarafından kabul edilmemesi,   * Atak geçirme riski bulunan ve/veya kendi ihtiyaçlarını karşılayamayan mahpusların tek kişilik yerlerde tutulması, yetersiz iaşe bedelleri, ısıtılmayan ve havalandırılmayan koğuşlar, mahpusların gün ışığından yeterince faydalandırılmaması,   * Diyet yemeklerinin verilmemesi, temiz suya erişim gibi pek çok sorun bulunmaktadır.”   ’89 TUTUKLU YAŞAMINI YİTİRDİ’   Tedavileri gerektiği gibi yapılmayan tutukluların cezaevlerinde yaşamını yitirmesine de değinen Turgut, “Ağır hasta mahpusların, hastalıklarının son dönemlerine gelmelerine rağmen tahliye edilmemeleri hapishanelerde birçok mahpusun yaşamını yitirmesine neden olmaktadır. 2020 yılı başından bugüne kadar tespit edebildiğimiz kadarıyla 89 hasta mahpus yaşamını yitirmiştir. Bunların 23’ü Covid-19 nedeniyle yaşamını yitirmişken, 6’sı ise ölüm sınırına geldiklerinde tahliye edilmiş ve çok kısa bir zaman içinde ise yaşamlarını yitirmişlerdir” diye belirtti.   ‘MAHPUSLAR SALIVERİLMELİ’   Turgut cezaevlerinde yaşanan ihlallerin düzletilmesine ilişkin taleplerini şöyle sıraladı: “Hapishanelerde bulunan ağır hasta mahpusların tümü tam teşekkülü herhangi bir hastane raporuna istinaden derhâl salıverilmeli, tedavileri ailelerinin yanında sürdürülmeli ve sağlık sigortası devlet tarafından karşılanmalıdır. Resmi olmayan açıklamalara göre sadece 2020 yılında Adli Tıp Kurumu 1330 kişiye hapishanede kalabilir raporu vermiştir. Tedavi ve bakım süreçlerinin hapishane koşullarında yürütülmesinin imkansız olduğu mahpuslar için dahi ‘hapishanede kalabilir’ raporları veren Adli Tıp Kurumu, sağlık sebebiyle infazın ertelenmesi raporlarında son ve tek merci olmaktan çıkarılmalıdır. Sağlık sebebiyle infazın ertelenmesi kararlarında cumhuriyet savcılarının takdir yetkisi kaldırılmalı, hastanelerin verdiği raporlar esas alınarak cezaların infazları ertelenmelidir. Hasta mahpusların infaz ertelemesi önündeki ‘toplum güvenliği bakımından tehlike’ kriteri kanundan çıkarılmalıdır. Hasta mahpusların infaz ertelemesinin önündeki engel teşkil eden infaz kanununun 25. maddesindeki ‘infaza ara verilemeyeceğine’ dair düzenleme ile 107. maddenin 16 fıkrasındaki düzenleme kaldırılmalıdır. AİHM’nin Kaytan/Türkiye kararı uyarınca mahpusların müddetnamelerinde yaşları ve sağlık durumları dikkate alınarak tahliye olabilecekleri uygun bir tarih yer almalıdır.”   ‘ADALET BAKANLIĞINA ÇAĞRI’   Hasta tutukluların sağlık hakkına erişimlerinin sağlanmasını, hasta mahpusların tam teşekküllü hastanelerde tedavilerinin yapılmasını yönündeki taleplerini yineleyen Turgut, “Özgürlüğünden yoksun bırakılan kişilerin yaşam hakları konusunda devletlerin pozitif yükümlülük altında olması nedeniyle bir kez daha Adalet Bakanlığını ve tüm yetkili kurumları sorumluluk almaya davet ediyoruz” diye konuştu.   BİRÇOK KENTTE AÇIKLAMA YAPILDI   İHD şubelerinin, Dünya Hasta Hakları Günü nedeniyle İstanbul, İzmir, Van, Adana, Mersin, Antalya, İskenderun ve Batman’da gerçekleştirdiği basın açıklamalarında ortak metin okundu.      HATAY HDP Hatay Şubesi de Dünya Hasta Hakları Günü dolayısıyla dernek binalarında basın açıklaması yaptı. Açıklamada hasta tutukluların durumuna değinilerek, serbest bırakılmalarını istenildi.