Onur Gencer'in iddianamesi: Arkasındaki siyasi irade gizleniyor 2021-10-31 09:21:11   İZMİR - Deniz Poyraz’ı katili Onur Gencer hakkında iddianamenin kısa sürede hazırlanmasına dikkat çeken ÖHD İzmir Şubesi Eşbaşkanı Şükran Öztürk, katliamı yaparken kurduğu bağlantıların gizlenmeye çalışıldığını söyledi.    Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir İl Örgütü'ne yönelik 17 Haziran'da Onur Gencer’in gerçekleştirdiği silahlı saldırıda, parti çalışanı Deniz Poyraz katledildi. Katil Gencer, saldırı sonrası emniyet ifadesinde daha büyük bir katliam peşinde olduğunu itiraf ederken, 18 saat gözaltında tutulmasının ardından tutuklandı. 4 ay içerisinde hazırlanan ve İzmir Bayraklı 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, katil zanlısı Gencer’e "Tasarlayarak insan öldürmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, "İşyeri dokunulmazlığını ihlal etme" ve "Siyasi partiler veya meslek kuruluşlarının kullanımında olan bina, tesis veya eşyaya zarar verme" suçlarından 7 yıla kadar hapis cezası istendi.    İddianame kabul edildikten sonra dosyanın avukatları başta olmak üzere birçok hukukçu yaşanan eksiklik ve çelişkilere dikkati çekti. Katil zanlısının bağlantılarının araştırılmadığı, Uluslararası Savunma Danışmanlık İnşaat ve Sanayi A.Ş. (SADAT), emniyet ve ülkücü gruplarla yaptığı görüşmelerin incelenmediğine işaret eden hukukçular, olayın basit bir cinayete indirgendiğini ve dosyanın kapatılmak istendiğini vurguladı. Dava avukatları tüm topluma sirayet eden katliamın aydınlatılması için meslektaşlarına destek çağrısı yaptı.    Çağrıyı dikkate alan Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), dosyaya müdahillik başvurusunda bulunacak. ÖHD, aynı zamanda İzmir Barosu başta olmak üzere, diğer hukuk örgütlerinin de dosyaya müdahil olması için görüşmelere başladığı belirtildi. İzmir Şubesi Eşbaşkanı Şükran Öztürk, Gencer hakkında hazırlanan iddianame ve dosyadaki gelişmelere dair konuştu.    DOSYADAKİ ÇELİŞKİLER    Özgürlükçü bir demokrasi anlayışıyla hareket ettiklerini belirten Öztürk, yurttaşların ırk, dil, din, siyasi görüş gibi ayrımcılıkla karşılaştıkları olaylara müdahil olduklarını aktardı. Deniz Poyraz’ın katledilmesi dosyasına da müdahil olacaklarını kaydeden Öztürk, “Deniz Poyraz’ın katliamı ülkede geliştirilmekte olan ırkçı söylemin son noktasıdır. İzmir gibi aslında şiddetin çok yoğunlukta olmadığı bir şehirde, gündüz vakti bu kadar rahat bir saldırının gerçekleşmesi, ülkenin sokulmaya çalışıldığı siyasal iklimin ve hukuksuzluğun göstergesidir. Bu kadar pervasızca yaşanan katliamın ülkede görülen cezasızlık politikasının getirdiği bir sonuç olduğunu da atlamamak gerekiyor. O anlamda Deniz Poyraz dosyası hem geçmişte yaşanan acıların aydınlatılması hem de yaşanacak bu tür katliamların önüne geçilmesi adına çözüme ulaşmalıdır” dedi.    ‘GENCER SAHİPLENİYOR’   İddianamenin içeriğini değerlendiren Öztürk, cezasızlık politikasının devam ettirilmek istendiğini ifade etti. Yaşanan katliamı bireysel bir kararla işlenmiş basit bir cinayet olarak gösterilmek istendiğini vurgulayan Öztürk, ancak gerek saldırının hemen sonrasında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin açıklaması, gerekse HDP’nin siyaseten uğradığı saldırıların bunun aksini gösterdiğini belirtti. Sanal medya paylaşımlarından kaynaklı bile yurttaşların 3-4 gün gözaltında kaldığını belirten Öztürk, “Polis ‘acaba örgüt bağlantısı var mı? Bunu araştırıyoruz’ diyor. Deniz Poyraz’ın katliamından sonra failin 24 saat içerisinde tutuklanmasını bu pratikle anlamak mümkün değil” diye belirtti.    SALDIRININ ARKASINDAKİ İRADE    “Bu kişi yakalandı, itiraf etti diye dosya kapatılamaz” diyen Öztürk, şöyle devam etti: “Çünkü asıl amaç Deniz Poyraz’ın öldürülmesi değildi. Aslında HDP’ye yapılan bir saldırıydı ve arkasında siyasi bir irade vardı. Bu cinayetin sadece bireysel bir karar olması, hayatın olağan akışına uygun değil. Bu nedenle failin bu cinayeti işlerken kimlerden destek aldığı, hangi saikleri nereden edindiğinin tam anlamıyla soruşturulması gerekiyordu. Savcılık ‘bunu öngöremedik’ falan diyemeyecek. Çünkü meslektaşlarımız soruşturma aşamasının en başından itibaren soruşturmanın genişletilmesi, delillerin toplanması için dilekçeler verdi. 40 maddelik unsurlar belirlediler ve bu soruların cevaplarının verilmesini istediler. Fakat başka dosyalarda 2-3 ayda gelen cevaplar 2-3 günde toplanır oldu. ‘Bir bağlantı bulunmadı’ ya da ‘araştırma teknik anlamda mümkün olmadı’ gibi kısa cevaplarla soruşturma kapatılarak iddianame hazırlandı.”   KEŞİFİ TEK Mİ YAPTI?    Bu geçiştirmenin asıl amacının katliamın arkasındaki siyasi iradeyi gizlemek olduğunu kaydeden Öztürk, failin başkalarıyla bağlantılarının açık olduğuna dikkati çekti. Dosyaya yansıyan telefon konuşmaları, ilişkide olduğu insanlar ve silah ruhsatı almasındaki şaibelerin tek başına olmadığının göstergesi olduğuna değinen Öztürk, “Her şeyden önemlisi kendi beyanında daha önce keşif amacıyla HDP il binasının önüne gittiğini belirtmesine rağmen bütün bunlar araştırılmadı. HDP keşfini acaba tek mi yaptı? Yanında birileri var mıydı? Bunlar araştırılmadı. HDP İzmir il binasının tam karşısında bir polis çadırı var. Binaya giren çıkan herkes izleniyor. Buna rağmen katil zanlısının binaya bu kadar rahat girip çıkmasının dosyaya yansımamış olması açıklanamaz. Bunun sebebi ya bu ilişkilerin nereye gideceği biliniyor, engellenmeye çalışılıyor, ya da kestirilemediği için kimsenin ayağına taş değmesin istiyorlar” ifadelerini kullandı.    AYDINLATILMASI GELECEK İÇİN ÖNEMLİ   Cezasızlık politikasının devam etmesi durumunda bu olayın siyasi suikastlara evrileceğini söyleyen Öztürk, “Bu anlamda siyasetçiler ya da parti çalışanlarının da can güvenliği olmayacak. Bu tarz katliamlar düşünenler ‘Nasıl olsa böyle iddianameler hazırlanıyor, en az cezayı alıyoruz’ diyerek siyasi cinayetler işlemeye devam edeceklerdir. O nedenle dosyanın aydınlatılması toplumsal ve Türkiye’nin geleceği anlamında çok önemlidir” şeklinde konuştu.    MÜDAHİLLİK ÇAĞRISI   Hukukçu dernekleri ve kurumlarına çağrı yapan Öztürk, “Hukuk örgütlerinin bu dosyaya müdahil olması ülkenin geleceğinin faili meçhul cinayetlerle boğulmaması adına çok önemli. Siyasi iktidarın hukuka yönelmiş olan dağıtma, yok etme anlayışına karşı bu dosyaya güçlü bir destek vermemiz gerekiyor. Bu dosyanın barolar açısından sahiplenilmesi gerekiyor” dedi.    MA / Tolga Güney