Üç ilçede tecride dikkat çektiler: 22 yıldır Öcalan’ın iradesini kıramadılar

img
 
 
İSTANBUL - İstanbul’un üç bölgesinde PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit ve açlık grevlerine dikkat çekilerek “Öcalan’ın barış iradesi 22 yıldır kırılmadı, daha da güçlendi” mesajı verildi. 
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul İl Örgütü, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit ve bunun kaldırılması talebiyle cezaevlerinde devam eden açlık grevlerine ilişkin Başakşehir, Sultanbeyli ve Esenler ilçelerinde halk toplantısı düzenledi. HDP Başakşehir ilçe binasında yapılan toplantıya HDP Şırnak Milletvekili Hasan Özgüneş ve Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Emran Emekçi’nin yanı sıra çok sayıda kişi katıldı. Emekçi, Öcalan’ın uğradığı komplodan bahsederek, Öcalan’ın iradesinin 22 yıldır kırılmadığını ve daha da güçlendiğini söyledi. Öcalan’ın ailesiyle yaptığı son telefon görüşmesinin 4’üncü dakikada engellendiğini hatırlatan Emekçi, telefon kesintisinin devleti eleştirmeden dolayı yapıldığını kaydetti. Emekçi, “Öcalan’a ayrı bir hukuk uygulanıyor. Bu uygulamada düşman hukukudur, rehine hukukudur. CPT de bizim söylediğimizi söylüyor ama bu devlet bunu da dinlemiyor. AHİM ise bu uygulamanın işkence uygulaması olduğunu ifade ediyor. Ama bu karara da uymayan bir sistem var karşımızda” ifadelerini kullandı.  
 
Devletin hukuku tanımadığını ve çete zihniyetine sahip olduğunu ifade eden Emekçi, “Bu zihniyetin bütün çözüm yollarını sabote ediyor. Çözüm ise demokratik ittifak blokunun büyümesi ve gelişmesidir. Bu blok iktidara gelmelidir.  Ancak o zaman Kürt sorunu çözülür ancak o zaman tecrit kırılır” dedi. 
 
SAVAŞTA ISRAR EDEN DEVLET ANLAYIŞI
 
Daha sonra söz alan HDP Şırnak Vekili Hasan Özgüneş, "Kavganın olduğu bir ülkede açlık, hapis ve zorbalıkta vardır" diyerek, Türkiye’nin Kürtlerle bir kavga içinde olduğunu belirtti. Özgüneş, “Çünkü bizden ülkemizi ve dilimizi almışlar ve vermek istemedikleri için kavga ediyorlar. Kürt milleti, dili ve ülkesi için mücadele ediyor. Her millet gibi bizim de anadilimizle konuşmaya hakkımız var. Ama bunlar bunun karşısında 'biz sizin hiçbir şeyinizi tanımıyoruz, her şeyinizi inkar ediyoruz' diyor. Bize 'sen Türksün devletin de Türkiye’dir' demeye çalıştırılıyor. Bu kavgayı biz istemiyoruz. Sayın Öcalan, 'kimse ölmesin gelin bunu masada oturalım konuşalım. Çocuklar ölmesin anneler ağlamasın' dedi. Ama bunu dinlemeyen ve savaştan beslenen bir devlet anlayışı var" diye konuştu.
 
Açlık grevine dikkati çeken Özgüneş, cezaevlerinde hayatın cehenneme dönüştüğünü söyleyerek,  açlık grevinde olan kişilerin büyük bir iradeye sahip olduğunu söyledi. Özgüneş, sürecin mücadele etme süreci olduğunu ifade ederek, tecridi ve açlık grevlerini mücadeleleriyle sonlandıracaklarını kaydetti.
 
YÜRÜDÜLER
 
Toplantının ardından kitle Başakşehir ilçe binasından çıkara Güvercintepe Meydanı’na "Siyasi tutsaklar onurumuzdur", "Buji berxwedana zindana",  “Biji serok Apo" sloganları eşliğinde yürüdü. Yürüyüş esnasında polis kitleye müdahale ederek Beyaz tülbentli bir anneye yumruk attı. Yine müdahalede bir genci gözaltına alındı. Polisin müdahalesine rağmen kitle Güvercintepe Meydanı’na kadar yürüyerek tecridin ve açlık grevlerinin sonlanmasını istedi.
 
ESENLER 
 
HDP Esenler İlçe binasında gerçekleşen toplantıya da HDP Batman Vekili Mehmet Rüştü Tiryaki, Asrın Hukuk Bürosu avukatı Cengiz Yürekli’nin yanı sıra çok sayıda kişi katılırken toplantının yapıldığı salona "Direniş şehitlerinin anısına bağlılık tecridi kırmakla mümkündür" pankartı asıldı. Toplantıya katılanlar alkış ve zılgıtlarla açlık grevcilerini selamlarken, Öcalan üzerindeki tecridi kınadı. 
 
Saygı duruşuyla başlayan toplantıda söz alan avukat Cengiz Yürekli, Türkiye'nin koca bir cezaevine dönüştüğünü söyledi. “Öcalan'sız hukuk” diye bir zeminin oluşturulduğunu ve hukukun despotlaştığını belirten Yürekli, "Buna rağmen her zaman Öcalan'ın son cümlesi barış oldu. Öcalan'ın üzerindeki tecrit o’nun iradesini teslim alma projesidir. Bu uluslararası bir komplodur. Öcalan'ın sağlık durumunu, ne yiyip içtiğini bilmiyoruz. Bu bilinmezlikle toplumun Öcalan'ı unutmasını istiyorlar " dedi.
 
İMRALI SİSTEMİ BİR BATAKLIK
 
İmralı sisteminin bir bataklık olduğunu belirten Yürekli, "Diğer konular ise o bataklıktaki sivrisineklerdir" diye vurguladı. Öcalan üzerindeki tecritle bütün toplumun tecrit edildiğini belirten Yürekli, bunun için tecritle mücadelenin toplumsallaşması gerektiğini ifade etti. Yürekli, “Açlık grevinde olanların hiçbiri gasptan, hırsızlıktan, uyuşturucudan cezaevinde değil. Bu insanlar özgürlük mücadelesi verdiği için tutuklular ve çözümün İmralı'nın kapılarının açılmasından geçtiğini biliyoruz. Açlık grevi eylemleri bizlere yol gösteriyor” diye konuştu. 
 
Öcalan'ın temsil ettiği toplumun iradesine dikkati çeken Yürekli, iktidarın Kürt sorununun çözümsüzlüğü ile beslendiğini belirtti. Devlet içi güçlerin birbiri ile saldırı halinde olduğunu hatırlatan Yürekli, "Tüm hırsızlıklar, yolsuzluklar, rantlar, katliamlar Kürt sorununun çözümsüzlüğündendir. Şiddetin olduğu bir ortamda toplum konuşamaz. Biz bugün burada bir çözüm önerisi geliştirmiş olsak 10 maddesinden 9'u Türk Ceza yasasıyla muhatap olacak durumdadır. Bu ülkede ifade özgürlüğü yok. Kürt sorununu bastırmak için İmralı'dan başlayarak tüm halkı tecrit altına almış durumdalar" ifadelerini kullandı.
 
ÇÖZÜM İMRALI’NIN KAPILARINDA 
 
HDP Batman Vekili Mehmet Rüştü Tiryaki de, İmralı'da uygulanan tecridin tüm cezaevlerinde uygulanmaya başladığını ifade etti. İktidarın, Kürtlerin bir otoriteye sahip olmasına ve Kürt varlığına düşman olduğunun altını çizen Tiryaki, "Bu düşmanlığın karşılığı, uçakların kafamızda patlaması, insanlarımızın katledilmesidir. Fakat özellikle tecritten sonra Türkiye'nin ilişkileri bir bir yok oldu. Türkiye her yönden olduğu gibi diplomatik olarak da tarihinin en zor dönemini yaşıyor. Bu sorunların çözümü İmralı'nın kapılarının açılması ve tecridin kaldırılmasıdır" diye konuştu.
 
SULTANBEYLİ
 
HDP Sultanbeyli İlçe örgütünde düzenlenen toplantıya ise HDP Milletvekili Ömer Öcalan, İl Eşbaşkanı Elif Bulut, Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Raziye Öztük katıldı. Toplantının yapıldığı salona “Tecridi kıralım açlık grevine ses olalım” pankartı asıldı. 
 
Toplantıda ilk olarak söz alan avukat Raziye Öztük, Öcalan üzerindeki tecridin günden güne toplumsal alana yayıldığını ifade etti. Öcalan’a dayatılan tecridin nedenine de değinen Öztürk, dünya tarafından sesinin duyulmasının önüne geçilmeye çalıştığını kaydetti. Durumla birlikte Türkiye halkları üzerinde geniş kapsamlı bir tecrittin geliştiğini söyleyen Öztürk, “Sayın Öcalan,  uluslararası gladyonun elliyle Türkiye’ye kaçırıldı. Türkiye’ye getirilerek onun için özel olarak geliştirilen İmralı Adasına konuldu. Bu ada nasıl bir ada sadece bu baktığımız da tecridi görebiliyoruz. Yolların gitmediği bir ada. Bu cezaevinde insanlarla olan bağlantısı koparıldı” dedi. 
 
‘HUKUKLA BAĞDAŞMIYOR’
 
Bu ağır tecride rağmen Öcalan’ın çözümler üreterek demokratik siyasetin gelişmesi için çaba harcadığını dile getiren Öztürk, “Bu çabalarıyla tüm siyasete yön veren bir konumda oldu. Dolayısıyla onlar her ne kadar Öcalan’ın iradesini kırmaya yönelik olarak sindirme politikaları geliştirse de, Kürt halkına unutturmaya çalışsa da bunda başarılı olmadıklarını gördük. Öcalan’ın yaptığı tarihsel değerlendirmeler, bu gün karşımıza çıktığını görüyoruz. En son olan avukat görüşünde ‘Bana fırsat verilirse, bir hafta içinde Halklar arasındaki çatışmaya son verebilirim’ diyerek kendi duruşunu yani demokratik, barışçıl duruşunu deklere etmişti. Bu önemli duruşa rağmen hukukla bağdaşmayan tecrit durumu devam ediyor” diye konuştu. 
 
MÜCADELE İLE TECRİT SONLANIR 
 
Ardından söz alan HDP İl Eşbaşkanı Elif Bulut, kararlı bir mücadele ile tecridin bitirileceğine vurgu yaparak, “Cezaevindeki tutuklular üzerlerine düşenden daha fazlasını yapıyor. Bizler de dışarıda, sorumluluklarımızı yerine getirmemiz gerekiyor. Bu karanlık iktidarın ya da buna benzer iktidarların bu topraklara verdiği zararları söküp atabilmek boynumuzun borcudur” dedi.
 
‘HAREKETE GEÇMELİYİZ’
 
HDP’li Ömer Öcalan’da, Öcalan nezdinde Kürt halkı ve diğer halklar üzerinde geniş konseptli bir tecridin uygulandığına vurgu yaparak, “Şu anda Güney Kürdistan’daki çatışmalar, Rojava üzerindeki fitne fesat politikaları, Efrîn işgali, Bakur’da büyük bir zülüm, tüm bunlara baktığımızda onların asıl amaçlarının 21 yüzyılda Kürtleri statüsüz bırakmak olduğunu görebiliyoruz. Bu gün tarihsel değişimlerin mümkün olduğu bir gündeyiz. Tarih bizlere çok şey öğretiyor. Cumhurbaşkanı çıkıp 2023’ten söz ediyor. Evet, Türkiye’nin 2023’ü var. Ancak Kürtlerin de 2023’ü var. Bunu iyi görmek, bilmek lazım. Bu tarihte Lozan antlaşması artık hükmünü yitiriyor. Ortadoğu yeniden dizayn olacak. Buna yön vermenin en etkili yöntemi tecridi kırmak olduğunu biliyoruz. Onun  için tecridin kırılması için harekete geçmeliyiz” diye kaydetti.