Avukat Maçoğlu: Kobanê dosyasında unutulan belge araştırılırsa kumpas ortaya çıkacak

img
ANKARA - HDP Hukuk Komisyonu üyesi avukat Kenan Maçoğlu, Kobanê soruşturmasında savcı tarafından dosyada unutulan Ankara TEM imzalı belgeyle soruşturmaya getirilen “kısıtlılık” kararı ardından ortaya çıkan gizli ve açık tanıklara nasıl ulaşıldığına ilişkin detayların siyasetçilere yapılan “kumpası” ortaya çıkartacağını söyledi. 
 
DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırıları üzerine 6-8 Ekim 2014’te yaşanan protestolar nedeniyle Halkların Demokratik Partisi (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanları, MYK üyeleri ve yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 108 isim hakkında açılan davanın 4’üncü duruşması 2’nci gününde Sincan Cezaevi Kampüsü’nde görülmeye devam ediyor. 
 
Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen dava dosyasına ilişkin avukatlar, siyasetçilere yönelik özel uygulama ve hukuksuzlukları ifade ediyor. Kobanê İddianamesi’nin tebliği ardından soruşturma dosyasında unutulduğu düşünülen 5 sayfalık 26 Ekim 2018 tarihli Ankara Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü antetli imzasız belgeye dair mahkeme tarafından 14 Haziran’da verilen ara karara rağmen dava dosyasına henüz bir belge gelmedi. 
 
BELGE MAHKEME HEYETİNE DE SUNULDU
 
HDP Hukuk Komisyonu üyesi ve dosya avukatlarından Kenan Maçoğlu, 14 Haziran’da görülen duruşmada, savcının dosyada unuttuğu belgeyi mahkemeye sunmuştu. Maçoğlu, söz konusu belge içeriğine dair ise şunları aktarmıştı: “Savcının çalışma klasöründe 26 Ekim 2018 tarihine dair bilgi notları var. Savcı bunu çalışma klasöründe unutmuş. TEM başlığı var, 5 sayfalık bir evrak. Bu tarihte Demirtaş ve Yüksekdağ henüz tutuklanmamışlar. Bu evrakta 98 kişinin isimleri var. Adı geçen 7 sanıkla ilgili ‘yaralama’, ‘mala zarar verme’ gibi suçlardan soruşturma açılmadığı ifade edildi. ‘Sizin bunu açmanız lazım ve bunu açarken de bu ve benzeri suçlardan soruşturma yürütmeniz lazım’ diyor. ‘Serpil Kemalbay ve Sezai Temelli her ne kadar yeniden vekil seçilmişlerse de bunları tutuklayabilirsiniz’ diyerek, açıkça talimatlarda bulunuyor. ‘Siz bu dosyaya çalışın ve HDP’ye kapatma dosyası açın’ diyor. Bu ve bunlar gibi yorumlarda bulunuyor.”
 
Maçoğlu, dün başlayan 4’üncü duruşma serisinde ise açık tanık Kerem Gökalp ve gizli tanıklar Mahir ile Ulaş’ında soruşturma dosyasına getirilen “gizlilik” kararı ardından ifadeleri alındığını ancak bu şahıslara ne şekilde, nasıl ulaşıldığına dair ise belgenin bulunmadığına dikkati çekmişti. 
 
Avukat Maçoğlu, gizli ve açık tanıklar, soruşturma evrakında unutulan belgenin Kobanê ve HDP’nin kapatma davalarının hazırlanmasında ne işlev gördüğünü ve detaylarını Mezopotamya Ajansı’na (MA) anlattı.
 
KUMPAS DAVASI
 
Maçoğlu, savcı tarafından dosyada unutulan belgede nasıl hareket edilmesine dair yorumlar olduğunu hatırlattı. Davanın “kumpas davası” olduğunu başından beri dile getirdiklerini hatırlatan Maçoğlu, Ankara TEM imzalı belgenin nasıl hazırlandığının ortaya çıkmasının önemini şöyle anlattı: “Tüm aşamalarda davanın, doğrudan hükümetin talimatıyla hareket eden savcılar ve kolluk kuvvetleri tarafından oluşturulduğunu ifade ettik. Bu belgenin ne şekilde hazırlandığı ortaya çıkarsa kumpasın ne şekilde hazırlandığı ortaya çıkacaktır.”
 
AÇIK VE GİZLİ TANIK ARAYIŞI
 
Belgenin çok ayrıntılı hazırlandığına dikkati çeken Maçoğlu, “Hazırlayanlar muhtemelen emniyet görevlileri değil. Hükümetin oluşturduğu bir komisyon ya ekip tarafından hazırlandığını düşünüyoruz. Çünkü savcı kendisine 2018 yılında gelen bu belgeden hareketle sonraki bütün aşamaları buna göre yürütmüş. Savcı zaten özel olarak atanmış ve 2019 yılında dosyaya gizlilik kararı aldırıyor. Peşinden de dosyada delil yaratmak için gizli ve açık tanık bulmak için ciddi çabalar sarf ediyor. Bunun için de emniyetin, jandarmanın belki de MİT’in tüm imkanları seferber ediliyor. Fakat buna rağmen delil bulamamışken Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş hakkında herhangi bir delil olmadan ikinci bir defa soruşturma kapsamında tutuklama oldu. Onlar tutuklandıktan sonra bu çabaları sonuç veriyor” diye belirtti.
 
İLK ‘MAHİR’ ORTAYA ÇIKIYOR
 
Kobanê soruşturmasına 2 Ocak 2019 tarihinde getirilen “kısıtlılık” kararı ardından gizli, açık tanıklar ve itirafçılara ulaşılmaya çalışıldığını hatırlatan Maçoğlu, ilk olarak gizli tanık “Mahir”in 4 Aralık 2019, açık tanık Kerem Gökalp’in 7 Ocak 2020 ve gizli tanık “Ulaş”ın da 4 Mart 2020’de ifadelerinin Ankara TEM Şube Müdürlüğü’nde Savcı Ahmet Altun tarafından alındığını vurguladı. Her 3 tanığında benzer ifadeleri olduğuna işaret eden Maçoğlu, “HDP ile PKK arasında bir bağ olduğunu, söz konusu tweetlerin atılmadan önce halkın hazırlıklı olduğunu, şiddet olaylarının örgütlendiğine dair ifadeler veriyorlar. Bunun üzerine savcı iddianameyi hazırlıyor. Fakat ilginç olan biz bunu Kobanê soruşturması dosyasında göremedik. Kobanê soruşturması kapsamında savcının Kerem Gökalp’ten aldığı bir ifade var ama biz HDP’ye yönelik açılan kapatma davası iddianamesinde bu ifadeyi gördük. Ancak, kapatma iddianamesinin de eklerinde bu ifade yok. Yani Kobanê dosyasının savcısı muhtemelen o ifadeyi Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’na Word belgesi olarak, ulaştırıp kapatma davasına delil olarak göstermiş ama fiziki olarak ifade yok” ifadelerini kullandı.
 
GİZLİ TANIKLARA NASIL ULAŞILDIĞI MEÇHUL
 
Açık tanık Kerem Gökalp’in kendi talebiyle tutuklu bulunduğu Şırnak Cezaevi’nden dilekçe yazarak, ifade vermek istediğini ancak gizli tanıklar Mahir ve Ulaş’a nasıl ulaşıldığı, Ankara TEM’e nasıl geldiklerine dair resmi bir evrak olmadığının altını çizen Maçoğlu, “Ayrıca ifade veren Kerem Gökalp’in verdiği ifadenin tamamı ne kapatma davasında ne de Kobanê davasında yok. Hala ne yaptıklarını bilmiyoruz. Başka bir girişimde mi bulunacaklar başka bir soruşturma mı yürütüyorlar? Biz mahkemeden bu ifadenin sorulmasını talep ettik. Ancak mahkeme bu yönde henüz bir ara karar vermedi” dedi.
 
‘CEMAAT TAKTİKLERİ
 
Kobanê soruşturmasında da bir dönem yargıda hakim olan cemaat yapılanmasında kullanılan yöntemlerle karşı karşıya olduklarının altını çizen Maçoğlu, “Çünkü onlar da delil bulamadıkları taktirde hukuka aykırı bir şekilde delil yaratma faaliyetine girişiyorlardı. Ellerinde sağlam deliller olmuş olsa gizli tanığa ihtiyaç duymayacaklar. Gizli tanık meselesi de başlı başına en fazla cemaat yapılanmasının kullandığı bir yöntemdi. Uzun süredir bu tarz işlere çok da girilmiyordu ama bu ve benzeri önemli dosyalarda kendilerince delil bulamadıkları dosyalarda bu taktiklere başvuruyorlar” diye belirtti.