Açlık grevi ‘örgüt üyeliğine’ gerekçe yapıldı

img

ANKARA - Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde 17 kadın tutuklu hakkında, açlık grevine girdikleri gerekçesiyle dava açıldı.

Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde 17 tutuklu kadın hakkında, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecrit ve hak ihllallerinin son bulması için açlık grevine girdikleri gerekçesiyle, “örgüt üyeliği” iddiasıyla ayrı ayrı dava açıldı.
Her tutuklu için hazırlanan 17 iddianame, farkı mahkemeler tarafından kabul edildi. Söz konusu iddianamelerde, “örgüt üyeliği” iddiasına gerekçe olarak, açlık grevi eylemi gösterildi. İddianamelerde benzer ifadelerle şunlar yer aldı:  “Açılık grevi, slogan atma, parmak izi vermeme, kendini yere bırakma ve oturma eylemi yapmaya çalışma, disiplin soruşturmalarında yazılı olarak ifade vermekten kaçınma vb. şeklindeki eylemlerini organize hareket ederek, süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gösterecek tarzda sergilediği, şüphelinin yukarıda belirtilen eylemleri Sincan Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü/tutuklu olarak bulundukları süre içerisinde örgütsel talimatlara uygun olarak gerçekleştirmek suretiyle..."
 
İLK DURUŞMA YARIN
 
Hakkında dava açılan tutuklulardan Süheyla Taş’ın duruşması, yarın Ankara 18’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Hakkında dava açılan diğer tutukluların duruşmaları ise Ekim ve Kasım ayı içerisinde görülecek.
 
Hakkında dava açılan tutukluların isimleri şöyle: “Melike Kaya, Süheyla Taş, Simanur Pamuk, Fatma Aslan, Newroz Müçel, Arjin Yüksekdağ, Dilber Tanrıkulu, Necla Yıldız, Mukaddes Kabak, Sevim Akdağ, Pınar Tikit, Dilan Oynaş, Mehtap Kıyal, Saadet Akın, Selver İvpir, Sariye Taşkesen, Rozerin Kurt”
 
İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ
 
Açılan davayı değerlendiren Süheyla Taş’ın avukatı Hülya Yıldırım, açlık grevi eyleminin ifade özgürlüğünün bir biçimi olduğuna dikkat çekti. Yıldırım, “Açlık grevinin ‘örgüt üyeliğine’ gerekçe gösterilmesi, açıkça ulusal ve uluslararası içtihatlara aykırıdır. Ancak buna rağmen bu şekilde davaların açılması, hapishanede bulunan hükümlü ve tutuklulara yönelik bir çeşit yıldırma politikası olarak değerlendirilebilir” dedi.
 
TALEP DE KARAR DA YOK 
 
İddianameyi hazırlayan savcı tarafından herhangi bir tutuklama talebi, Sulh Ceza Mahkemesi tarafından da verilmiş herhangi bir tutuklama kararının olmadığını belirten Yıldırım, Ankara 18. Ağır Ceza Mahkemesi’nin dosya üzerinden yaptığı 3 incelemede de Taş hakkında tutukluluk halinin devamına karar verdiğini belirtti. Yıldırım, “Verilen tutukluluk halinin devam gerekçesi olarak da ‘kaçma şüphesi ve delileri karartma durumu’ gösteriliyor. Ama müvekkil zaten tutuklu ve cezaevinde kaçma şüphesi olmayacağı açık. İkincisi delil karartabileceği bir dosya değil. Tek iddia açlık grevi ve bu açlık grevini destekleyici şekilde cezaevinde gerçekleştirdikleri diğer eylemler. Bu işlemler matbu şekilde yapıldığı için müvekkilin özgün durumu değerlendirilmemiş. Herhangi bir tutuklama kararı olmadığı bile fark edilmemiş” ifadelerini kullandı. 
 
İKİNCİ KEZ TECRİT 
 
Söz konusu dosyada yapılması gerekenin derhal beraat kararının verilmesi olduğunu vurgulayan Yıldırım, “Aksi taktirde cezaevi koşullarında zaten tecrit altında tutulan kişilerin ifade özgürlüğü de kısıtlanarak, ikinci kez tecrit edilmeleri söz konusu” dedi.
 
MA / Zemo Ağgöz