Yaşam savunucularından iktidara: İklimi değil sistemi değiştir

img
İZMİR - Yaşam savunucular iklim değişikliğine karşı yaptığı açıklamada, “İklimi değil sistemi değiştir” diye belirtti.
 
Siyasi parti temsilcileri, sivil toplum örgütleri ile yaşam savunucuları iklim değişikliği ve küresel ısınmaya karşı Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde ortak açıklama yaptı. "İklimi değil sistemi kökten değiştir" yazılı pankartın açıldığı açıklamasında sık sık “İklimi değil sistemi değiştir” “Doğaya yaşama yeryüzüne özgürlük”, “AKP Elini doğamızdan çek” sloganları atıldı. 
 
‘SÖZLER TUTULMADI’
 
İklim değişikliğinin etkilerinin giderek daha fazla hissedildiğini kuraklıkların yaşandığını ve gıda fiyatlarının arttığını söyleyen Hacer Yeşilçay, yaşanan sellerde yüzlerce can kaybının yaşandığını, orman yangınlarında rekor düzeyde alanın yandığını kaydetti. Kutuplardaki sıcaklıklar nedeniyle deniz seviyelerinin yükseldiğini belirten Yeşilçay “Şu anda yaşadıklarımız 1,1 derecelik ısınmanın sonuçları. 2015 yılında Paris’te yapılan anlaşma neticesinde atmosferdeki ısınmayı ölçümlerin başladığı zamandan bu yana 1,5 derecede tutmak üzere adımlar atılacağına dair ülkeler söz vermişti. Ancak gelinen noktada aradan geçen 6 yılda atmosferin ısınmasına sebep olan karbondioksit salınımını azaltma konusunda hemen hiçbir adım atılmadığı gibi atmosferdeki karbondioksit seviyesi bu yıl rekor kırmaya devam etti” diye belirtti
 
‘EN KÖTÜ SENARYODA İLERLİYORUZ’
 
Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) yayımladığı son raporda ısınmayı 1,5 derecede tutmanın neredeyse imkansız hale geldiğini belirten Yeşilçay, “Karbon salınımlarının azaltılmadığı en kötü senaryoda ilerliyoruz. Ve buna göre 1,5 dereceyi 2030’larda geçerken, yüzyılın sonunda 3,3-5,7 derecelik bir artış söz konusu olacak. Böylesi bir ısınma bildiğimiz dünyaya veda edeceğiz anlamına geliyor. Yaşadığımız ‘doğal felaketlerin’ kat kat şiddetlendiği ve daha sık yaşandığı, gıda üretiminin azaldığı, içilebilir suya erişimin zorlaştığı, buzulların altında binlerce yıldır sıkışıp kalmış, erimeyle birlikte açığa çıkacak olan, insanların bugüne kadar karşılaşmadığı virüslerin yeni salgınlar yaptığı distopik bir dünyada yaşamak zorunda kalacağız. Maalesef bugün yaşayan birçok insan bu yeni dünyaya hayatının bir kısmında tanıklık edecek” diye konuştu.
 
‘İKLİM KONUSUNDA SORUMLULUKLARIMIZ’
 
Birleşmiş Milletler 26’ncı İklim Değişikliği Konferansı’nın (COP 26 ) 31 Ekim-12 Kasım tarihlerinde toplanacağını hatırlatan Yeşilçay, konferansta Paris Anlaşması’nın yerine geçecek bir anlaşmaya varılmasının hedeflendiğini belirtti. Paris Anlaşması’ndan bu yana fosil yakıta dayalı tesislere 1,9 trilyon Dolar yatırım yapan şirketlerin kendi aleyhlerine kararlar çıkmaması çaba sarf ettiğini söyleyen Yeşilçay, “Yaşanan felaketlerin esas sorumlusu olan bu şirketler kârlarını katlayarak arttırırken, faturayı biz çalışanlar, işsizler, esnaflar, emekliler, ev kadınları, çocuklar, yaşlılar ödüyoruz. Türkiye’nin Paris Anlaşması’na taraf olmasının önemli olduğunu ancak artık bunun yeterli olmadığını, iklim konusunda sorumluluklarını bir an önce yerine getirerek karbon salınımını güvenli seviyelere çekmesini talep ediyoruz” diye belirtti.
 
Yeşilçay,  insanlığın ihtiyacı olan adımların politik olarak hayata geçirilmesi çağrısında bulunarak, 6 Kasım’da dünyanın her yerinde gerçekleştirilecek eyleme katılım çağrısında bulundu. Açıklama sloganlarla sona erdi.