4 kişinin öldüğü saldırı davasında polislere 2 ay 15 gün hapis çıktı

img

DİYARBAKIR – HDP mitingine yönelik yapılan ve 4 kişinin yaşamını yitirdiği, 210 kişinin yaralandığı bombalı saldırıya ilişkin 14 polisin yargılandığı davada ödül gibi cezalar çıktı. Sanıklardan 10'u hakkında beraat kararı veren mahkeme, 4 polis hakkında ise sadece 2 ay 15 gün hapis cezası verip, cezaları erteledi.

HDP'nin 5 Haziran 2015 tarihinde Diyarbakır İstasyon Meydanı’nda düzenlediği mitinge DAİŞ tarafından gerçekleştirilen ve 4 kişinin hayatını kaybettiği, 210 kişinin ise yaralanmasıyla  sonuçlanan bombalı saldırıyla ilgili 5'i emniyet müdürü 14 polis hakkında “görevi kötüye kullanmak”tan açılan davada karar çıktı. Diyarbakır 14. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 2017/1072 esas no ile görülen dava dosyasının 15'inci duruşmasında sanık polislerden sadece başka bir suçtan tutuklu bulunan polis memuru Mehmet Ali C., Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla hazır edildi.

Saldırıda hayatını kaybedenlerin yakınları ve yarananlardan bir kısmının katıldığı, duruşmada, taraf avukatları hazır bulundu. Mahkeme başkanı salonda yer olmadığı gerekçesiyle gazetecilerin ise duruşmayı takip etmelerine izin vermedi.

Duruşmada cumhuriyet savcısından esas hakkındaki mütalaası istendi.

İddia makamı mahkemeye sunduğu mütalaasında bombalı saldırının gerçekleştirildiği miting alanı ve çevresinde güvenlik tedbirlerinin uygulanması ve patlayıcılara karşı arama görevlerinin usulüne uygun ve tam olarak yapılması bakımından arama ve kapama noktaları ile miting alanında emniyet tedbiri alma sorumluluğunun Emniyet Müdür Yardımcısı 1. Sınıf Emniyet Müdürü Murat İbrahim Y.’ye verildiğini, Emniyet Tedbir Planı’nda patlayıcılara karşı arama görevinin Bomba İmha ve İnceleme Şube Müdürlüğüne verildiği, bu görevin tam ve sağlıklı yapılmasından, personelin sevk ve idaresinden sorumlu Şube Müdürü 3. Sınıf Emniyet Müdürü Kanbi A.’nın bölge planlaması yaptığı, birinci ve ikinci patlama noktası bölgesini bomba uzmanı komiser Ali K., bomba uzmanı polis memurları Akın D. ve Murat D., bomba arama köpeği eğitmeni polis memuru Mefaret S.’ni aradıklarını belirtti.

Birinci patlama noktasındaki çöp kutusunun usulüne uygun aranmış olması halinde patlayıcının bulunabileceği vurgulayan savcı, bulunması halinde ise tedbirlerin sıkılaştırılıp, kamera görüntüleri incelenerek ikinci patlayıcının da tespit edilebileceği ve patlamanın önlenebileceğini, ayrıca patlayıcının olay öncesinde saklandığı Farabi Anadolu İmam Hatip Lisesi bahçesinde arama faaliyetinde bulunmadıklarını kaydetti.

GEREKLİ TEDBİRLER ALINMADI!

Emniyet Tedbir Planında Kışla Caddesi üzeri İmam Hatip Lisesi arka giriş kapısı ve bahçesi ile 5 Nisan İlköğretim Okulu girişinde tedbir alma sorumluluğunun 4. Sınıf Emniyet Müdürü Fatih D. ve beraberindeki sorumlu amir Komiser Yardımcısı Mehmet Ali C.’ye verildiğine işaret edilen mütalaada, ancak ikinci patlamada patlayısının saklandığı Farabi İmam Hatip Lisesi bahçesinde tedbir planında görev verildiği halde herhangi bir emniyet tedbiri alınmadığı ve arama yapılmadığı belirtildi.

Mütalaada yine olaydan önce otelde konaklayan ve ‘terör nitelikli kayıp şahıs’ bilgisi bulunan patlamaların şüphelisi Orhan Gönder’in KIHBI Bilgi Toplama Programı üzerinden sorgulamasının yapılmamasına ilişkin “Eylemi gerçekleştirenlerden Orhan Gönder'in ailesinin 14/10/2014 tarihinde Adıyaman İl Emniyet Müdürlüğü TEM Şube Müdürlüğüne yaptığı kayıp müracaatı üzerine, Gönder'in çatışma bölgelerinde faaliyet gösteren radikal gruplar ve terör örgütü kamplarına katılmak için yurt dışına illegal yollardan çıkabileceği değerlendirilmekle ‘terör nitelikli kayıp şahıs’ kategorisine alınarak aranma kaydı oluşturulduğu, şahsın ayrıca ‘yoklama kaçağı’ olması nedeniyle de hakkında aranma kaydı bulunduğu, Orhan Önder'in 02/06/2015 günü saat 22.30'da Diyarbakır İli Sur İlçesinde bulunan Bingöl Otel'e giriş yaptığı ve olay günü olan 05/06/2015 tarihine kadar bu otelde konakladığı, 02/06/2015 gecesi ‘yoklama kaçağı’ olarak ekrana düşmesi üzerine Asayiş Şube Müdürlüğü'nde görevli GİYKİMBİL projesini kullanan sorumlu personellerden polis memuru Hüseyin Yıldırım’ın, Orhan Gönder'i KIHBI'den sorgulamaması nedeniyle terör nedenli kayıp olduğu bilgisine ulaşamadığı ve hakkında yoklama kaçağı olması nedeniyle işlem yaptığı, 03/06/2015 gecesi polis memuru Ahmet T.’nin, bir önceki akşam ‘yoklama kaçağı’ olmasından hakkında işlem yapılmış olsa bile sistemden hemen düşümü yapılmıyor/yapılamıyor olması nedeniyle yine ekrana ‘yoklama kaçağı’ olarak düşen şahsın hakkında önceki gece yapılanı yeterli görüp KIHBI'den sorgulamaması nedeniyle terör nedenli kayıp olduğu bilgisine ulaşamadığı, 04/06/2015 gecesi polis memuru Hamdi Y’nin, ‘yoklama kaçağı’ olmasından hakkında işlem yapılmış olsa bile sistemden hemen düşümü yapılmıyor/yapılamıyor olması nedeniyle yine ekrana ‘yoklama kaçağı’ olarak düşen şahsın hakkında ilk gece yapılanı yeterli görüp KIHBI'den sorgulamaması nedeniyle terör nedenli kayıp olduğu bilgisine ulaşamadığı, bu polis memurlarının çalıştığı Aranan Şahıslar Büro Amirinin Emniyet Amiri Mehmet Yasin Ö., bu büronun bağlı bulunduğu şube müdür yardımcısının 4. sınıf emniyet müdürü Dursun Usta, Asayiş Şube Müdürünün 3. Sınıf Emniyet Müdürü Kerim K. olduğu,

KIHBI Bilgi Toplama İşlemleri Programının bazı kayıtlarını UYAP üzerinden doğru veremediği, sistem merkezinden bu sorun görüldüğü için İçişleri Bakanlığı KIHBI Daire Başkanlığı'nın 04/10/2013 tarih 4161 sayılı yazılı emri ile, bu sorunların yaşanmaması için sorgulamaların aynı anda hem KIHBI programı, hem de UYAP/KIHBI ortak uygulama ekranında yapılmasının emredildiği, yazının KIHBI Daire Başkanlığı tarafından Emniyet Teşkilatının tüm birimlerine tamim edildiği, İçişleri Bakanlığının bu emrine göre otelde konaklayanların POLNET/UYAP üzerindeki bağlantı haricinde Kıhbı programından da sorgulanması gerektiği, ancak görevli polis memurlarının bu sorgulamayı yapmadıkları, patlamaların sorumlusu Orhan Önder'in sadece GİYKİMBİL üzerinden ekrana düşen ‘yoklama kaçağı’ hususunun teyidi yapılarak gereğinin yapıldığı, KIHBI'den sorgulanmaması nedeniyle terör nedenli kayıp olduğu bilgisine ulaşılamadığı” değerlendirmeleri yapıldı.

SAVCI 10 POLİSE CEZA İSTEDİ

İddia makamı, üzerlerine atılı bulunan suçu işledikleri sabit olduğu gerekçesiyle sanıklardan Kanbi A., Ali K., Akın D., Murat D., Mefaret S., Fatih D., Mehmet Ali C., Hüseyin Y., Ahmet T. ve Hamdi Y.’nin TCK'nin 257/2 ve 53. maddeleri uyarınca ayrı ayrı cezalandırılmalarını, diğer sanıklar Murat İbrahim Y., Mehmet Yasin Ö., Dursun U. ve Kerim K.’nin ise beraatlerine karar verilmesi yönünde mütalaa sundu.

Mahkemenin mütalaasına karşı tek tek söz verdiği aileler tüm sanıkların cezalandırılmasını istedi.

AVUKATLAR: TÜM SANIKLAR CEZALANDIRILSIN

Sonrasında davada katılan konumunda bulunan HDP’nin avukatlarından Av. Eylem Timur’e söz verildi. Av. Timur, sunulan mütalaaya kısmen katıldıklarını dile getirip, beraat talep edilen sanıklar dahil tüm sanıkların cezalandırılmasını talep ettiklerini ifade etti.  Aynı talepte bulunan Av. Özüm Vurgun ise, “Aynı dönem içerisinde birden fazla eylem olmuştur, cezasız kaldıkça bu eylemler devam etmiştir, öncelikle sanıkların cezalandırılmalarını ve sonrasında görevlerinden men edilmelerini istiyoruz” dedi.

Katılanlar Hayati Kurul, Zekai Kurul, Ahmet Kurul ve Mustafa Kurul vekili Av. Nadide Kurul da savcılık mütalaasına ilişkin “Sanıklar görevlerini gereği gibi yerine getirmiş olsalardı, şu anda bu dava görülmeyecekti. Ayrıca biz dosyada sanıkların görevi kötüye kullanma suçundan değil, TCK'nın 83. ve 89. maddeleri gereğince cezalandırılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu konudaki daha önce belirttiğimiz görevsizlik talebimiz devam etmektedir” diyerek, tüm sanıkların cezalandırılmasını talep etti.

Katılan Mehmet Çelik vekili Av. Zeynep Işık ise, mütalaaya ilişkin itirazında yargılamanın başından itibaren hukuka aykırı olarak ilerlediğini ve olayın öneminin göz ardı edildiğini ifade etti. Dosyadaki sanıklar dışında kimlerin ihmali olduğunun ortaya çıkarılması gerekirken bunun yapılmadığı söyleyen Av. Işık, “Resmi makamların maddi tedbirleri almadığı açıkça ortadadır. İnceleme raporlarında da bu husus ortaya çıkmıştır. Otelde Orhan Gönder'in asker kaçağı olduğunun ortaya çıkmasına rağmen gerekli işlemler yapılmamıştır” dedi. Av. Işık, bu kapsamda tüm sanıkların TCK'nin 83. ve 89. maddelerini oluşturan “Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi” ve “Taksirle yaralama” suçlarından cezalandırılması istedi.

SANIK POLİS: ENDİŞEM FİLLER TEPİŞİRKEN KARINCALARIN EZİLMESİ

Avukatların beyanlarının ardından sanık Mehmet Ali C.’ye son sözü soruldu. Tüm mağdurların ailesine baş sağlığı dileyen sanık polis, “Benim endişem filler tepişirken karıncaların ezilmesidir” diyerek, patlamanın sorumluluk bölgesinde olmadığını savundu ve beraatini talep etti. Avukatı da yine müvekkili hakkında beraat talebinde bulundu

Diğer sanık avukatları da yine müvekkillerinin üzerine atılı suçun oluşmadığı gerekçesiyle beraat talebinde bulundu

Mahkeme heyeti son taleplerin alınmasının ardından kararını açıkladı.

10 POLİSE BERAAT

Mahkeme sanık polislerden Kerim K., Dursun U., Hüseyin Y., Hamdi Y., Mehmet Yasin Ö., Ahmet T., Kanbi A., Murat İbrahim Y., Fatih D., ve Mehmet Ali C.’nin üzerine atılı “ihmal suretiyle görevi kötüye kullanma suçu”nun yasal unsurları oluşmadığı gerekçesiyle beraatlerine karar verdi.

4 POLİSE 2 AY 15 GÜN HAPİS

Sanık polislerden Mefaret S., Akın D.,  Ali K. ve Murat D.’ya ise  “ihmal suretiyle görevi kötüye kullanma” suçunun alt sınırı olan 3 ay hapis cezası veren mahkeme, indirim uygulayarak cezalarını 2 ay 15 güne düşürdü. Mahkeme, haklarındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdiği 4 sanığın 5 yıl denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmalarını kararlaştırdı.