Şafii Hayme: Öcalan'la görüşme olursa, demokrasinin yolları açılır

img

DİYARBAKIR - Çocuklarıyla birlikte defalarca gözaltına alınıp tutuklanan Şafii Hayme, Kürt sorunun çözümünün PKK Lideri Abdullah Öcalan ile görüşmeyle sağlanabileceğini ve bununla da Türkiye’de demokrasi yollarının açılabileceğini söyledi. 

Diyarbakır’ın Silvan ilçesine bağlı Kemuk köyünün 1992 yılında korucular tarafından yakılması kent merkezine yerleşen Şafii Hayme (71), 5 çocuğuyla birlikte siyasi gerekçelerle birçok kez gözaltına alındı, tutuklandı, yıllarca cezaevlerinde kaldı. Baba Hayme, 6 kez tutuklanıp 7 buçuk yıldan fazla bir süre cezaevinde kalırken, çocuklarından Bejan Hayme, Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi’nde 8 yıl, Arif Hayme ise Rize L Tipi Kapalı Cezaevi’nde 7 yılı aşkın süre tutuklu kaldıktan sonra 2018’de tahliye oldu. Şenay Hayme ise Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nde 2018'de 5 ay tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakıldı.
 
AİLEDEN 4 KİŞİ AYNI CEZAEVİNDE
 
Çocuklardan Mehmet Hayme Bolu T Tipi Kapalı Cezaevi'nde, İbrahim Hayme ise Diyarbakır 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nde uzun bir süredir tutuklu. Baba Hayme, hem kendisi hem de çocuklarının tutuklandıkları tarihleri hatırlamasa da oğlu İbrahim’in 2010 yılında tutuklanmasının ardından 3 çocuğuyla (Bejan ve Arif) birlikte aynı zaman diliminde 3 buçuk yıl cezaevinde kaldığını belirtti. Hayme, o dönemde Diyarbakır'da aynı cezaevinde kaldıkları Bejan ve Arif'in bir süre sonra Bayburt ve Edirne cezaevlerine istemleri dışında sevk edildiğini aktardı.  
 
KARDEŞLERİN 20 YIL SONRA GÖRÜŞMESİ 
 
Oğlu Bejan’ın 3 kez tutuklandığını anlatan Hayme, “En son tutuklanmasında 12 yıl ceza aldı. Yargıtay 7 yıla indirdi. Cezası bittikten sonra onu 2018'de Bayburt Cezaevi önünde aldım. İstanbul’a gittik. Bana kardeşini görmeden Diyarbakır’a gelmeyeceğini söyledi. 1 hafta bekledik. Görüş günü geldi. Bolu’da 20 yıl görmediği kardeşi Mehmet’i gördü” dedi.
 
AÇLIK GREVLERİ 
 
Çocuklarının 5’inin de cezaevlerinde kaldıkları dönemlerde açlık grevine girdiğini dile getiren baba Hayme, çocuklarından Mehmet, İbrahim ve Şenay’ın Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven öncülüğünde başlayan 2018’deki açlık grevlerine, Bejan ve Arif'in de 2012'deki açlık grevlerine girdiğini ifade etti. 
 
BASKILAR ARTTI
 
Yıllarca cezaevinde kalan ve 5 çocuğunun sürekli tutuklanması nedeniyle cezaevleri arasında mekik dokuyan baba Hayme, 27 Kasım 2020'de başlatılan ve 290'ınıncı gününde sonlandırılan açlık greviyle birlikte cezaevlerindeki hak ihlallerinin katlanarak arttığını söyledi. Hayme, Bolu Cezaevi’nde kalan oğlu Mehmet Hayme’nin aktardıkları ışığında yaşananları şöyle kaydetti: “Açlık grevleriyle Türkiye ve Kürdistan zindanlarında baskılar, sevkler, sürgünler arttı özellikle açlık grevlerine girmiş olanları başka cezaevlerine sürgün etmeye başladılar. Tavırları yaklaşımları her şekliyle farklı bir boyut kazandı. Açlık grevlerinden sonra yiyeceklerine, elbiselerine, kitaplarına karışır oldular. Gardiyanlar, koğuşları havalandırmadan önce onların kitaplarının ve eşyalarının olduğu bölümlere girerek her şeyi alt üst ediyor. Oğlum bu aramaların onların uyudukları sırada yapıldığını söylüyor. Arama sırasında kitaplarında bazılarını ‘bunlar yasaktır’ diyerek alıyorlar.”  
 
TALEPLER İNSANİ
 
Siyasi tutukluların PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit ve hak ihlallerine karşı aynı taleplerle yıllardır açlık grevleri başlattığına dikkat çeken Hayme, şunları söyledi: “Tutuklular, halklarının üzerindeki baskıların kaldırılmasını istiyor. Direnişlerinin sebepleri de bunlardır. Onlar sadece birlikte bir yaşamın kurulmasını istiyor. İstekleri de bunlar. Açlık grevleri için tutukluların talepleri, Türkiye’nin yasa ve kanunlarına göre hukuki olan şeylerdir. Öcalan’ın, diğer tutukluların aileleriyle, avukatlarıyla görüştüğü gibi görüştürülmesi gerektiğini söylüyorlar. Bunlar suç değil, her insanın hakkı olan şeylerdir. Öcalan’la görüşmelerin başlatılmasıyla Türkiye’de insanlığın ve demokrasinin de yolları açılmış olur. Ancak onlar barışın olmasını istemiyor, çünkü barıştan değil savaştan yararlanıyorlar. Öcalan, ‘Eğer serbest olursam ve konuşursam 1 aydan daha az bir sürede bu sorunu çözerim. Ne Kürt ne de Türk ölür’ diyor.  Bugün Türkiye’nin içine düştüğü krizin sebebi nedir? Bilerek görüş yapılsın istemiyorlar. Çünkü biliyorlar ki görüş yapıldığı zaman onlara doğru yol gösterilecek.”
 
MA / Ceylan Şahinli