'Türkiye'nin demokratik rejim inşa etmekten başka şansı yok'

img

ANKARA - İHD Genel Kurulu’nda konuşan İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, toplumsal muhalefetin Kürt sorununun çözümündeki rolünün önemli olduğunu belirtirken Eren Keskin ise yargıdaki siyasallaşmaya dikkat çekti. 

İnsan Hakları Derneği (İHD) 20’nci Olağan Genel Kurulu, “Geçmişten geleceğe insan hakları, barış ve demokrasi için mücadelemiz sürüyor” şiarıyla Hacı Bektaş’ı Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Merkezi Konferans Salonu'nda gerçekleştiriliyor. Açılış ardından söz alan İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, Türkçe ve Kürtçe selamlayarak, söze başladı. Genel kurullarının 10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Gar Meydanı’nda yapılan katliamın 6’ncı yıldönümüne denk geldiğini anımsatan Türkdoğan, katliam günü alanda insan hakları savunucularının da olduğunu, kimisinin yaşamını yitirdiğini, kimisinin de yaralandığını vurguladı. Türkdoğan, katliamda yaşamını yitiren 104 kişinin hesabını soracaklarını ifade etti. 
 
Kovid-19 salgını döneminde dünyadaki devletlerin otoriter yanlarının daha fazla açığa çıktığını ve Türkiye gibi ülkelerin topluma destek olmak yerine bağış kültürüyle ekonomik krizin daha da derinleştirildiğine dikkati çeken Türkdoğan, “Pandemi döneminde en fazla ekonomi ve sosyal haklar alanın çok sayıda başvuru aldık. Kaymakamlık ve belediyelere gelen başvuruları yönlendirdik. Bu konuda bize destek olan muhalefet belediyelerine de teşekkür ederiz” dedi.
 
‘ÇATIŞMALI SÜREÇ DEVAM EDİYOR’
 
Türkiye’de çatışma sürecinin 24 Temmuz 2015 tarihinde başladığını vurgulayan Türkdoğan, “Bu 6 yıldır kesintisiz sürüyor. Bazı kesimler baskı rejimini 15 Temmuz 2016 tarihinde başlatır ama asıl 24 Temmuz 2015’te başlamıştır. O dönemde çatışmalı süreç başladı. OHAL o dönemde iki yıl kesintisiz tüm Türkiye’de uygulandı. Bir de pandemi zorlukları eklenince insan hakları ihlalleriyle baş etmenin güçlüğünü de vurgulamak istiyorum” diye konuştu. 
 
KÜRT SORUNU
 
Kürt sorununa dikkat çeken ve çatışmalı süreci sınırlarının dışına çıktığını belirten Türkdoğan, “Çatışma ve savaş sahası alanı büyümüştür. Kayyım adı altında Kürt seçmenin iradesi gasp edilmiş, seçilmişleri cezaevine konulmuştur. İktidar batılı müttefiklerini ikna etmek için bazı reform paketleri açıklamaya başladı. En son İnsan Hakları Eylem Planı açıklandığı ay sabah evimden gözaltına alındım. Raci (Bilici) arkadaşımıza, Ağrı’daki arkadaşımıza ceza verilmesi gösteriyor ki hakikaten işimiz çok zor. Mücadele yanımızı güçlendirmemiz gerekiyor. Hafta içi bir anket açıkladık ve o anket bile Kürt sorunu vardır, diyor” ifadesinde bulundu.
 
‘ÇÖZÜME İHTİYAÇ VAR’
 
Türkiye’nin gerçek çözüme ihtiyacı olduğunu kaydeden Türkdoğan, şunları belirtti: “Türkiye, Kürt sorunu kabul edecek, diyalog, müzakere kuracak. Muhataplarıyla bu meseleyi konuşacak. Türkiye’nin siyasi, toplumsal muhalefeti, barış hareketi, demokratik kitle hareketleri Kürt sorununu çözmeye muktedirdir. Kürt sorununun çözümü ardından Alevilerin eşit yurttaşlık hakkı kabul edilmelidir. Rejim karakterinin değişmesi, inkar eden rejim kodlarına karşı Türkiye’nin insan haklarına dayalı demokratik rejim inşa etmekten başka şansı yoktur.”
 
DEMOKRATİK ANAYASA
 
Anayasa tartışmalarına da değinen Türkdoğan, Türkiye’nin yeni, sivil ve demokratik bir anayasaya ihtiyacı olduğunu kaydetti. İnsan haklarına, demokrasinin çoğulculuk, açıklık ve eşitlik kavramlarına dayalı bir anayasa hazırlanması ardından tüm sorunların çözüleceğini ifade eden Türkdoğan, “İfade özgürlüğü demokrasinin temelidir. Bir ülkede ifade özgürlüğü yoksa demokrasiden bahsedemezsiniz. On binlerce insan Terörle Mücadele Kanunu (TMK) kullanılarak, yargı baskı altında olduğunu da sözlerime ekleyeyim. Türkiye’de ayrımcılıkla mücadele edilmelidir. Nefret suçlarına ilişkin maddeler özel olarak düzenlenmeli. Konya’daki ırkçı saldırı hafızalarımızda. Bir aile katledildi. Mültecilerin maruz kaldığı nefret saldırılarının haddi hesabı yok. Bunlara karşı insan hakları mücadelesinin yürütülmesi gerekir” ifadelerini kullandı. 
HDP’nin açıkladığı deklarasyona da değinen Türkdoğan, bu anlamda siyasal ve toplumsal muhalefete sorumluluk düştüğüne dikkati çekti.
 
ŞENYAŞAR AİLESİ SELAMLANDI
 
Urfa Adliyesi önünde Adalet Nöbeti tutan Şenyaşar ailesini de selamlayan Türkdoğan, şöyle konuştu: “Şenyaşar ailesinin direnişlerine saygı duyuyorum. O aile vahşice katledildi. Sadece adalet arıyor. Türkiye’de adaletin geldiği nokta ibret vericidir. KONDA’nın bizim için yaptığı ankette adalete güven yüzde 70’tir. Türkiye’nin önemli sorunu devlet içi çete yapılanmasıdır. En çok saldırısına maruz kaldığı bir yapıdır. Mutlaka ve mutlaka mücadele edilmesi gerekir. Sedat Peker ifşaatları karşısında iktidarın adım atmaması, İçişleri Bakanı'nın istifa etmemesi ki bizi Meclis’te hedef göstermiştir. Bu yapılarla mücadele etmeliyiz. Adalet ve hakikat mücadelemiz sürecek. İşkence ve kötü muamele yasağı yaygınlaştı. İktidar işkence kavramını kullanmıyor. Çıplak arama, zorla sevke, insanların kaçırılmasına karşı, mücadelemiz sürecektir. OHAL yasalarının kaldırılması yönündeki mücadelemiz kesintisiz sürdüreceğiz.”
 
Açlık grevinde yaşamını yitiren avukat Ebru Timtik’i de anan Türkdoğan, İmralı Cezaevinde tutulan Öcalan ve arkadaşlarının ağır insan haklarına maruz kaldığını belirterek, “Herkesin haklarından yararlanmasına karşı mücadelemiz sürecektir. Barış mücadelemiz inat ve umutla devam edecektir” dedi.
 
KESKİN: TALİMATLA İŞ YAPAN YARGI VAR
 
İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin ise “Biz maalesef egemenimize benziyoruz. Ne kadar yol almaya çalışsak ta erkek egemen sistem bizde de üretilmeye devam ediyor” diyerek, söze başladı. Tutuklu siyasetçi Aysel Tuğluk ile yaptığı görüşmeyi aktaran Keskin, Tuğluk'un annesinin cenazesine yapılan saldırıdan sonra ciddi sağlık sorunları yaşamaya başladığını ve tanınan siyasetçi olması nedeniyle diğer hasta tutukluların önüne geçmemek için durumunu gündemleştirmek istemediğini söyledi. 
Keskin, konuşması sırasında gözyaşlarını tutamadı.
 
Yaşanan sürece dikkat çeken Keskin, “Kötülüğün tavan yaptığı birçok dönem yaşadık. En azından bir hakim, savcıya ulaşabiliyorduk. Ama bu dönem yargının tamamen talimatla iş yürüten bir yargı var. Onlar tanınan insanlar bir de tanınmayanlar var. Hakikaten korkunç şeyler yaşıyor. Bunları tartışmalıyız” dedi.
 
DEMİRTAŞ VE MIZRAKLI'DAN MESAJ
 
Konuşmaların ardından Genel Kurul’a gönderilen mektuplar okundu. Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve yerine kayyım atanan Diyarbakır Belediye Eşbaşkanı Dr. Adnan Selçuk Mızraklı’da Kayseri Bünyan Kapalı Cezaevi’nden mesaj gönderdi.
 
İHD Genel Merkez Kongresi Divanı’nı ve yol arkadaşlarını selamlayan Demirtaş, “Tüm arkadaşlarımı insan hakları mücadelesinde başarılar diliyor, kongrenizi kutluyorum” mesajını iletti.
 
'İHD HAFIZAMIZDIR'
 
Mızraklı ise mesajında insan hakları mücadelesinin her dönemde değerli ve yön gösterici olduğuna dikkati çekti. Mızraklı’nın mesajı şöyle: “İHD’li yoldaşlarım, canlar, cesur yürekler, insan olma halinin en güçlü vurgusu olan özgürlük, hak, onur ve adalet mücadelesinin yiğit neferleri hepinizi saygı ile selamlıyorum. İnsan hakları mücadelesi her dönemde değerli ve yön gösterici olmuştur. Aydınlık adına bir tutam adına bir tutam ışığın biriktirildiği yerler olmuştur. İçinde bulunduğumuz bütün zorluklara karşı gerek geçmişimizden devraldığımız güçlü miras, gerek haklılığımıza ve doğruluğumuza olan inancımız bizi güçlü kılıyor. Zulüm ve zorluklarla dolu bir sürecin sonuna doğru ilerlediğimiz bu günlerde İHD hafızamız, hak ve özgürlük mücadelesi şiarımız olacaktır. Hepinizi yoldaşlığın sıcaklığı ile kucaklıyor ve selamlıyorum. Yolunuz açık ve aydınlık olsun.”
 
Pandemi nedeniyle tek gün yapılacak Genel Kurul, basına kapalı olarak, Merkez Yönetim Kurulu faaliyet, mali ve merkez denetleme kurulunun raporlarının sunumuyla devam ediyor.