Kamu Başdenetçisi cezaevlerinde işkence olmadığını savundu

img

ANKARA - Cezaevlerinde her gün yeni bir işkence, sürgün, baskı ve hak ihlali basına yansırken, Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, Meclis Plan ve Bütçe Komisyonunda soruları yanıtlarken, “Bu konuda duyum alırsanız, bilgi alırsanız mutlaka bize bildirin” diyerek işkence olmadığını savundu.  

Plan ve Bütçe Komisyonu’nda devam eden 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi’nin Meclis, Kamu Denetçiliği Kurumu ve Sayıştay bütçelerine dair görüşmeler milletvekillerinin sorularını yöneltmesiyle devam etti.
 
İlk sözü HDP grubu adına alan komisyon üyesi Garo Paylan, “eşit işe eşit ücret” ile ilgili Meclis Başkanı Mustafa Şentop’tan emekçileri rahatlatacak bir açıklama beklediğini belirtti. Paylan, 10 bin dolar alan milletvekili ile ilgili girişimde bulunup, bulunulmadığını ve yurt dışı gezilerinde partilerinin milletvekillerinin çağrılıp, çağrılmamasının komisyon başkanı iradesinde mi olduğu sorularını yöneltti. 
 
İYİ Parti grubu adına söz alan Erhan Usta’ da yedek ödenek meselesini Sayıştay ve Meclis Başkanı’nın nasıl değerlendirdiğini sordu. Usta, “Sayıştay raporlarının daha fazla sonuç doğurabilmesi için ne yapılması gerekir? Varlık Fonunun Sayıştay denetimi dışına çıkarılmış olmasını nasıl değerlendiriyoruz?” sorularını sordu. 
 
KAYYIM OLAN YERLERDE DENETİM SÜRÜYOR MU?
 
HDP Komisyon üyesi Necdet İpekyüz tarafından da “Kayyım olan yerlerde denetim devam ediyor mu? Herhangi bir usulsüzlük var mı? Özellikle son günlerde kimi kurumlara, kimi vakıflara rastgele kurumlardan yardım yapılmakta. Bu kurumlara özgü bir çalışma yapılmakta mıdır, yapılmamakta mıdır?” soruları soruldu. 
 
İYİ Partili Durmuş Yılmaz da “Şu anda Sayıştayda görülmekte olan herhangi bir zimmet davası veya kamu zararı davası var mı, varsa bununla ilgili olarak detaylı bilgi verebilir misiniz?” dedi.
 
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ
 
İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmaması nedeniyle yaşanan hak ihlallerine dair rapor hazırlanıp, hazırlanmayacağı sorusunu Meclis Başkanı Mustafa Şentop’a yönlendiren HDP’li Filiz Kerestecioğlu, “Kaç kez Adalet Bakanlığıyla cezaevlerindeki sorunlar için biraraya geldiniz? Sağlık Bakanlığıyla sağlık çalışanlarının çalışma koşulları hakkında görüştünüz mü? Ve son olarak işkence vakalarıyla ilgili İçişleri Bakanlığıyla kaç kez görüştünüz, ne gibi tavsiyeleriniz oldu?” diye konuştu.
 
 
Milletvekili Abdurrahman Tutdere Kamu Denetçiliği kurumuna 1 Ocak 2020’den bu yana kaç başvuru yapılıp, yapılmadığını ve ilk 10 sırada başvurularda hangi konular olduğuna dair bilgi talebinde bulundu.
 
Komisyon üyeleri ve milletvekillerinin soruları ardından ilk sözü Meclis Başkanı Mustafa Şentop aldı.
 
KÜRSÜ DOKUNULMAZLIĞI AÇIKLAMASI
 
Şentop, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde Meclis Başkanı’nın vekalet edemeyeceğini bu usulün parlamenter sistemde mümkün olduğunu belirtti. Soruları yanıtlayarak, konuşan Şentop, Milletvekili sorumsuzluğuna dair de detaylı bir açıklama yaparak, bunun ancak grup toplantılarında, genel kurulda, komisyon, Başkanlık Divanı ve danışma kurulunu kapsadığını belirtti. 
 
Milletvekilliği düşürülmesiyle ilgili konuşan Şentop, birçok kez açıklama yaptığını hatırlattı. Şentop, “Her seçim yeni bir dokunulmazlık kazandırır” sözlerini hatırlatarak, aynı görüşte olduğunu savundu. CHP’li Enis Berberoğlu kararında hukuksuzluk olduğunu dile getiren Şentop, “Mesela ben Meclis Başkanı olarak Yargıtay’ın kararını yanlış buluyorum. Kesin hüküm mü? Kesin hüküm. Peki, benim yanlış bulmam bunu değiştiriyor mu? Hayır, değiştirmiyor. Kesin hüküm, kesin hükümdür” dedi.
 
‘İÇTÜZÜKTE VE ANAYASA’DA YOK BİZ UYGULADIK’
 
AYM kararı ardından Gergerlioğlu ve Berberoğlu’nun milletvekilliklerinin iadesini de lütuf olarak gören Şentop, “Yani Anayasa Mahkemesi bireysel başvuruyla ilgili karar verdi, tamam. Sonra bu gitti yerel mahkemeye, kesin hüküm kaldırıldı, onu burada okuttuk ve tekrar milletvekilliğini kazandığını söyledik. Böyle mi bu acaba, çok kesin mi bu? Ne var ki bu durumda milletvekilliği sıfatının tekrar kazanılıp kazanılamayacağı, tekrar kazanılacaksa bunun yolunun ne olduğu konusunda Anayasa'da ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nde hüküm yoktur. Milletvekilinin haksız yere düşmüş olan milletvekilliğini tekrar kazanması gerektiği görüşü -bizim uygulamamız - adalet ve nesafet mülahazalarıyla savunulabilir” dedi.
 
Şentop, AYM’nin tedbir kararı vermesi halinde dokunulmazlık tezkerelerini okutulmayacağını belirtti. Gelen fezlekeler konusunda Meclis Başkanı’nın iade yetkisi olmadığını savunan Şentop, sorumluluğun Meclis Karma Komisyonu’nda olduğunu söyledi. 
 
MUHALEFETİN ELEŞTİRİLERİNE KATILDI
 
Muhalefet partilerin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde iktidar tarafından getirilen ve hızlıca kanunlaştırılan tekliflere dair eleştirilere katıldığını ifade eden Şentop, şöyle konuştu: “Bu konularla ilgili dile getirilen eleştirilerin önemli bir kısmına ben de katılıyorum. Şimdi, buradaki sorun şu: Eskiden kanun hazırlıkları bütünüyle Başbakanlık merkezli olarak çalışılırdı ve orada bu konuyu çalışacak bir birim vardı, özel bir birim. Etki analizi dâhil olmak üzere, etkilenen birçok STK’nin, kurumların, toplum kesimlerinin hepsinin görüşleri alınarak bir mutfak vardı, o mutfakta hazırlanırdı. Buraya geldiği zaman tasarı olarak önemli ölçüde pişirilmiş, sunum için burada bir tek komisyonlarda ısıtılması gerekiyordu işin, sadece o kadar. Şimdi öyle değil. Şimdi tabii, bütünüyle Mecliste bu süreçlerin gerçekleşmesi gerekiyor. ‘Mutfak’ dediğimiz şeyin Mecliste oluşturulması gerekiyor. Biz bu yönde tekliflerle ilgili bir merkez oluşturduk, yasama uzmanlarımız var. Bir fikir olarak ‘Bu konuda bir düzenleme yapılmalı’ diyen herhangi bir milletvekili arkadaşımızın düzenlemesini bir kanun çerçevesi içerisine çevirerek bu hizmeti sunan bir birimimiz var.”
 
KOMİSYONLAR ETKİN HALE GETİRİLEBİLİR
 
Kanun teklifleri konusunda komisyonların daha etkin olması gerektiğini savunan Şentop, “Tabii, çok hızlı bir şekilde geliyor teklifler, bir an önce çıkması lazım, ‘Komisyon toplansın şu kadar zamanda’ falan. Ben 2011’den beri milletvekili olarak görev yapıyorum burada. Şöyle: üç günde, beş günde, bir haftada, bir ayda çıkmasa kıyamet kopacak bir kanun görmüyorum, hiç hatırlamıyorum. Yani böyle bir hüküm de yok, madde de yok. Onun için komisyonların bence daha yoğun olarak teklifi olgunlaştıracak şekilde hatta işte STK’ları dinleyerek, etkilenen toplum kesimlerini de belki dinleyerek kanunu olgunlaştıracak şekilde çalışmasında fayda var diye düşünüyorum. Ama bunu yapabilmek için İç Tüzük değişikliğine ihtiyaç var. Komisyonları daha etkin hâle getirecek, komisyon çalışmalarını daha etkin hâle… Hatta gerekirse komisyonlar kendileri kanun teklifi hazırlayıp bunu görüşüp olgunlaştırıp Genel Kurula indirebilmeli” diye belirtti.
 
4 BİN 204 DOSYANIN 2 BİN 644’Ü DERDEST
 
Söz alan Sayıştay Başkanı Metin Yener de söze Sayıştay’ın yargılama faaliyetleriyle ile ilgili soruyla başladı. Sayıştay dairelerince verilen hükümler aleyhine Sayıştay Temyiz Kuruluna yapılan başvurularda 2020 yılından devreden 2 bin 526 dosya, 2021 yılında gelen bin 678 dosya olmak üzere toplam 4 bin 204 dosya olduğunu dile getiren Yener, “Şu ana kadar bin 540 dosyada hüküm tesis edilmiş olup 2 bin 664 dosya ise derdesttir” dedi. Yener, 30 büyükşehrin hepsini denetlediklerini denetleme kriterleri arasında kayyım olup, olmamasının önemli olmadığını kaydetti.
 
Yener, Sayıştay kapsamında yapılan yargılamaya esas raporların mevzuat gereği Meclis’e sunulduğu ancak kamuoyuna açıklanmadığını belirtti.
 
YÜZDE 40 KADIN VAR
 
Son olarak soruları yanıtlamak için Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç söz aldı. Malkoç, HDP’li Garo Paylan’ın “kadın bürokratlar neden yok” sorusuna yanıt vererek, “Denetçi olarak 5 denetçinin ikisi bayandır, kadındır. Denetçilerde yüzde 40 oranındayız, çalışanlarımızın da yüzde 45’i kadındır” dedi.
 
2 BİN 500 BAŞVURUDA İŞKENCE YOK İDDİASI!
 
Sadece İstanbul’da büroları olduğunu kaydeden Malkoç, “Eğer büro açarsak oraya eleman koymak zorundayız, zaten toplam 275 elemanımız var. Bu yeni eleman kadro demek o da meşakkatli bir iş” diye belirtti. Malkoç, işkence ile ilgili Kamu Denetçi Kurumu’na başvuru gelmediğini söyledi. 2020 yılında cezaevleriyle ilgili 2 bin 500’e yakın başvuru aldıklarını ifade eden Malkoç, “Bunlarda işkence konusunda herhangi bir başvuru yok. Bu konuda duyum alırsanız, bilgi alırsanız mutlaka bize bildirin. Cezaevleriyle ilgili salgından önce bir çalışmamız vardı. 30’a yakın cezaevini dolaştık, Sincan’dan tutun, Silivri’ye, Elâzığ’dan İzmir’e kadar 250’nin üzerinde tutuklu veya hükümlüyle görüştük, rapor hazırlamaya pandemi sebebiyle ara vermek durumunda kaldık ama bu rapor çalışması yeniden başlamıştır; buna değineyim sadece” diye konuştu.
 
Görüşmelerin sona ermesi ardından Meclis, Sayıştay ve Kamu Denetçiliği Kurumu bütçe teklifleri komisyon tarafından kabul edildi.
 
MA / Berivan Altan