Silivri Cezaevi’nde ihlal: Sevk, şiddet ve soruşturma

img

İSTANBUL - Silivri 5 Nolu Cezaevi'nde 150 tutuklunun yerinin değiştirildiğini aktaran avukatlar, halay çeken tutuklulara soruşturma açıldığını, bir tutuklunun hastanede saldırıya uğradığını ve "terör kimliği" dayatması olduğunu belirtti.  

Silivri 5 No’lu Kapalı Cezaevi son günlerde hak ihlalleriyle gündemde. 5 Nolu'da tutulan 200'e yakın siyasi tutuklunun koğuşlarına 8 Ekim’de gardiyanlar tarafından baskın düzenlendi. Baskınlar sonrası yaklaşık 150 tutuklu ya adli tutukluların kaldığı Silivri 2, 3, 4 ve 7 Nolu cezaevlerine sevk edildi ya da farklı koğuşlara gönderildi. Sevk sırasında tutuklulara ait elbise ve kitaplara "kota" gerekçesiyle el konuldu. Sevkler sonrası ihlaller de arttı. Cezaevi idaresi, ilk olarak bazı tutukluların revir talepleri karşılamamaya başladı. Sonrasında halay çektikleri iddiasıyla 61 tutuklu hakkında soruşturma başlatıldı. 
 
KARGO PARASI
 
Yine Kırıkkale Cezaevi’nden Silivri Cezaevi’ne sevk edilen tutukluların 20 gündür tek kişilik hücrelerde tutulduğu öğrenildi. Tutuklulardan, sevk sonrası kendilerine verilen eşyaları ve elbiseleri için 500 TL "kargo" parası istendi. 
 
Tüm bunların yanı sıra Cezaevi Kampüsü içerisinde bulunan hastaneye sevk edilen bir tutuklunun "sivil" bir kişi tarafından yumruklu saldırıya uğradığı belirtildi.  
 
Cezaevini ziyaret eden Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi Gürkan İstekli ve Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST) Hukuk Danışmanı avukat Esra Erin, sevk edilen tutukluların yaşadıkları ihlalleri anlattı. 
 
CEZAEVİNDE ‘SİVİL’ SALDIRI
 
Av. Erin, 1991’den bu yana cezaevinde tutulan Soydan Akay'ın 28 Ekim’de Cezaevi Kampüsü içinde bulunan hastaneye götürüldüğü sırada 10 jandarmanın gözü önünde bir “sivil” tarafından yumruklu saldırıya uğradığı paylaştı. Akay’ın bu saldırıyı telefon görüşmesi sırasında ailesine aktardığını paylaşan Erin, durumu yerinde gözlemlemek üzere cezaevine gittiklerini belirtti. Akay’ın kanser tedavisi gördüğünü ve kelepçeyle hastaneye götürüldüğünü aktaran Erin, "Akay, hasta bekleme alanında ayakta beklediği sırada saldırıya uğradığını aktardı. Ayrıca saldırının ardından doktora başvurmasına rağmen darp raporu verilmedi” dedi.
 
İDARE GÖRÜŞMEDİ
 
Akay’ın çift kelepçeyle hastaneye götürüldüğünü söyleyen Erin, bu durumun da kötü muamele olduğunu vurguladı. Erin, "Sağlık hakkına erişim için gittiği hastaneden bahsediyoruz. Neden takıldığını bilmiyoruz. Cezaevinin neredeyse her yerinde kameralar var. Bu saldırının olduğu yerde de kamera vardır. Ancak bu kayıtların alınıp alınmadığını, soruşturma başlatılıp başlatılmadığını bilmiyoruz. Tüm ısrarımıza rağmen idare görüşme talebimizi geri çevirdi. Bu soruları kendilerine soramadık. Jandarmanın saldırıya ilişkin bir tutanak tutup tutmadığını da bilmiyoruz. Ancak o anda bir tutanak tutulmadığını Akay bize aktardı” diye konuştu. 
 
SUÇ DUYURUSU
 
Erin, Cezaevi Kampüsü'nde sivillerin bulunmadığını işaret ederek, "Akay adli bir tutuklunun olabileceği üzerinde duruyor. Ancak Akay’ın o esnada tedavi edileceğini nereden bilmekte? Neden onu hedef aldı?" diye sordu. Erin, yaşananların açığa çıkarılması için Adalet Bakanlığı’na başvurduklarını aktardı. 
 
GARDİYANLARDAN TEHDİT
 
Akay’a dönük saldırının yanı sıra farklı hak ihlallerinin yaşandığı dile getiren Erin, özellikle 5 Nolu'dan 7 Nolu'ya sevkler sonrasında birçok ihlal başvurusu aldıklarını kaydetti. Erin, sevk işlemleri sırasında 5 Nolu'daki gardiyanların, “Siz burada daha bir şey görmediniz, orada size gününüzü gösterecekler” şeklinde tehditte bulunduklarını paylaştı.
 
2 BİN KİTABA EL KONULDU
 
Sevk edilen tutuklara ait 2 bin civarında kitaba, not defterine, mektuplara ve fotoğraflara el konulduğunu ifade eden Erin, “Bu eşyaları henüz onlara verilmedi. Ayrıca götürüldükleri cezaevinde de çok kötü, sağlık açısından kalmanın mümkün olmadığı koşulara konulmuşlar. Mahpuslar, 3 gün boyunca bu koğuşları silememişler. Pandemiyle ilgili de herhangi bir önlem alınmamış. Sağlıklı bir ortamdan söz etmek mümkün değil” diye kaydetti.
 
HALAY ÇEKMEYE SORUŞTURMA
 
Erin, koğuş temizliği sonrası halay çeken tutuklulara, “Halay çekerek, diğer tutukluları rahatsız ediyorsunuz. Eğer devam edersiniz hakkınızda soruşturma açarız” denildiğini ve sonrasında 61 kişi hakkında soruşturma başlatıldığını söyledi. Erin, 7 Nolu'da tutulanlara zorla üzerinde “PKK Terör Örgütü Suçlusu” şeklinde kimlik kartı verildiğini dile getirdi. 
 
'TERÖR KİMLİĞİ' DAYATMASI 
 
İdarenin hastane, revir ve görüşlere bu kimlik kartıyla katılmayı zorunlu kıldığını kaydeden Erin, “Tutuklular, bu kimlik kartıyla görüşe gitmeyi reddettikleri için geçen haftaki görüşler yapılmadı. Aileler, akşama kadar kapıda bekletilmiş. Daha sonra ise kendini avukat olarak tanıtan birinin ailelere, ‘Ben sizin çocuklarınız avukatıyım. Onlarla görüştüm, içerde hiçbir sorun yok. Her şey yolunda. Görüşe neden çıkmak istemediklerini size daha sonra söyleyeceklermiş’ diye paylaşımda bulunuyor. Tabii, tutuklular bu duruma çok tepkiliydi” diye konuştu. 
 
PLANLI SALDIRI
 
ÖHD Hapishaneler Komisyonu üyesi Gürkan İstekli ise, Akay’a yönelik saldırının planlı olduğunu belirterek, daha önce de benzer durumların yaşandığını ifade etti. Av. İstekli, Kırıkkale Cezaevi’nden Silivri’ye sevk edilen tutuklulara dayatılan “kargo” parasına işaret ederek, "Bir tutuklunun kendi istediği dışında başka bir cezaevine sevki sırasında cezaevinin o kişinin eşyalarını ücretsiz bir şekilde taşımakla yükümlü. Ancak sevk edilen bu tutuklardan 'tehdit' yoluyla zorla para alınmış" diye kaydetti. 
 
YENİ KONSEPT
 
Bu ve benzer uygulamaların Silivri’den başlatıldığına dikkati çeken İstekli,  daha sonra bu uygulamaların bütün cezaevlerine uygulandığını kaydetti. İstekli, “Bu aslında Silivri üzerinde yeni bir konseptin başlangıcı da olabilir. Türkiye ve Kürdistan’daki cezaevlerinde siyasi tutsakların koğuşları değiştirildi. Bazı yerlerde ciddi hak ihlalleri yaşandı. Ancak özellikle Silivri’de aralıksız bir aydır çok ciddi hak ihlalleri yaşanıyor” dedi.
 
VERİLMEK İSTENEN MESAJ
 
Uygulamaların siyasal gelişmelerden bağımsız olmadığına dikkati çeken İstekli, şunları söyledi: "Bu ayrıca topluma da bir mesaj niteliği taşıyor. Dışarıda zaten hiçbir şekilde rahat vermedikleri insanları, ‘ölümü gösterip sıtmaya razı etmeye’ çalışıyorlar. Ayrıca tutsakların ihlallere karşı verdiği direnişi de kırmaya çalışıyorlar.”
 
İLETİŞİM KESİLDİ
 
İstekli, tutukluların götürüldüğü koğuşlarda birbirleriyle iletişim kuramadıklarını aktardı. İstekli, şöyle devam etti: “Havalandırmanın üstü de file ile kapalı. Tamamen bir tecrit durumu geliştirilmeye çalışılıyor. Ayrıca 9 Nolu'da bulunan tutuklular da tekli tutuluyordu. Keyfi bir şekilde tutuluyorlardı. Aralarına FETÖ ve DAİŞ tutukluları serpiştirilmiş. İletişim kurmalarını engelleyecek bir şekilde konumlandırılmışlar." 
 
MA / Mehmet Aslan