Mahmur'da ambargo sürüyor: KDP ve AKP’nin planı boşa çıkarıldı

img
HABER MERKEZİ - 2 buçuk yıldır süren ambargonun KDP ve AKP ittifakının sonucu olduğunu söyleyen Mahmur Kampı Halk Meclisi Divanı Eşbaşkanı Ali Ürek, kampın boşaltılması planının halkın direnişiyle boşa çıkarıldığını söyledi. 
 
Irak'a bağlı Mahmur Kampı, yaklaşık 2 buçuk yıldır ambargo altında tutuluyor. 1993-1995 yılları arasında Türkiye’nin köy boşaltma ve koruculuk dayatması politikalarına karşı çoğunluğu Şırnak ve Hakkari’den göç eden 12 bin kişinin yaşadığı Mahmur Kampı, 1998 yılında Birleşmiş Milletler (BM) himayesine alındı. 17 Temmuz 2019 tarihinde Hewlêr’de bulunan Türkiye Konsolosluğu’nda görevli 3 kişiye yönelik gerçekleşen silahlı saldırıdan sonra, Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) tarafından ambargoya alınan kampın diğer iller ile olan bütün ilişkiler 843 gündür engelleniyor. Kampta sağlık, eğitim, güvenlik ve ekonomik gibi birçok sorun yaşanırken, özellikle Türkiye’ye ait Silahlı İnsansız Hava Araçları (SİHA) tarafından dönem dönem yapılan bombardımanlar, halkı tedirgin ediyor. 
 
KDP İLE TÜRKİYE İTTİFAKI
 
Mahmur Kampı üzerinde uygulanan ambargoya dikkati çeken Mahmur Kampı Halk Meclisi Divanı Eşbaşkanı Ali Ürek, ambargonun Kürt halkının yaşadığı diğer 4 parçada yürütülen özel savaş politikalarından bağımsız olmadığını söyledi. Federe Kürdistan Bölgesi’nde mülteci oldukları ilk günden bugüne kadar KDP ve özelde Barzani ailesinin ambargosunun söz konusu olduğunu kaydeden Ürek, “Özgürlük isteyen Kürtlere yönelik yapılan saldırılar sonucunda Mahmur’da hedef alınmış ve ona yönelik bir saldırı gerçekleştiriliyor” dedi. KDP’nin ilk günden beri Mahmur Kampı’nı ve diğer kampları dağıtmaya yönelik girişimleri olduğunu belirten Ürek, son olarak MİT’e bağlı Osman Köse’nin öldürülmesinin bu duruma gerekçe gösterildiğini söyledi. 
 
KDP’nin Türkiye ile kurduğu ittifak doğrultusunda adım attığını ve Mahmur Kampı’nı boşaltmayı hedeflediğinin altını çizen Ürek, kampta yaşayan halkın direnişle bu planı boşa çıkardığını ifade etti. 
 
AMBARGONUN SONUÇLARI 
 
Mahmur Kampı’na yönelik gerçekleştirilen ambargo ile birlikte Türkiye’nin de zaman zaman kampa yönelik hava saldırılarının olduğunu hatırlatan Ürek, kampta yaşayan insanların bu durumdan psikolojik olarak etkilendiğini ve hayati tehlikelerinin olduğuna söyledi. Bir yandan ambargonun diğer yandan da hava saldırılarının kampta yaşayan insanları olumsuz etkilendiğini vurgulayan Ürek, “Özellikle sağlık anlamında sorunlar yaşıyoruz. En basitinden ambargonun ilk zamanlarında hamile kadınlar hastaneye gitmek için kamptan çıktığı zaman, KDP kontrol noktalarında durduruldu. Çocuklarının yaşamını yitirmesine neden oldular. Birçok hasta insanımız hastaneye gidemediği için yaşamını yitirdi. Kronik hastalarımız var onlar tedavi edilemiyor. Kamptan giriş çıkışlara izin verilmediği için çalışmak için başka yerlere giden işçiler çalışamadı. Ekonomik olarak da zorlanıyoruz. Büyük bedeller ödememize rağmen bu kirli politikaların amacına ulaşmasına izin vermedik” diye konuştu. 
 
KİRLİ OYUNLAR 
 
İş, sağlık, eğitim ve alışveriş için sadece Federe Kürdistan Bölgesi ile ilişkilerinin olduğunu ancak ambargoyla bunun önünün kesildiğini anlatan Ürek, “KDP ve Türkiye’nin bu kirli oyunları amaçlarına ulaşmayınca farklı uygulamalara başvurmaya başladılar. Türkiye MİT’i ve Türkmenler, Kerkük ile bağımızı koparmaya çalışıyorlar. Güvenlik noktalarından geçen halkımıza sorunlar çıkarıyorlar. Erşad Salihi gibi Türkmen milletvekilleri, kampımıza yönelik ağır sözler kullanıyor. 12 bin insanın yaşadığı kampımızı ‘terörist’ ilan etti. Kampımıza saldıracaklarını ve dağıtacaklarını söylüyor. KDP’de Türkiye’nin kontrolü altında ve Türk partisi gibi hareket ediyor. Bunun farkında olmak gerekiyor” ifadelerini kullandı.
 
Mahmur Kampı’nın BM himayesinde olduğunu anımsatan Ürek, “Yıllarca BM temsilcileri aramızda kaldı. Fakat DAİŞ saldırıları gerçekleştiği zaman kendi güvenlikleri için ve Türkiye ile KDP’nin kirli oyunları yüzünden gidiş gelişleri azaldı. Burada yaşanan haksızlıklar ve saldırılardan BM habersiz değildir. BM’nin yaşanan zülüm ve zorbalıklara karşı sessiz kalması ortak olunduğunu gösteriyor. BM’nin ve Irak hükümetinin sessizliği, bu zulme ortaklıktır. Türkiye’nin baskıları sonucunda BM yapılanları görmezden geliyor” şeklinde konuştu. 
 
MÜCADELEMİZ SÜRECEK
 
Vicdan sahibi herkese seslendiğini ifade eden Ürek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Federe Kürdistan Bölgesi’nde hükümet KDP’nin elinde olduğu için onlara seslenmeye gerek yok. Çünkü bunu yapan bizzat onlar. Ama Başûr halkına sesleniyoruz, KDP ve Türkiye’nin bu kirli ittifakına karşı sessiz kalmayın. Bu ittifak ile Mahmur Kampı’nda yaşayan insanların çektiği zorlukların 10 katının Güneyli Kürt yurttaşlar yaşıyor. Bu oyunlarla Mahmur Kampı boşaltılamayacak ama bu ittifak ile Başûr boşaltılacak. Ne KDP ve Türkiye bu kirli oyunlarından yoruldular ne de biz kamplarda yaşayanlar direnişimizden ve mücadelemizden vazgeçtik. İşgalcilere karşı mücadelemiz zaferle sonuçlanana kadar devam edecektir.”