Keskin: Sakine yumuşak kalpli ve iyi bir arkadaştı 2018-01-09 09:09:41 İSTANBUL – Kürt kadın siyasetçilerden Sakine Cansız'ı anlatan avukat Eren Keskin, "İnsanlara ‘terörist’ deyip geçmek o kadar kolay değil. Sakine Cansız’ ı beğenmediğiniz için bir kelimenin arkasına gizleyemezsiniz, Kürt bilincine sahip, akıllı, bilgili, vicdanlı, yumuşak kalpli ve iyi bir arkadaştı” dedi.  Fransa'nın başkenti Paris'te 3 Kürt kadın siyasetçi Sakine Cansız, Leyla Şaylemez ile Fidan Doğan’ın yaşamını yitirdiği cinayetin üzerinden 5 yıl geçmesine rağmen cinayet hala aydınlatılamadı. İHD Eş Genel Başkanı avukat Eren Keskin, 1991 yılında bürosunda tanıştığı ve ardından yurt dışı ziyaretlerinde sürekli görüştüğü Sakine Cansız’ı anlattı.   ‘KADIN BAKIŞ AÇISINA SAHİP BİR KADINDI’   Cansız’ı daha önce isim olarak tanıdığını belirten Keskin, ilk olarak 1991 yılında cezaevinden çıktıktan sonra tanıştığını vurguladı. Hiç beklemediği bir anda cezaevinden çıkan Cansız’ın kendisini görmek için bürosunu ziyaret ettiğini dile getiren Keskin, “Sakine Cansız’ı isim olarak tanıyordum. Kendisi cezaevindeydi. 1991 yılında bir yasa değişikliği ile cezaevinden çıkmıştı. Bir gün bürodaydım kapı açıldı. İçeri girdi, ‘cesur ve süslü avukatımızı tanımaya geldim’ dedi. Yüz yüze tanışmamız bu şekilde oldu” dedi. Keskin, “İnsanlar hakkında konuşurken, onları tanımayanlar çok kolay damgalar vurabiliyor. Ama Sakine Cansız, hayatının büyük bir bölümünü cezaevinde geçirmiş, Diyarbakır Zindanını yaşamış, orada çok büyük hak ihlallerini yaşamış bir Kürt kadınıydı. Son derece özgür düşünceli, akıllı, birikimli, kadın bakış açısına sahip, kendi erkek arkadaşlarıyla da gerektiğinde kavga eden bir kadındı. Sakine Cansız feminist bir bakış açısına sahipti. İnsanlara ‘terörist’ deyip geçmek o kadar kolay değil. Sakine Cansız’ ı beğenmediğiniz için bir kelimenin arkasına gizleyemezsiniz, Kürt bilincine sahip, akıllı, bilgili, vicdanlı, yumuşak kalpli ve iyi bir arkadaştı. Cezaevinden çıktıktan sonra kısa bir süre İstanbul’ da kaldı” dedi. Keskin, yaptıkları sohbetlerde Cansız’ın genellikle cezaevini anlattığını söyledi.    Cansız’ın daha sonra yurtdışına çıktığını ve burada da kendisi ile görüşmeye devam ettiğini dile getiren Keskin, “Ben Avrupa’ya bir panele, konferansa gittiğimde eğer yakınlardaysa muhakkak gelir, dinlerdi. Bir gün Hollanda’da sohbet ettiğimiz bir arkadaşının evinde gece biz konuşurken bir patlama sesi geldi. O zaman ‘bizim geldiğimiz her yerde patlama mı olacak? Yeter artık bu seslerden’  demişti. Halbuki egzoz patlamasıymış.  Bu anı hep aklıma geliyor” diye belirtti.    ‘ÜZÜNTÜMÜ ANLATAMAM’   Fidan Doğan’ın (Rojbin) Fransa’da Avrupa Parlamento binasına rahat girip çıkabilen, parlamentodakilerle görüşebilen, orada üniversite eğitimi almış eğitimli bir Kürt kadını olduğunu dile getiren Keskin, “Türkiye’den Fransa’ya panele giden, konferansa giden herkes Rojbin’i tanırdı. Televizyonlardan bu haber geçmeye başlayınca bu 3 Kürt kadının kim olduğunu sormak için Rojbin’i aramaya başladım. Saatlerce Rojbin’i aradım. En doğru bilgiyi Rojbin’den alırız diyerek sürekli aradım. İsimler verilmeye başlayınca maalesef Rojbin de aralarındaydı. O günkü üzüntümü anlatamam. Böyle bir şeyin olacağı aklıma gelmezdi. Hala da çözülmemiş bir cinayet olduğu için, arkasında istihbarat örgütlerinin de olduğunu düşündüğüm için çok üzgünüm. Yeterince bu konunun gündeme getirilmediğini düşünüyorum” dedi.   ‘HİÇBİR ŞEY ORTAYA ÇIKMADI’   Keskin, “Bu olay belki açığa çıkmamıştır. Ama ben Türkiye ya da yabancı mutlaka istihbarat örgütünün bu işin içinde olduğunu düşünüyorum. İstihbarat örgütleri genelde yaşamı tehlikede olan insanları her zaman tetikçi olarak kullanmışlardır. Ömer Güney’in de ben bu şekilde seçildiğini düşünüyorum. Çünkü kendisinin tedavisi olmayan bir hastalığı varmış. Bu hastalığının varlığını kendisi de onu kullananlar da biliyordu. Yani Ömer Güney’in de bir tetikçi olduğu çok açık. Tetiği çektiren kim? Bu demokratik bir yargılama gücüyle ortaya çıkabilir. Ancak ben burada Fransız yargısının sorunlu olduğunu düşünüyorum. Çok uzun sürdü bu davanın açılması. Hiçbir şey ortaya çıkamadı. Ben muhalefet kesimlerinin de, Kürtlerin de bu davanın arkasına yeterince düşmediğini düşünüyorum” diye konuştu.    MA / Sadiye Eser