'Mantarhane örgütlü yaşamın minyatürü oldu' 2018-01-19 09:10:16 ADANA - 16 yıllık öğretmenlik mesleğinden ihraç edilen Şükran Yeşil, kadınlarla birlikte mantarhanede ürettiği mantarlarla umudunu büyütüyor. Yeşil, "Mantarhane örgütlü yaşamın minyatürü oldu” dedi.  Darbe girişimi ardından ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) binlerce kamu emekçisi ihraç edildi. Özellikle; muhalif kesimlerin hedef alındığı bu dönemde birçok kişi hem işsiz hem de güvencesiz yaşama mahkum edildi.    Şükran Yeşil de ihraç edilen emekçilerden yalnızca biri. Ancak; o kendine dayatılan karamsarlığa inat kadınlarla birlikte mantarhanede ürettiği mantarlarla umudunu da büyütüyor. Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nda (KESK) yönetici olan Yeşil, 7 Şubat 2017’de yayımlanan 686 sayılı KHK ile ihraç edildi. İhraç edildiğini aldığı telefonla öğrenen Yeşil, o an neler yaşadıklarını ise, “Sadece güldüm” sözleriyle anlattı.   'İLK İHRACI KÜÇÜK KIZIM YAŞADI'   16 yıllık öğretmenlik mesleğinden ihraç edilen Yeşil, ilk ihracı 8 yaşındaki kızının yaşadığını söyledi. Yeşil, kızının yaşadığı ağır süreci şöyle anlattı: “8 yaşında kızım var. 29 Ekim'de öğretmeni ihraç edildi. Kızım bu süreci anlamlandıramadı. Kızım rehber öğretmenine, 'Ben annemin ihracına üzülmedim. Ben daha çok öğrencileri için üzüldüm. Çünkü ben bu duyguyu daha önce öğretmenim ihraç edildiğinde yaşamıştım' demiş. Kızım, öğretmeninin bir daha gelmeyeceğini ve bunun nedenini anlamakta çok zorlandı. O yaştaki çocuk grubuna ihracın haklılık için, barış için olduğunu anlatabiliyorsunuz. Ancak onlar bunu çok anlamlandıramıyordu. Okul değiştirmek zorunda kaldık. Çocuk o geçişte ağır bir travmatik süreç yaşadı.”    ‘ÖĞRENCİLERİM HALA BENİ ARIYOR’    Bu sürecin çocuklar için çok zor bir geçiş dönemi olduğuna dikkat çeken Yeşil, öğrencilerinin hala kendisini aradığını ve “Ne zaman geleceksiniz?”, “ Neden gelmiyorsunuz? " diye sorduklarını kaydetti. Öğrencilerinden ayrılmanın kendisi için çok zor olduğunu dile getiren Yeşil, "Sınıf öğretmeni çok farklıdır. Bazen evde çocuklarınıza gösteremediğiniz sabrı, sevgiyi o çocuklara gösterirsiniz . Anlatılmaz bir tutku bağı oluşur; çocuklarla. Bu süreç bende politik olarak beklemek, bilmek ayrı bir şey; ama çocuklara ne zaman geleceğinizi söyleyemeden ayrılmak bir kırılma yarattı bende. Bir dönemden sonra çocukları ziyaret etmemeye başladım. Çünkü çocuklar anlayamıyordu ve neden diye soruyorlardı. Şimdi yavaş yavaş atlattım galiba" diye konuştu.    ‘EŞİM İŞYERİNİ KAPATMAK ZORUNDA KALDI’    Tüm bu zorlukları yaşadıkları süreçte yurt dışında ticaret yapan eşinin de Irak'a giderken pasaportuna el konulduğunu söyleyen Yeşil, "Defalarca yaptığımız başvuruya rağmen neden el konulduğuna ya da  neden geri gönderildiğine dair bilgi edemedik. Gidip gelemediği için  o da işyerini kapatmak zorunda kaldı" diye konuştu.    '16 YILDIR ÇALIŞMAMIŞIM SANKİ'   Tüm bu zorluklar arasında yeniden yaşamı var etmek ve çalışmak için düşünmeye başladığını ve kendine iş aradığını kaydeden Yeşil, daha sonra bir arkadaşı aracılığıyla mantarhanede çalışmaya karar verdiğini söyledi. Mantar üretimi yapma, onlara bakma ve büyütme işini bilmeden bir yola koyulduğunu ifade eden  Yeşil, ilk iş günü deneyimini ise; " 16 yıldır sınıf öğretmeniyim. Öğrencilik yıllarında da ağır işlerde çalıştım; ama sanki 16 yıldır hiç çalışmadığımı hissettim" diye anlattı.    'İLK TOPRAĞI KADINLAR ATTI'   Meydan mahallesinde bir dükkanda kurulan mantarhanede üretilen mantarların kompostoları sunan Yeşil, “Bu kompostoların alt tarafında gübre ve saman karışımı var.15 gün bunların sadece ısı dengesini ayarlıyorsunuz. Üzerindeki toprak 15 gün sonra atılıyor. Bu işlemin ardından yaklaşık 38 ila 40 gün içerisinde mantarlar çıkmaya başlıyor" dedi. 17 Eylül 2017'de ilk kompostoları aldığını ve ilk hasadını Ekim ayında yaptığını dile getiren Yeşil, mantar üretiminde zamanın çok önemli olduğunu belirtti. Yeşil, tüm kadınları bir pikapın arkasına koyarak mantarhaneye getirdiğini ve burada kompostolara ilk toprak atımını yaptıklarını dile getirdi.    ‘MANTARLARIMIZI VE UMUDUMUZU BÜYÜTTÜK'   Mantar üretiminde özellikle ihraç edilen tüm arkadaşlarının kendisine destek çıktığını dile getiren Yeşil, "Dayanışma ruhu bizi ayakta tuttu. İlk parti ürünümde ürün bozuk çıkmasına rağmen var olan o dayanışma ruhu moralimin bozulmasına izin vermedi" dedi. Kadınlar arasında oluşan dayanışma ruhunun kendisine çok şey kattığını aktaran Yeşil, arkadaşlarının canı gönülden sabahtan akşama kadar mola vermeden kendisiyle birlikte çalıştığını söyledi. "Burası benim üretim hanem olmadı bunu yürekten söylüyorum" diyen Yeşil, yardıma gelen her arkadaşının kendi işiymiş gibi çok temiz ve titiz bir şekilde kendisine yardımcı olduğunu belirtti.  Mantarhanenin dayanışmanın, bir arada bir şeyler var etmenin olduğu bir yere dönüştüğünü kaydeden Yeşil, "Örgütlü yaşamın minyatürü oldu. Haklılığımıza, geri döneceğimize dair umudumuzu büyüttük hep birlikte. Bir arada birbirimize çok iyi geldik. Hem mantarlarımızı hem de umudumuzu büyütmeye başladık" diye konuştu.    İhraç edilen Eğitim Sen üyesi Ülkü Gülşen de, "Bu mantarhane de dayanışmayı, sevgiyi, biraradalığı ördük. Birbirimize umut etmeyi, güç vermeyi öğrettik. Emeğin değerini bir kez daha öğrenerek, umudumuzu büyüttük" dedi.