Karaaslan: KADEM AKP’nin kendisidir 2017-10-05 09:14:08 DİYARBAKIR – DBP Yerel Yönetimler Kadın Komisyonu Üyesi Hediye Karaaslan, Kürt kadın hareketine alternatif olarak AKP’nin KADEM’i devreye koyduğunu belirterek, “KADEM denince aklımıza AKP’nin kendisi geliyor. Şiddeti meşrulaştıran, kadınlara toplumsal yozlaşmayı dayatan bir oluşum” dedi.  Kayyum atanan DBP’li belediyelerdeki kadın kurumları kapatılarak hükümete yakınlığı ile bilinen Kadın ve Demokrasi Derneği’ne (KADEM) devredildi. Muhafazakâr bir politika izleyen ve Başkan Yardımcılığını Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan Bayraktar’ın yaptığı KADEM’in kadına yönelik cinsel saldırı ve şiddet noktasında izlediği rol ve misyonu DBP Yerel Yönetimler Kadın Komisyonu Üyesi Hediye Karaaslan değerlendirdi.    Kayyumların kendilerini iki temel başlık üzerinden var ettiğini belirten Karaaslan, bunlardan birinin kültür diğerinin ise kadın çalışmaları olduğunu söyledi. Kayyumların kadın çalışmalarını bertaraf etmek istediğini ifade eden Karaaslan, kadın çalışmalarında toplumsal yaşama dayanan bin yıllardır gelen kölelik sistemine karşı kadın özgürlükçü ve toplumsal eşitliği sağlayan bir anlayışla hareket etiklerini yineledi.     ‘AKP KADEM’İ KULLANIYOR’   Bu noktada önemli bir aşamaya gelindiğini ifade eden Karaaslan, AKP’nin kayyum ve KHK’lerle kadın çalışmalarını yok etmek ve yerine kendi anlayışını oturtmak için KADEM’i kullandığını dile getirdi. Karaaslan, KADEM’in işleyiş ve çalışmalarına ilişkin şöyle dedi: “KADEM daha çok dini eksenli muhafazakârlaştırma politikasını esas alıyor. Ve kadınları AKP’lileştiriyor. Kadını kocaya topluma ittihat etme temelli eğitimler veriyor. Bölgede özelikle Türklük üzerinde iyi anne, iyi ev kadını, iyi yemek nasıl pişirilir üzerinden mahallerde eğitim veriyor.”    ‘ŞİDDETİ MEŞRULAŞTIRIYOR’   KADEM’in Sümeyye Erdoğan’ın içerisinde olduğu bir oluşum olduğunu vurgulayan Karaaslan, “Daha çok kadın çalışmasını yürütüyormuş gibi kadına yönelik şiddet mücadele ediyormuş gibi bir yaklaşım ve düşüncesi olduğunu göstermeye çalışıyor. Ancak öz itibari ile KADEM aslında bu şiddeti meşrulaştıran kadını mevcut toplumsal rolünü sorgulatmayan bir anlayış içerisinde” dedi.    ‘TOPLUMSAL YOZLAŞMA DAYATILIYOR’   “Çöktürme planı” adı altında kadın kazanımlarının tasfiye edildiğini kaydeden Karaaslan, “Kürt kadın hareketi hem dünyada hem de Ortadoğu’da mücadeleyi bir adım öne taşıyan bir harekettir. Bunun için iktidar bir alternatif üretmeye mecbur kaldı. KADEM’i devreye soktu. AKP KADEM aracılığıyla toplumsal değişimi hedefliyor. Kadınlara toplumsal yozlaşma dayatıyor” diye konuştu.      ‘KADINLARIN SORUNLARINA CEVAP OLAMIYOR’   KADEM’in kadınlara yönelik her türlü saldırı karşısında duran bir politika izlemediğini tersine devletçi zihniyetin yeniden toplumda kurumsallaştırılması için kullanıldığını belirten Karaaslan, şöyle dedi: “KADEM’in alanları yoktu, dardı yapabileceği iş ve meşruluğu da yoktu. KADEM’e alan açmak için bölgedeki kadın çalışmaları hedef alındı. KADEM oluşum biçimiyle problemli bir örgütlenme. KADEM kadınların hiç bir sorununa cevap olamıyor.”    ‘KADEM AKP’NİN KENDİSİDİR’   KADEM’in kendisini kadın katliamlarında birinci derecede sorumlu olan iktidara dayandırdığını vurgulayan Karaaslan, “Bu iktidar Taybet Ana’nın cenazesini yerde bırakan bir zihniyettir. Bu iktidara dayalı olan bir kadın örgütünün gerçekten doğru yönden bir iş yaptığına kimse inanmaz. İktidarın kadına giydirilmek istenen rolü besleyen o rolü yaşama geçirmeye çalışan bir kadın örgütlüğü söz konusudur. KADEM denince aklımıza iktidar geliyor. Erdoğanlar geliyor. AKP’nin kendisi geliyor. Bu bile kadınlar açısından rahatsız edici. KADEM bundan kendisini kurtarıp gerçekten kadınlara yönelik saldırıları teşhir eden ve yanında duran bir mücadele yürütmeli.”