'Kadın bedeni üzerinden toplumsal doku parçalanıyor' 2022-04-08 09:09:10 VAN - Tecavüz suçuna karışan üniformalıların cezasız bırakıldığını söyleyen TJA aktivisti Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, eril zihniyetin kadın bedeni üzerinden toplumsal dokuyu parçalamaya çalıştığını belirtti.  Son bir yıldır özellikle bölge kentlerinde kadınlara ve çocuklara yönelik suçlarda artış yaşanıyor. Bu suçların başında ise tecavüz, taciz ve fuhuşa sürükleme geliyor. Geçtiğimiz aylarda Van’ın Çatak, Gürpınar ve Başkale ilçelerinde korucuların çocuklara yönelik cinsel saldırılarıda bulunduğu, yine kentte görevli 2 polisin ortak olduğu bir masaj salonunda kadınların fuhuşa sürüklendiği ortaya çıktı. Genelde üniformalıların karıştığı bu suçlar karşısında cezasızlık politikası da işlemeye devam ediyor.    Bölge kentlerinde kadın bedeni üzerinden hayata geçirilmeye çalışılan özel savaş politikalarına karşı mücadele eden Özgür Kadın Hareketi (Tevgara Jinên Azad-TJA) aktvisti Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, bu politikayla toplumun ahlaki değerleri, kültür, inanç ve toplumsal dokunun parçalanmasının amaçlandığını söyledi.    ERKEĞİN EGEMENLİK DUYGUSU   Taciz ve tecavüz olaylarını salt kadın bedeni üzerinden bir cinsel eylem olarak değerlendirmenin doğru olmayacağını belirten Kaçmaz, kadına yönelik taciz ve tecavüz olaylarının aynı zamanda toplumsal dokuların yok edilmeye yönelik bir girişim olduğunu söyledi. Kaçmaz, bu durumu şu sözlerle açıkladı: “Tecavüzü salt kadın bedeni üzerinden bir cinsel eylem, ya da şiddet olarak değerlendirirsek tecavüze yaklaşım noktasında çok ciddi eksikliğe düşmüş oluruz. Tecavüzü daha kapsamlı, daha derinlemesine yorumlamak gerekiyor. Bu durumu; kadın üzerinden bir toplumun ahlaki değerlerini, kültürünü, inancını ve toplumsal dokusunun parçalanmasına yönelik bir girişim olarak değerlendirmek lazım. Hiçbir tecavüz olayı erkeğin egemenlik duygusundan bağımsız bir eylem olarak hayata geçmiyor” dedi.    1990’LARIN DEVAMI   Kürt illerinde asker, polis, korucu gibi üniformalılar tarafından gerçekleştirilen saldırıların yeni olmadığını belirten Kaçmaz, 1990’lı yıllarda köy boşaltmaları ve yakmaları döneminde asker ve korucuların karıştığı tecavüz olaylarını hatırlattı. 1990’lı yıllarda kadın ve çocuklara yönelik cinsel saldırı olaylarının birçoğunun dönemin şartları nedeniyle kayıt altına alınamadığını vurgulayan Kaçmaz, “Kayıt altına alınanlar ise yargı eliyle cezasızlıkla sonuçlandı. Bugün de bölgede taciz ve tecavüz olayları artarak devam ediyor. Mardin'de N.Ç.'ye, Batman’da ise İpek Er’e yönelik cinsel saldırı yaşandı. Van’da da bu durum farklı değil. Hala korucu ve üniformalılar tarafında taciz ve tecavüz olayları gerçekleştiriliyor. Van'da fuhuş yapan bir masaj salonun ortaklarının devlete bağlı istihbarat elemanları olduğu ortaya çıktı. Şunu iyi bilmek lazım; taciz ve tecavüz olaylarının bireysel olarak algılanmaması gerekiyor. Bu durum kesinlikle üniformalılar tarafında sistemli, bilinçli ve süreklileşerek açığa çıkan bir durumdur. Bu durumun ne kadar vahim olduğu ve kadar kapsamlı olduğunu çok açık görebiliyoruz” diye konuştu.   ÜNİFORMASINA SIĞINAN FAİLLER   AKP iktidarı döneminde üniformalılar tarafından taciz ve tecavüz olaylarının artarak devam ettiğine dikkat çeken Kaçmaz, üniformalılar eliyle gerçekleşen bu olayların cezasızlık politikası ile sonuçlandığını hatırlattı. Kaçmaz, “Tecavüz kültürü AKP iktidarı döneminde had safhaya ulaştı. Failler devletin üniformasına güveniyor. Bir üniformalı bu olaya karıştığı zaman tamamıyla üniforma zırhına bürünerek mahkemeye çıkıyor. Musa Orhan ‘Bana bir şey olmaz’ dedi ve kendisine hiçbir şey olmadı. Van’da 16 yaşındaki iki lise öğrencisine cinsel saldırıda bulunan üniformalı Talip K. kısa bir süre cezaevinde kalarak, çelişkili ifadeler gerekçe gösterilerek tahliye edildi” ifadelerini kullandı.   'TEHŞİR ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ'   Kadın örgütlerinin yaşanan bu cinsel saldırı olaylarını teşhir ettiğini kaydeden Kaçmaz, TJA olarak da devletin eril zihniyetine karşı mücadele etmeye devam edeceklerin söyledi. Kaçmaz, son olarak şunları belirtti: “Van Kadın Platformu, KESK Kadın Meclisi, HDP Kadın Meclisi, Star Kadın Derneği ve binlerce bağımsız kadın aktivist bu zihniyetle mücadele ediyor. Biz de TJA olarak bu zihniyeti teşhir etme, kadını bilinçlendirme, örgütleme, atölye çalışmaları, öz savunmayı anlatma ve sürekli aile ziyaretleri yapıyoruz. Biz örgütlü mücadele içerisinde yer alan kadınlar hiçbir zaman geri adım atmadık ve bütün baskılara rağmen mücadele büyüterek sürdüreceğiz. Örgütlenerek özgürleşeceğimizin farkındayız.”