Eylemde olan kadınlar: 8 Mart’ı daha güçlü karşılayacağız 2018-03-04 09:02:41 İZMİR / İSTANBUL – İşlerine iade edilmek için 112 gündür İzmir Büyükşehir Belediyesi önünde eylemde olan kadınlar, evde oturmak yerine direnmeyi tercih ettiklerini belirtti. İstanbul’da KHK ile ihraç edilen ve eylemde olan kadınlar da, iş ve ekmek talebiyle bu 8 Mart’ı da direniş çadırlarında karşılayacak. İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne karşı kadro ve ilave tediye davası açtıkları için işten atılan işçilerden Seval Gündüz ve Elif Sever Esen, işlerini geri almak için diğer işçilerle birlikte başlattıkları eylemin 112. gününde. Belediye binası önünde eylemlerini sürdüren işçiler, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü de eylemde karşılayacak.    ‘DİRENMEYİ ÖĞRENDİM’   Kötü hava koşullarına aldırış etmeden yaklaşık 4 aydır işlerini istediklerini belirten Gündüz, “Burada fırtınayı da yaşadık. Çadırımız rüzgârdan bozuldu. Fakat yine de terk etmedik. Çünkü haksızlığa uğradık. Emekçiler olarak haklarımızı istiyoruz. İşimizi alıncaya kadar da buradayız” dedi. Çalışan tüm kadınların daha çok emek vermesine rağmen emeklerinin karşılığını alamadıklarını belirten Gündüz, kadınların her dönem erkeklerden daha düşük maaş aldıklarını hatırlattı. Kadınların ses çıkarmasının önemli olduğunu söyleyen Gündüz, “Kadın sessiz kaldığı sürece kendisini çürütür” dedi.    Çalıştığı zamanlarda mücadelenin ne olduğunun farkında olmadığını belirten Gündüz, “Evimde ve işimde olan biriydim.  Burada kaldığım sürece direnmeyi, mücadele etmeyi öğrendim. Gücüme güç kattım. Kendi gücümün farkına vardım. Ayrıca diğer işçi kadınların da haksızlıklara uğradığını gördüm” diye konuştu.   ‘SÖMÜRÜ VE İHLALLERİ GÖRÜNÜR KILACAĞIZ’   8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne eylemde gireceklerini kaydeden Gündüz, sömürü ve hak ihlallerini kadınlar olarak görünür kılacaklarını ifade etti. Kadınların, önlerine konulan engelleri yıkmaya yönelik adımlar atmaları gerektiğini vurgulayan Gündüz, “Kadın emeği her zaman kutsaldır. Güvenli bir toplum ve gelecek istiyorsak biz kadınlar verdiğimiz emeğe sahip çıkmalıyız. Bundan dolayı bir kez daha alanlarda sesimizi haykıracağız. Taleplerimizi dile getireceğiz. Sesimizi duyuracak, haksızlıkları dile getireceğiz. Tüm kadınlar gelecekleri ve yaşamları için alanlarda olmalı” şeklinde konuştu.   ‘MÜCADELE ETMEK AYRI BİR DİRENÇ VERİYOR’   Çalışan kadınların iş yerlerinde erkeklere oranla daha fazla zorluklar yaşadığını aktaran Elif Sefer Esen ise, 25 yıllık çalışma hayatında kadın kimliği nedeniyle çok fazla baskı gördüğünü söyledi. Büyükşehir Belediyesi’nde çalıştığı işinden haksız yere çıkarıldığını dile getiren Esen, haksız uygulamalara karşı direnmeyi tercih ettiğini ifade etti. Kadınlar için her gün mücadelenin olduğunu söyleyen Esen, 8 Mart’ı daha güçlü bir şekilde karşılayacağını vurguladı. İşlerine geri dönmek için direnişe devam edeceklerini ifade eden Esen, “Mücadele etmek ayrı bir direnç veriyor. Çünkü içimiz rahat, alnımız ak, haklıyız. Belediye biz kadınların emeğiyle var oldu. Eğer evimizde oturup işimizi geri vermelerini beklersek, baştan kaybetmişiz anlamına geliyor. Haklı olan biziz. Biz doğru olanı yapıyoruz. Sistem yanlış olanı yapıyor” dedi.    İSTANBUL'DA KADINLAR DİRENİŞ ÇADIRINDA 8 MART'I KARŞILAYACAK   İlan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) ardından çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) ihraç edilen kamu emekçisi kadınlar 54 haftadır Bakırköy Özgürlük Meydanı ve Kadıköy Altıyol’da “KHK’lar gidecek biz kalacağız” şiarıyla eylemlerine devam ediyor. Pazartesi, Çarşamba, Cumartesi eş zamanlı olarak bir araya gelen kamu emekçileri Cuma günü de Kartal Meydanı’nda çadır kuruyor.    8 MART’I DA DİRENİŞ ALANINDA KARŞILAYACAKLAR   14.00 ila 17.00 saatleri arasında bir araya gelen kamu emekçisi kadınların ilk işi diğer arkadaşlarıyla imece usulü hazırlıklarını yaparak eylem yeleklerini giymek oluyor. Tencerelerle yemek getirilen eylemde çaylar ise hep birlikte demlenerek içiliyor. Yoldan geçenlerin dikkatini çeken eyleme ilişkin de soruları ilk cevaplayanlar bir yılı aşkın süredir eylemde olan kadınlar oluyor. Kurdukları stantlarda imza kampanyasına da yer veren kadınlar, seslendirdikleri şarkılar ve halaylar eşliğinde seslerini duyurmaya çalışıyor. Duruşlarıyla eylemde olan diğer erkek arkadaşlarına güç veren kadınlar geçen sene olduğu gibi bu sene de 8 Mart’ı direniş alanlarında karşılayacak.    Emek boyutunu irdeleyen ve işlerine geri dönme talebini yaz kış demeden dillendiren bu kadınlarla 8 Mart’ın kendileri için ne anlam ifade ettiğine ilişkin konuştuk.    ‘CİNSEL SINIFSAL SÖMÜRÜYE SON’   7 Şubat 2017 yılında 686 KHK ile ihraç edilen öğretmen Nursel Tanrıverdi, geçen seneki 8 Mart’ı da direniş alanında kutladıklarını hatırlattı. Tanrıverdi,  “2018 8 Mart’ında da umutlu şeyler söylemeye devam edeceğiz. Bu umudu hiçbir zaman kaybetmeyeceğiz. OHAL süreci hala devam ediyor. Faşizmin kadınlar üzerinde açık bir saldırısı var. Herkesi teslim almak istiyor. Herkesi birden teslim alamazsınız dedik ve mücadeleye kaldığımız yerden devam ettik. 8 Mart ülkemizde biraz daha es geçilen bir noktada. Fakat bunun herkes tarafından sahiplenilmesi, bir mücadele haline dönüştürülmesi gerekiyor. Kadın cinayetlerinin, tacizin, tecavüzün, cinsel istismarın hat safhaya ulaştığı ve buna bağlı olarak da ruhsal düzeyde açıklamaların yapıldığı günler geçiriyoruz. 8 Mart’a bu yönüyle bakmak gerekiyor. Bu sene de her sene olduğu gibi cinsel, sınıfsal, ruhsal sömürüye son şiarıyla  alanlarda olmaya devam edeceğiz” diye belirtti.    ‘İŞİMİZE GERİ DÖNME TALEBİYLE 8 MART’TAYIZ’   Kadınlar açısından kadın direnişlerinin çok fazla olduğu ve yaptıkları eylemlerle görünürlük kazanan bir yılı geride bıraktıklarını belirten Tanrıverdi, “Kadınların daha direngen bir yanı var. Her zaman olduğu gibi daha fedakar yanları var. Bu yanlarını direnişlerinde de gösterdiler. Nuriye Gülmen gibi, Acun Karadağ gibi, Nazife gibi bizler de burada direniyoruz. Bizim çağrımız, talebimiz net. OHAL’in kaldırılmasını ve KHK’ların iptal edilmesini istiyoruz. Bunun yanı sıra cinsel, sınıfsal, ulusal sömürüye son verilmesini istiyoruz. 8 Mart’ı emeğimize sahip çıkarak, işimize geri dönme talebimizi haykırarak karşılayacağız” dedi.   ‘MÜCADELEDEN BAŞKA SEÇENEK YOK’   Nuğyen Nedim de alanda eylemde olan bir diğer kamu emekçisi öğretmen. Geçen sene de alanda kutlanan 8 Mart’ta yerini alan Nedim, “Emeğimizin hakkını aldığımız, iş güvencesiyle iş cinayetlerinin yaşanmadığı bir ülke için biz kadınlar mücadelemizi sürdürüyoruz. Bizimle alanda olan tutuklu kadınların özgür bırakılmasını istiyoruz. Kadın emekçiler olarak bir araya gelip mücadele etmeliyiz başka bir seçeneğimiz yok. Kadınların söz hakkının olduğu bir ülke istiyorsak daha fazla sokaklarda olmalı, özgürlüğümüz  için mücadele etmeliyiz. AKP son süreçte kadınlara daha çok baskı uygulayarak eve kapatmak iş hayatından uzaklaştırmak istiyor. Kendi hakları için 8 Mart’ta bütün kadınları mücadele alanlarına çağırıyoruz” dedi.    ‘KADINLAR 8 MART’TA ALANLARDA OLSUN VE BİZE DESTEK VERSİN’   675 sayılı KHK ile ihraç edilen memur Fatoş Çekmen de, alanda olan diğer kadın arkadaşları gibi eylem çadırındaki yerini alanlardan. OHAL kalkmadığı sürece aynı taleplerle alanlarda olacaklarını ve 8 Mart’ı böyle karşılayacaklarını söyleyen Çekmen, son yıllarda artan kadına yönelik şiddete dikkat çekti. Çekmen, diğer tüm kadınlara yaşanan baskı sürecine karşı alanlarda olma çağrısında bulunarak şöyle dedi:  “OHAL’in üzerimizde yarattığı çok büyük bir baskı var. Kadınlar olarak bunu yıkmaya, bunu aşmaya çalışıyoruz. 8 Mart’ta tüm kadınlar mutlaka alanlarda olmalı. Bizlere destek olmalarını da bekliyoruz. Birlikte olursak sesimiz çok daha gür çıkacak. Üzerimizdeki hem devlet hem de aile baskısının böylece kırılacağına inanıyorum.”    ‘8 MART KAZANILMIŞ BİR MÜCADELEDİR’   7 Şubat’ta yayınlanan 686 KHK ile işinden edilen öğretmen Seher Darılmaz da, 8 Mart’ın kendileri için son derece anlamlı olduğunu söyleyerek, o gün hangi taleplerle alanlarda olacaklarına ilişkin de şunları ifade etti: “Kadına yönelik şiddet hat safhada. Her gün yüzlerce kadın tacize uğruyor, tecavüz ediliyor, öldürülüyor ve emekleri sömürülüyor. Kadınlar giderek daha çok eve kapatılıyor. Aile içi şiddete maruz kalıyor. 8 Mart kazanılmış bir mücadeledir. Emeğimizin sömürülmemesi, işsizlik, ihraç edilmememiz  gibi  taleplerle alanlarda olacağız. Kadın mücadelesini dayanışma ile büyüteceğiz. Bizim gibi erkek egemen toplumlarda kadınlara çağrım; asla yılmasınlar, korkmasınlar ve bu mücadelenin içerisinde bizimle birlikte olsunlar.”    ‘İŞ VE EKMEK TALEBİMLE 8 MART’TAYIM’   Eylem çadırında olan bir diğer isim ise Filiz Soylu. Soylu da 686 KHK mağduru bir öğretmen. Yurtlarda ve okullarda son dönemde artan çocuk istismarlarına dikkat çekerek, ihraçları ile birlikte bu sayının arttığını söyledi. Soylu devamla, “Bulunduğumuz kamu kurum ve kuruluşlarında bu düşünceye sahip, sapık kişilikleri engelleyen bir faktördük. Bizlerin de kapı dışarı edilmesiyle onların denetleyen gözler artık ortadan kalktığı için daha rahat davranmaya başladılar. Kadının çalışma koşulları ağırlaştırıldı. Egemen zihniyetin kadın politikası yüzünden eline geçen kadınları öldürmeye başlayıp buna bir neden bulmaya başladılar. Nedenleriyle beraber şartlı serbest bırakıldılar. Kısacası ödüllendirildiler. Başkalarının ödüllendirildiğini görenler yine bu cinayetlere teşebbüs ettiler” dedi. İş ve ekmek talebiyle 8 Mart’a gideceğini belirten Soylu, “Yıllarca annemin gece gündüz başımda bekleyerek ders çalıştırdığı, çalışarak okuttuğu o çocuğun işini, hakkını geri kazanma talebiyle 8 Mart’a gideceğiz. Vardık, varız, var olacağız” diye konuştu.