Kadınlar çalıştayda bir araya geldi 2017-10-07 15:45:29 İSTANBUL - HDP Kadın Meclisi, "Böyle gitmez, kadınlar izin vermez" kampanyası çerçevesinde çalıştay düzenledi. Sözcü Besime Konca, “Örgütlü kötülüğe karşı mücadeleyi yükselterek büyütmek zorundayız” dedi. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi’nin "Böyle gitmez, kadınlar izin vermez" kampanyası kapsamında "AKP'nin 'makbul' kadın kimliği inşa çabası - buna karşı ortak mücadele hattının olanakları" başlıklı ilk çalıştayını Cağaloğlu’nda bulunan İstanbul Tabip Odası’nda düzenledi.   Çalıştaya konuşmacı olarak Halkevci kadınlardan Çiğdem Çidamlı, AKP'nin kurucularından Fatma Bostan Ünsal, feminist yazarlar Hasbiye Günaçtı, Hülya Osmanağaoğlu, Necla Akgökçe ile avukat Meriç Eyüboğlu katıldı. Çalıştayda çok sayıda kadın örgütü temsilcisi ve kadın akademisyenler ile hukukçular da yer aldı.   Çalıştayın açılış konuşmasını, vekilliği düşürülen HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Besime Konca yaptı. HDP Muş Milletvekili Burcu Çelik’e 6 yıl ceza verildiğini hatırlatan Konca, AKP’nin hukuksuzluklarına devam ettiğini söyledi. Konca, “Biz seçilirken kadınlar demokrasi, özgürlük ve barışa inandıkları için oylarını kullandılar. 1 Kasım’daki seçim sonuçları da iktidarı tatmin etmedi. Bütün vekillerin dokunulmazlıklarını kaldırarak tutukladı. Bir intikam ve suç pratiğini devam ettirmeyi sürdürüyor. Dün Burcu Çelik’e Muş Ağır Ceza Mahkemesi’nde 6 yıl ceza verilmesini ve bu hukuksuzluğu, bu linç siyasetini kabul etmeyeceğimizi bir kez daha belirtiyoruz. HDP Kadın Meclisi olarak bunun karşısında duracağımızı, bu siyaseti kabul etmeyeceğimizi kadınların buna izin vermeyeceğini buradan bir kez daha söylüyoruz” dedi.  "Bizi cezaevi koşullarıyla tehdit ediyorlarsa biz orada da düşünce üretmeye, dört duvar da olsa siyaset yapmaya devam edeceğiz” diyen Konca, “Muş kadınlarıyla biz bu tecridi, hukuksuzluğu ve saldırıyı aşacağımızı düşünüyorum. Burcu arkadaşımızı ve mücadelesini buradan selamlıyoruz. Yanında olduğumuzu belirtiyoruz” dedi.   25 KASIM’DA KADIN MİTİNGİ DÜZENLENECEK   Demokrasi özlemine en fazla ihtiyacı olan kadınların aynı zamanda en fazla deneyime de sahip olduğunu belirten Konca, “AKP’nin oluşturmak istediği kadın kimliği ve buna karşı vereceğimiz kadın mücadelesi konusu ile çalıştay düzenledik. 25 Kasım’a doğru bir miting çalışmamız var. Bu kampanyayı OHAL koşullarında darbe mekaniğinin bir toplumsal mekanik olarak bir yaşam biçimi olarak dayattıkları bir süreçte kadınlar sessiz kalamaz. Kadınlar olarak hep ötekileştirildik; fakat eşit yaratıldık. Bugün sosyal ve kültürel bir varlık olarak eşit bir koşulda yaşamıyoruz. Toplumsal cinsiyetin inşa edildiğini biliyoruz ve son iki yüz yıldır örgütlülük mücadelesi ve feminist hareketin topluma dair büyük emekleri karşısında yeni bir süreç ile karşı karşıyayız. Kadın hareketi olarak bunun sorgulamasını çok yaşadık” ifadelerini kullandı.    ‘ÖRGÜTLÜ KÖTÜLÜĞE KARŞI MÜCADELEYİ YÜKSELTELİM’   AKP eliyle kadın kazanımlarının ellerinden alındığını ve bununla birlikte oluşturulmak istenen yeni rejimin kadınlar için en büyük tehlikeyi yarattığını söyleyen Konca, o saldırıların neler olduğunu da, “Kadının emeği örtülüp inkar edildiyse ve bu dünyanın hiçbir yerinde değişmiyorsa kadının özgürlüğüne karşı da saygı duyulmadı. Eğer bu saldırıların daha ideolojik bir arka planı söz konusu ise, kadınlar olarak günübirlik tepki ortaya koymak, kabul etmemek değil, yaşananları değiştirmek zihniyetini dönüştürmek amacı taşıdı. Siyasetin eril anlayışını değiştirmek için de mücadele ettik, parlamentoda grup kurduk. Kadınların gücünü yaşayarak dönüştürmeye çalıştık. Müftülüğe yetki veren yasa tartışılırken mücadele veren kadın arkadaşlarımıza saldırıldı. AKP’nin politik duruşunu görmek gerekir. AKP’nin kadın kimliğini inşa etme süreci bütün toplumu ilgilendiren bir hal almaya başladı. Eğitim müfredatındaki tanımlar geleceğe dair çocuğumuzu da elimizden alan cinsiyetçi, milliyetçi ve tekçi bir şekilde geleceğimiz elimizden alınmaya çalışılıyor. Kadın kazanımlarımızı da bertaraf eden bir saldırı ile karşı karşıyayız. Örgütlü kötülüğe karşı mücadeleyi yükselterek büyütmek zorundayız” sözleriyle ifade etti.   ‘KADIN MÜCADELESİNİ YÜKSELTECEĞİZ'    Konca, AKP’nin kadın politikalarına karşı bilinçli bir yaklaşımın söz konusu olduğunu ve kadını doğrudan hedef alan dilini ve hukukunu kurarak ilk kez bilinçli bir hedef alınmayla karşı karşıya kaldıklarını belirterek, şunları söyledi: “Kadın bedenini metalaştıran, kürtajı yasaklayan o kadar çok bilinçli ve sistematik bir saldırı söz konusu ki, bugün kadın grubu olarak parlamentoda tasfiye ediliyoruz. Vekilliklerimiz düşürülüyor, yaşamdan evden başlayarak bu toplumun yarısı kadının iradesine bir saldırı söz konusudur. Erkek egemen zihniyet kolay kolay değişmeyecekse, bunu yüzyıllardır sorgulayan kadınlar olarak daha avantajlı ve güçlüyüz. Vicdan ve tarihsel deneyimimiz var. Bu çalıştayı da yasaklamalara rağmen gerçekleştirdik. Bundan sonra da kadın etkinliklerimiz devam edecek. Sözümüzdür, kadın mücadelesini yükselteceğiz.”   SALI GÜNÜ KADIKÖY'DE NÖBET    Konca, ardından çalıştayın birinci oturumu başladı. Oturumda, Çiğdem Çidamlı, Fatma Bostan Ünsal ve Hülya Osmanağaoğlu’nun konuşmacı olarak katıldı. İlk olarak konuşan Çiğdem Çidamlı, AKP’nin kadın politikalarını hangi yöntemler kullanarak hayata geçirildiğine ilişkin bir sunum gerçekleştirdi. AKP’nin "makul" kadın yaratmak amacıyla “fıtrat” merkezli ataerkil bir yapının oluşturulmaya çalışıldığını belirtti. Aile hukukunun dinle örülmeye çalışıldığını ifade eden Çidamlı, “Buna karşı feminist özsavunma hareketi olarak örgütlenmek zorundayız. Yoksa Salı günü görüşülecek olan 'Müftülük Yasası'nı engelleyemeyeceğiz. Bu kez ellerini çok hızlı tutuyorlar. Kadın hareketini güç olarak görüyorlar. O yüzden Salı günü yasa görüşülürken 'Kadınlar Birlikte Güçlü inisiyatifi' olarak Kadıköy’de bir nöbet tutacağız. Herkesi davet ediyoruz ” dedi.   'AKP KADINLARI DİRENİŞ ODAĞI OLARAK GÖRÜYOR'   Ardından konuşan AKP’nin kurucularından Fatma Bostan Ünsal da, 28 Şubat’ta başörtüsü yüzünden eğitim ve kamusal alandan dışlandığını hatırlatarak, AKP döneminde hayata geçirilmek istenen din olgusunun ne anlam ifade ettiği üzerine bir konuşma yaptı. Son olarak konuşan feminist yazar Hülya Osmanağaoğlu ise, son 5 yıldır AKP’nin getirdiği yasal düzenlemelerde feminist mücadelenin başarılı olduğunu belirterek, Meclis açılır açılmaz geçirilmeye çalışılan "Müftülük Yasası"nın ne anlama geldiğini anlattı. Osmanağaoğlu, “AKP, kadınları bir direniş odağı olarak gördüğü için yasayı çok hızlı bir şekilde gündeme getirdi. Müftülük Yasası neyi vurguluyor peki? Bu evlilik sözleşmesinin dini referanslarla hayata geçirilmesi demek. Evliliğin din temelinde inşası söz konusu” diyerek yaşananlara karşı tepki gösterilmesi gerektiğini belirtti.   Çalıştay, kadınların ortak mücadele hattında AKP’nin kadın politikalarına karşı neler yapılması gerektiğine ilişkin oturum ve tartışmaları ile devam etti.