Suriye’den gelen Emani’nin dedesi: Verilebilecek en yüksek cezayı istiyorum 2017-12-01 16:21:15 İSTANBUL - 9 aylık hamile Emani Al-Rahmun ve 10 aylık bebeğini öldüren Birol Karacal ve Celal Bay'ın yargılandığı davanın duruşmasında söz alan Emani’nin dedesi Muhammed Elhamra. “Bu iki suçlunun verilebilecek en yüksek cezayı almasını istiyorum” dedi.  Sakarya’da 9 aylık hamile Suriyeli Emani Al-Rahmun ve 10 aylık bebeğini öldüren Bilal Karacal ve Celal Bay’ın yargılandığı duruşma verilen aranın ardından devam etti. Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edilen duruşmada, sanık ifadelerinin ardından Emani’nin eşi Halid Al-Rahmun konuştu.    Al-Rahmun, olay günü eşini doktora götürmek için izin aldığını ve eşinin o gün doğum yapacağını söyledi. Al-Rahmun, Birol Karacal ile komşu, Celal Bay ile iş arkadaşı olduğunu söyledi. Eve geldiğinde eşini ve çocuğunu evde bulamadığını dile getiren Al-Rahmun, “İsmail Hoca diye bir arkadaşım var. O ve oğlu arabaya binerek hastanelerde eşimi aradılar. Geri döndüklerinde eşimi bulamadıklarını söylediler. İsmail Hoca Adapazarı’ndaki hastaneleri aradı. Polislere başvurduk. Eşim ve oğlumun kaybolduğunu polise anlattım” dedi. Polisin araştırma başlattığını söyleyen Al-Rahmun, bu süre zarfında Karacal’ın her 10 dakikada bir kendisini aradığını söyledi. Al-Rahmun, Karacal’ın davranışlarından polisin de şüphelendiğini belirtti.    AİLE: EN YÜKSEK CEZAYI ALSIN    Daha sonra polis ekiplerinin evde kan izi bulduğunu söyleyen Al-Rahmun, Karacal ve Bay ile arasında herhangi bir sorun olmadığını belirtti. Al-Rahmun, Emani’nin kaybolan telefonu ve yüzüğünün hala  bulunmadığını söyledi. Mahkemenin gönderdiği belgeler Türkçe olduğu için anlamadıklarını belirten Al-Rahmun, belgelerin Arapça gönderilmesini istedi. Mahkeme heyeti, “Tercüman bulundurabiliriz; ancak çeviri hizmeti yok” diye yanıt verdi. Al-Rahmun son olarak, Bay’ın kekeme olduğunu; ancak bu kadar yüksek derecede bir kekemeliği olmadığını belirterek, “Doğruyu söylememek için böyle yapıyor” dedi.    Daha sonra Emani’nin Suriye’den gelen dedesi Muhammed Elhamra konuştu. Türkiye’ye ilk defa geldiğini belirten Elhamra, davaya katılmayı talep etti. Elhamra, “Buradaki herkes beni kendi yerine koysun. Bu iki suçlunun verilebilecek en yüksek cezayı almasını istiyorum. Adalete güveniyorum” diye konuştu.   Elhamra ailesinin avukatları, sanıklara yardımcı olan bir kişiden daha şüphelendiklerini söyledi. Avukatlar, sanıkların ifadelerinde birbirlerini suçlayan beyanlarda bulunduklarını belirterek, savcının iddianamesine ek önerilerde bulundu. 10 aylık Halef’in iddianamede çocuk olarak tanımlandığını; ama Halef’in bebek olduğunu söyleyen avukatlar, onun da canavarca öldürüldüğüne dikkat çekti.    ‘SUÇ NEFRET KAPSAMINDA DA DEĞERLENDİRİLMELİ’    Avukatlar son olarak sanıklara indirim hakkı verilmemesini talep ederek, Emani’nin öldürülmesinin gerçekleştiği dönemde Suriyelilere karşı medyada ve sosyal medyada nefret söyleminin yoğunlaştığını hatırlattı. Suçun azmettirici nitelik de taşıdığını dile getiren avukatlar, bu suçun nefret suçu kapsamında da ele alınabileceğine vurgu yaptı.   Davaya; Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Sakarya Barosu, Sakarya Barosu Çocuk Hakları Merkezi ve Uluslararası Mülteci Hakları Merkezi, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, Kadın ve Demokrasi Derneği de müdahil olmak istedi. Savcı katılma taleplerinin kabul edilmesi yönünde görüş bildirdi. Verilen aranın ardından sanıkların çapraz sorgusuna geçildi. Daha önce birbirlerini suçlayan sanıkların ortak plan yaptıkları ortaya çıktı.    Savcı, sanıkların tutukluluk halinin devamını istedi. Mahkeme, İstanbul Adli Tıp Kurumu (ATK) tarafından Halef bebeğin ayrıntılı otopsi raporunun hazırlanmasını talep ederek davayı, 15 Ocak 2018 tarihine erteledi.   Duruşmanın ardından Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, kısa bir açıklama yaptı. Platform adına konuşan Pınar Gürbey, davanın takipçisi olacaklarını belirtti. 6284 No’lu Koruma Kanunu'na da değinen Gürbey, "Kanun bu haliyle bile kadınları koruyamıyor. Kaldırılması halinde kadınlar daha fazla hedef olacak" dedi. Emina'nın eşi Halid Al-Rahmun ise Türkiye halklarının desteğiyle eşi ve oğlunun hakkını arayacağını belirtti.