Türkiyeli kadınların tarihi bu ajandada 2017-12-16 09:00:45 HABER MERKEZİ - Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı tarafından “Kadın Tarihini Yazmak” adıyla 2018 yılı ajandası çıktı. Ajanda, farklı aidiyetlerden, sınıflardan, etnisitelerden ve cinsel yönelimlerden kadınların konumunu gözler önüne seriyor.  Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı tarafından “Kadın Tarihini Yazmak” adıyla 2018 yılı ajandası çıktı. Kadın tarihi çalışmalarının zenginliğini gösterme amacıyla hazırlanan ajandada, aileden çalışma hayatına, siyasetten edebiyata, hukuktan eğitime, dine, medyaya ve şiddete kadar bu yapı ve kurumlarda kadınların konumlarına, karşılaştıkları sorunlara, deneyimlerine dikkat çekiliyor.    KADINLARIN HAK MÜCADELELERİ ANLATILIYOR    Ajandada kadın tarihi yazımı ve kadınların tarihsel dönemlerdeki çeşitli yapılar içindeki durumlarını inceleyen 1931-2017 yılları arasında yayımlanmış yüz kitap çalışması bulunuyor. Bu yazarlar eserlerinde, Osmanlı'dan Cumhuriyet'e 1980'lerden günümüze, çeşitli yapı ve kurumlardaki kadınların hak mücadelelerini anlatıyor. Ajandada, edebiyat araştırmalarından emek ve sınıf çalışmalarına, siyaset biliminden sosyoloji ve tarihe, eleştirel din incelemelerinden cinsellik araştırmalarına, biyografilerden kurumsal tarihlere, Dersim'in kayıp kızlarından Ermeni feministlere, Kürt kadınlarının konumundan Türk modernleşmesinde rol almış öncü kadınlar anlatılıyor.    Ajanda, farklı aidiyetlerden, sınıflardan, etnisitelerden ve cinsel yönelimlerden kadınların konumunu ele alan  ve aynı zamanda erkeklik çalışmalarını içeren bir çeşitliliği gözler önüne seriyor.    FATMAGÜL BERKTAY ÖNSÖZ’Ü YAZDI    Ajandanın Önsöz’ünü yazan Vakfın Genel Kurul üyesi Fatmagül Berktay, şöyle diyor:  “Türkiye’de hayatın her alanında kadın-erkek eşitsizliği devam ediyor ve bunun sonucu olarak en başta yaşam hakkı olmak üzere kadınlar insan haklarından eşit bir biçimde yararlanmıyorlar. Üstelik bu durum, ‘eşitlik’ kavramı tartışmaya açılıp yerine ‘adalet’ kavramı geçirilerek meşrulaştırılmaya çalışılıyor. Kadın ve erkek arasında eşitlik savunulurken sanki ‘aynılık’ kast ediliyormuş yanılsaması yaratılıyor; yani yasal düzlemde hak eşitliği  savunusu, biyolojik farklılıkların  ortadan kaldırılması çabasıymış gibi sunuluyor ve onun yerine ‘oranlı eşitlik’ diye bilinen, aslında yüz yıllardır eşitliği reddetmek için kullanılan bir ‘adalet’ kavramı çıkarılıyor.”    KADIN ESERLERİ KÜTÜPHANESİ HAKKINDA   Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı, kadınların geçmişini iyi tanımak, bu bilgileri bugünün araştırmacılarına derli toplu bir şekilde sunmak ve bugünün yazılı belgelerini gelecek nesiller için saklamak amacıyla kuruldu. 8 Mart 1990’da tüzel kişiliğini kazanan Vakıf, 14 Nisan 1990’da İstanbul’un Haliç semtinde tarihi bir binada hizmete açıldı. Kütüphane bir yandan kadınların geçmişlerine ait belgeleri toplarken diğer yandan da günümüzün belgelerini de toplar. Kütüphane, ayrıca kadınlara kendilerine ait bir belgeyi tanımlama bilincini kazandırmak, kadınlarla belgeler arasında bağ kurulmasını ve kadın hareketinin ürettiği belgelerin tarihsel süreçte kalıcılığını sağlamak için çalışmalar yürütür.”    Ajanda, kütüphaneden ulaşmak mümkün.