Besime Konca: Yan yana durmak zorundayız 2017-12-23 19:23:28 İSTANBUL - Mor Dayanışma Türkiye Kadın Konferansı'nda konuşan HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Besime Konca, "Kürdistan'da kadınların cenazelerine yapılan işkenceler iktidarın tecavüzcüyü, tacizciyi aklama politikasından ayrı değerlendirilemez" dedi.    Mor Dayanışma'nın düzenlediği halaylar ve sloganlar ile başlayan Türkiye Kadın Konferansı'nın ikinci oturumunda, kadınlar "Jin, jiyan, Azadî", "kadın, yaşam, özgürlük" sloganları attı. Çekilen halayların ardından katılımcıların konuşmaları ile konferans devam etti.    Konferansta konuşan Barış Anneleri Meclisi üyesi Güler Buğday, "Yıllardır süren kadın mücadelesinde genç kadınlar her zaman öncü oldular. Bugün burada da genç kadınların sayısı çok fazla. Analar olarak genç kadınları görmek bizi mutlu ediyor ve heyecanlandırıyor. Kadının özgürlük tutkusunu dağda, ovada, cezaevlerinde direnen kadınların mücadelesinde görüyoruz. Bu nedenle elbet kadınlar kazanacak biliyoruz. 40 yıldır süren savaşta binlerce çocuğumuz yaşamını yitirdi. Onlarca kadınımız katledildi, tutuklandı" ifadelerine yer verdi.   'BİRLİK OLMAK, ACIMIZI ORTAKLAŞTIRMAK İSTİYORUZ'   Halkların eşitliği ve kardeşliği için kadınların mücadelesinin değerli ve önemli olduğunu belirten Buğday, "Biz de bu savaşın bitmesi için mücadele eden barış anneleri olarak barış için direniyoruz. Bütün dünya anneleri ile birleşmek ve barış çığlığını yükseltmek istiyoruz. Sistemin kadın üzerindeki baskısını bütün kadınlar konuştu, ama şunu unutmayalım barış da, umut da kadınların elinde. Kadınlar isterse bu savaşı bitirebilir. Birlik olmamız yeterli. Barış için mücadele eden 85 yaşında bir annemiz tutuklandı ve sadece barış istediği için. İktidar kadınlardan korkuyor, kadınların başarmasından korkuyor. Kadınlarımız meclisi erkeklere teslim etmesinler, dirensinler. Biz irademizin arkasındayız. Hiçbir ayrım yapmadan tüm annelere çağrı yaptık, ama bu çağrılarımız karşılığını bulmadı ve sesimiz kısılmaya çalışıldı. Biz yine de çağrımızda ısrarlıyız, birlik olmak ve acımızı ortaklaştırmak istiyoruz" dedi.   'DİRENEN KADINLAR OLDUKÇA MÜCADELE KAZANACAKTIR'   Ardından Kadın Meclisleri adına konuşan Sultan Atabey ise, "Kadınlar en fazla yaşamak isterken öldürülüyorlar. En yakınları tarafından öldürülüyorlar. Ataerkil siyaset yapan iktidar kadını hedef yapmış durumda. Kadın meclisleri olarak illerde, ilçelerde, okullarda, evlerde ulaşabildiğimiz kadınlara 6234 yasasını anlatacak ve örgütleyeceğiz. 2018 yılında bizi nelerin beklediğini bilmiyoruz, ama kadınlar olarak daha örgütlü bir döneme geçeceğimize inanıyoruz. Direnen kadınlar var oldukça, kadınlar bir arada oldukça mücadele kazanacaktır. Bu nedenle bir kez daha 'yaşasın kadın dayanışması' diyoruz" dedi.   KAMERASIYLA DİRENEN KADINLARI ANDI   Filmmor yönetmenlerinden Melek Özman, konuşmasına "Buraya geldiğimizde şimdiye kadar ne bizim için kolay oldu? OHAL'de kadınlar için neden her şey daha zor oldu?"  sorusuyla başladı. Melek, şöyle devam etti: "Bizim için hiç bir zaman hiçbir şey olağan olmadı ve her zaman baş altında olduk. Her zaman 'yaşasın kadın dayanışması' dedik, ama nasıl yaşatacağımızı hiç konuşmadık. Belki de artık bunu konuşmamız gerekiyor. Zor olan ama alışık olduğumuz bu dönemleri aşacağız. İki tane kadın filmleri festivalleri var ve biz birlikte yapacağız. 2018 baharını gelin beraber filmlerimiz ile süsleyelim. Kamerası elinde olan kadınları burada anmalıyız diye düşünüyorum. Biliyorsunuz Deniz yaşamını yitirdi, Nujiyan yaşamını yitirdi, JINHA kapatıldı ve ardından başka yerlerde devam etti. Bugün de JIN NEWS olarak şuan aramızdalar. Kamerası elinde olan kadınları da buradan selamlıyoruz" ifadelerine yer verdi.    Melek'in konuşmasının ardından DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel ve HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ'ın cezaevinden konferans için yazmış olduğu mektubu okundu. Mektuplar okunduktan sonra salonda bulunan kadınlar "Sebahat Tuncel onurumuzdur", "Figen Yüksekdağ onurumuzdur" sloganları attı.   'KADINA YÖNELİK ŞİDDET TOPLUMSAL BİR SUÇ'   Konferans HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Besime Konca konuşmasıyla sürdü. Kadına yönelik şiddetin toplumsal bir suç olduğunu söyleyen Konca, Türkiye'de din, dil, mezhep ayrımlarından dolayı karma evliliklerin yapılamıyor olmasına dikkat çekti. Konca, "Ülkedeki bütün güzellikleri böldükleri gibi kadın kimliği üzerinden de ülkeyi bölme politikası ile karşı karşıyayız" ifadelerine yer verdi.    'ORTAK BİR DURUŞ VE MÜCADELE AĞI ÖRÜLMELİ'   Kürt kadın hareketinin yıllardır verdiği mücadeleye değinen Konca, "Yıllardır Kürt kadınları sokaklarda, alanlarda direniyorlar. Hem kadın kimliği için hem toplumsal kimlik, hem kültürü, hem doğası, hem de dili için direniyorlar. Rojava'da, Kobanê'de, Rakka'da tarihi yazan kadınlar oldu. Kadınlar bir devrimin öncüsü oldular. Bu noktada aslında dayanışmadan öte bir bütün olarak kadınların artık mücadelelerini ortaklaştırması zamanı gelmiştir. Eylem ve direnişte ortak bir duruş ve mücadele ağı örülmelidir. Kürdistan'da kadınların cenazelerine yapılan işkenceler iktidarın tecavüzcüyü, tacizciyi aklama politikasından ayrı değerlendirilemez. Bu çerçevede yan yana durmak zorundayız" diye konuştu.    Kadınların mesaj ve değerlendirmelerini paylaştığı konferansın bugünkü ayağı şarkılar ve halaylar eşliğinde sona erdi.