Kürt kadın aktivist: İran sokaklarında öfke ve halk hareketi çok güçlü

  • kadın
  • 10:29 22 Eylül 2022
  • |
img
ANKARA - Kirmanşah'taki eylemlere aktif olarak katılan aktivist Raşin, "Kadınların en büyük düşmanı İslamcı hükümetlerdir. Bu hükümetler kadınlara özgürlüklerini tanımak yerine onları öldürmeyi tercih eder" dedi.
 
İranlı Kürt Jîna Mahsa Amini, ailesini görmeye gittiği Tahran'da saçının bir kısmı göründüğü gerekçesiyle ahlak polisi tarafından gözaltına alındıktan sonra işkenceyle katledildi. Amini'nin ölümü ardından başta kadınlar olmak üzere halk sokaklara indi. 6 gündür devam eden eylemlerde 10’a yakın eylemci katledilirken, yüzlerce kişi yaralandı ve İran güçleri tarafından kaçırıldı. Rojhilat Kürdistan'ın en büyük kenti olan Kirmanşah'taki eylemlere aktif olarak katılan ve güvenlik nedeniyle adını değiştirdiğimiz Kürt kadın aktivist Raşin, Kürdistan ve İran'a büyük bir öfkenin hakim olduğunu ifade etti. 
 
SOKAKTAKİ HAREKET ÇOK GÜÇLÜ
 
Kirmanşah'ta devam eden eylemleri ve kentin atmosferini Mezopotamya Ajansı’na (MA) anlatan Raşin, şunları söyledi: "Kürdistan ve İran halkının durumunu anlatmak için en uygun kelime öfke. Çok büyük ve korkunç bir trajedi yaşandı. Bu durum bizlerde büyük bir öfkeye neden oldu. Jîna Amini, masum bir insan, bir Kürt kadını, saçının bir kısmı görünüyor diye ahlak polisi tarafından işkenceyle öldürüldü. Kürtler her zaman İran'daki eylemlerde başı çekmiştir. Daha önce ekonomik kriz nedeniyle, yüksek fiyatlar ve yoksulluğa karşı eylemlerde de başı Kürtler çekerdi. Ama bu sefer durum çok farklı. Çok büyük bir öfke var ve sokaktaki hareket çok güçlü. Bu öfke her şeyden önce zorunlu başörtü ve İranlı kadınların statüsünün verilmemesine karşı. Bu eylemlerde farklı olan bir şey daha var. Daha önceden kadınların neyle karşı karşıya olduğu üzerine pek kafa yormayan erkekler de kadınların taleplerini destekliyor ve sokakta kadınlarla omuz omuza. Ortak tek amaç Molla rejimini devirmek."
 
HALK HAREKETİNE DÖNÜŞTÜ 
 
İran'ın tamamına yayılmış olan eylemlerin ve mücadelenin odağının kadınlar olduğunu, özellikle de feministler olduğunu ifade eden Raşin, "Her ne kadar ilk anda sokağa inen ve eylemleri görünür hale getiren kadınlar olsa da polis şiddeti nedeniyle eylemler artık bir halk hareketi haline gelmiş durumda" ifadelerini kullandı.
 
İranlı kadınların sokaklardaki polis mevcudiyetinden son derece rahatsız olduğunu söyleyen Raşin, "Başörtüsü takan kadınlar dahi polisi görünce kendini tehdit altında hissediyor. İran'daki tüm kadınlar biliyor ki Jîna'nın ölümünden polis sorumlu. Buna rağmen, özür dilemek, suçlarını kabul etmek yerine yalanlarına inanmamızı istiyorlar. Bu ülkede kadınlar 40 yılı aşkın süredir bu erkek zihniyet tarafından eziliyor. Polis vahşeti bizlerin günlük hayatının bir parçası. Bizler 40 yılı aşkındır en temel haklarımızdan mahrum bırakılıyoruz. Gerçek şu ki, İslam hükümetleri kadınların en büyük düşmanıdır. İran gibi hükümetler, kadınlara haklarını tanımaktansa onları öldürmeyi tercih eder” dedi. 
 
Amini’nin katledilmesinden sonra başlayan eylemlerin yapı olarak daha önce İran'da görülen eylemlerden farklı olduğunu vurgulayan Raşin, "Geçmişteki eylemlerde temel talep koşulların değiştirilmesiydi. O eylemlerde pek çok kişi hükümet değişikliği talep etmiyordu. Şu anda durum farklı. İlk kez halk, bu kadın düşmanı hükümete kinini kusuyor ve yüksek sesle rejim değişikliği olmadan kadınların eşit vatandaş olamayacağını söylüyorlar" diye belirtti.
 
BATININ SESSİZLİĞİNE SİTEM
 
Batının sessizliğinden dolayı büyük hayal kırıklığı yaşadıklarını dile getiren Raşin, şunları söyledi: "Daha bugün Emmanuel Macron, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ile Fransa'da bir görüşme gerçekleştirdi. Leslie Stahl adında bir kadın gazeteci, Reisi ile bir röportaj yaptı ve bu röportaj için başörtüsü taktı. Bu İranlı kadınlara hakarettir. İran'da şu anda bu mesele yüzünden her gün insanlar katlediliyor.”
 
KADINLARA ÇAĞRI
 
Son olarak İran dışındaki kadınlara seslenen Raşin, "Bu haksızlığı tüm dünyaya gösterin. Sesimizi duyurun. Bu devlet 40 yıldır şeriat kanunları adı altında kadınlara zulmediyor. Namus adı altında öldürülüyoruz. En temel haklarımızdan mahrum bırakılıyoruz. Jîna'nın ölümü korkunç bir trajedi, ancak dünyanın bizleri görmesine vesile oldu. Sizler, İran'ın dışındaki kız kardeşlerimiz, bu unutulmuş sesi, bu görmezden gelinen hikayeyi dünyaya duyurun" diye belirtti. 
 
MA / Gözde Çağrı Özköse