HABER MERKEZİ - Kadınlar, 25 Kasım dolayısıyla eylem ve etkinliklerini sürdürüyor. Adana, İzmir ve İstanbul'da kadına yönelik şiddet, cinsel saldırı ve cinayetlerin bilançosu açıklanarak, siyasi iktidar tarafından korunup yüceltilen erkekliğe karşı kadınlar sokağa çağrıldı.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Adana Şubesi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma ve Mücadele Günü etkinlikleri kapsamında şube binasında "Müfredatta şiddet var" başlığı ile basın toplantısı düzenledi. Toplantıya, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Adana Şubesi, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) ve eğitimciler katıldı. Toplantıda açıklama yapan Eğitim Sen Adana Şubesi Başkanı Seçil Sönmez, 24 Kasım Öğretmenler Günü'nün öğretmenlere yönelik hak kayıplarının ve itibarsızlaşmanın üzerini örtmek için kullanıldığını belirterek, "Ülkemiz tarihinde eğitim politikaları her dönem laik, bilimsel, demokratik ve anadilinde eğitim anlayışından uzak yapılanmıştır. AKP iktidarı da uyguladığı politikalarla eğitimi herkesin erişebileceği, hoşgörülü, sorgulayan, eleştiren bireylerin yetişmesini sağlayan mekanizma olmaktan daha fazla uzaklaştırmıştır. Bugün eğitim sistemimiz piyasacı, milliyetçi, militarist ve giderek dinsel bir içerik kazanan muhafazakâr egemen ideolojinin denetimi altındadır. Siyasi iktidar, iktidar gücüyle eğitim sistemini kendi ideolojik-siyasal hedeflerine uygun olarak biçimlendiriyor" dedi.
Müfredat hazırlanırken evrensel bilimsel ilke ve değerlerin kazandırılmasının amaçlanması gerektiğinin altını çizen Sönmez, "Geleneksel kadınlık rollerini İslami kurallarla meşrulaştırmaya çalışan MEB, eğitimin en önemli unsuru olan ders kitapları ile erkeği kutsayıp kadını yok sayan politikalarla kadına yönelik şiddeti meşrulaştırıyor" diye konuştu.
'TOPLUMDAKİ ERKEKLİK YÜCELTİLİYOR'
Yeni müfredatın ataerkil aile yapısı ve erkek egemen toplumun ailedeki varlığını tam anlamıyla koruyup yücelttiğini vurgulayan Sönmez, şöyle dedi: "Yeni müfredatta erkek egemenliğine dayalı aile yapısını ve patriyarkayı koruyup yücelten pek çok ifade yer almıştır. Zaten mevcut iktidarın kadın haklarına yaklaşımı göz önünde bulundurulduğunda, eğitim alanında eşitlikçi yaklaşım beklenmesi gerçekçi görünmemektedir. Türkiye'de eğitim alanında son dönemde yapılan değişikliklerin, yakın gelecekte yaratacağı sonuçlarla birlikte, ciddi bir şekilde değerlendirmek, içinde barındırdığı tehlikeler hakkında toplumu uyarmak ve bütün bu gelişmelere karşı mücadele etmek Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası olarak bizim en önemli görevimizdir. Bilinmelidir ki; Eğitim Sen olarak toplumun bütün bireylerinin, temel insan hakları ve özgürlükleri doğrultusunda, herkesin kendi anadilinde, cins ayrımcı olmayan, eşit demokratik, laik, bilimsel, parasız ve kamusal nitelikli eğitim görmesi için mücadele etmeye devam edeceğiz."
ADANA'DA 11 AYDA 19 KADIN ÖLDÜRÜLDÜ
İnsan Hakları Derneği Adana Şubesi Kadın Hakları Komisyonu, aynı konusu kapsamında şube binasında basın toplantısı düzenledi. Toplantı da konuşan İHD Adana Şubesi Kadın Hakları Komisyonu üyesi Deniz Uslu, "Siyasal iktidarın bakanlarının ve yetkililerin söylemleri esas olarak kadın ile erkeğin eşit olamayacağını, tecavüze uğrayan kadının mutlaka doğum yapması gerektiğini, kürtaja karşı olduklarını, kadın için tek kariyerin annelik olduğunu sık sık ifade edip, esasında kadının yerinin sadece aile içi olduğunu ifade etmektedirler. Bu muhafazakâr karakter ve eril dile bir de uygulanan ‘iyi hal’, ‘aşırı sevgi’, ‘saygın tutum’ gibi indirimler eklendikçe kadın cinayetlerinin önüne geçmek daha da zor olmaktadır" dedi.
'KADIN CİNAYETLERİ EN FAZLA ADANA'DA YAŞANIYOR'
Adana'da yaşanan kadına yönelik şiddet, cinsel saldırı ve cinayet tablosunun ülke genelinden farksız olmadığını dile getiren Uslu, şöyle dedi: "Adana, Türkiye’de en çok kadın cinayetinin yaşandığı, kadına karşı hak ihlallerinin yoğun olarak yaşandığı illerdendir. Bu nedenle İnsan Hakları Derneği Adana Şubesi Kadın Hakları komisyonu olarak, Adana’da kadına yönelik hak ihlallerinin tespiti için gerek özel ve resmi kurumlardan gerekse saha çalışmalarımızdan veri çalışması yapılmış olup, istatistiki veriler tablo olarak raporumuzda belirtik" ifadelerini kullandı.
TALEPLER SIRALANDI
Uslu, Adana'da 11 ayda 19 kadının öldürüldüğü, 7 kadının intihara sürüklendiği, 755 kadının eşi tarafından yaralandığı, 1422 kadının yine eşi tarafından hakaret ve yaralanmaya maruz kaldığı, 25 kadının eşi tarafından cinsel saldırıya uğradığı ve 6 kadının cinsel saldırıya maruz bırakıldığını tespit ettiklerini söyledi. Bu verilerin asgari veriler olduğunu kaydeden Uslu, bunların basına ve adli mercilere yansıyan başvurulardan oluştuğunu ifade etti.
Şiddetle baş edebilmenin yolunun örgütlenme olduğunu aktaran Uslu, şu taleplerde bulundu:
* Başta siyasal partiler olmak üzere örgütlü tüm kurumlarda kadınların erkeklerle eşit temsiliyetini sağlayacak yasal değişiklerinin yapılması,
* Yargıdaki cezasızlık kültürünün son bulması için gerekli yasal tedbirlerin ve denetlemenin sağlanması,
* Kadın cinayetlerinde ‘indirim’ uygulamalarına son verilmesi,
* Kız çocuklarının eğitim süreçlerinin tamamından yararlanmasını sağlayacak etkili eğitim politikaları uygulanması ve eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması,
* Nefret söylemi ve nefret suçlarına karşı caydırıcı cezai müeyyideler getirilmesi,
* Cinsiyet eşitlikçi, demokratik ve bilimsel eğitimi içeren müfredatlar hazırlanması,
* Çocuklara ve kadınlara yönelik istismar suçlarında cezai müeyyidelerin arttırılması,
* Aile içi şiddet konusunda kapsamlı bir çalışma yapılması ve nedenlerinin ortaya konularak çözümlerin hayata geçirilmesi,
* Şiddet mağduru kadınların sosyo-ekonomik olarak desteklenmesi,
* Yazılı ve görsel medyada cinsiyet eşitsizlik, nefret söylemleri, aşağılayıcı ve onur kırıcı yayınlara karşı etkin ve caydırıcı cezayi müeyyidelerin uygulanması, cinsiyet eşitlikçi yayınlarının yaygınlaştırılması gerekir.
İSTANBUL KADIN MECLİSİ'NDEN ÇAĞRI
İstanbul Kadın Meclisi de, 25 Kasım etkinlikleri kapsamında yarın Kadıköy Süreyya Operası önünde “Hiçbir şiddet karanlıkta kalmayacak” sloganıyla bir araya gelecek. Saat 20.00’da düzenlenecek eyleme ilişkin yazılı açıklama yapan İstanbul Kadın Meclisi Üyesi Ebru Batur, yarınki eyleme katılım çağrısı yaptı.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Kadınlar olarak her gün karşılaştığımız şiddetle, cinsiyetçilikle, tacizle mücadele etmek, bireysel olarak yaşamasak dahi bunları yaşayan kadınları savunmak, 'Bir kişi daha eksilmeyeceğiz' demek artık bir zorunluluktur. Kadınlar birlikte güçlü. Tüm kadınları, Kadıköy eylemimize davet ediyorum.”
HALKEVCİ KADINLAR: ERKEK YARGI ŞİDDETTİR
İstanbul'da bir diğer eylem de Halkevci Kadınlar tarafından yapıldı. Hakevci Kadınlar, kadına yönelik şiddet ve cinsel istismara ilişkin hazırladıkları raporu Bakırköy Adliyesi önünde açıkladı. "Erkek yargı şiddettir! İtaat yok kadınlar var. 25 Kasım'da Taksim'deyiz" pankartı açan kadınlar, "Hocaya, kocaya, sopaya, tek adama, itaat yok kadınlar var" ve "Erkek adalet değil gerçek adalet" dövizlerini taşıdı. "Erkek adalet değil gerçek adalet", "Kadınlar vardır" ve "İtaat etmiyoruz" sloganları atan kadınlar, 25 Kasım saat 18.00'de Taksim Tünel'de gerçekleştirilecek kadın yürüyüşüne katılım çağrısı yaptı.
'3 YILDA 787 KADIN ÖLDÜRÜLDÜ'
Raporu açıklayan Halkevci Kadınlar Üyesi Fulya Dağlı, Türkiye'de erkeklerin 2015 yılında 284, 2016 yılında 261, 2017 Ekim ayına kadar 242, son 3 yılda ise 787 kadını öldürdüğünü belirterek, son 3 yılda 285 kadının cinsel saldırıya, bin 325 kız çocuğunun ise taciz ve cinsel istismara maruz bırakıldığını kaydetti. Dağlı, son 3 yılda kayıtlara geçen bin 56 kadına da şiddet uygulandığına dikkat çekti.
Kadına yönelik şiddetin hayatın her anına kuralsız biçimde yayıldığını belirten Dağlı, şiddetin önlenemediğini ve etkin bir şekilde cezalandırılmaların olmadığını söyledi. Son 3 yılda öldürülen kadınların yüzde 10'unun daha önce şiddet gördüğü ve şikayetçi olmalarına rağmen korunmaya alınmadıklarını sözlerine ekleyen Dağlı, hukuki mekanizmaların işlememesi sebebiyle kadınların öldürüldüğünü söyledi. Birçok kadın cinayetinde kadınların tehdit aldığı için savcılara şikayette bulunduğunu dile getiren Dağlı, savcıların başvuruları zamana yaydığı için sonuçlanmadığını ve birçok kadının öldürülmesinde de suç ortaklığı yaptığını belirtti.
'İNDİRİMLER ERKEKLERE BOL KESEDEN UYGULANIYOR'
2015-2016 yıllarında sonuçlanan kadın cinayeti davalarında 176 sanığın yüzde 29'unun ceza indiriminden yararlandığını aktaran Dağlı, 209 cinsel saldırı davasında sanıkların yüzde 12'sinin beraat ettiğini, yüzde 20,5'inin ise ceza indiriminden yararlandığını kaydetti. Mağdurların yüzde 73'ünün 18 yaşın altında olduğu davalara değinen Dağlı, sanıkların yüzde 11'inin beraat ettiğini, yüzde 4'ünün ise para cezasına çarptırıldığını, yüzde 12'sinin ise ceza indiriminden yararlandığına dikkat çekti. Dağlı, 63 şiddet davasının yüzde 38'inde de ceza indirimi yapıldığını belirtti. Dağlı, "Cinayet, taciz, tecavüz, şiddet davalarında fail erkekler için bol keseden uygulanan ceza indirimleri için mahkemeler neredeyse her türlü gerekçeden yararlanıyor" dedi.
'OHAL'DE ŞİDDET FAİLİNE UZLAŞTIRMA ZIRHI'
15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL ile birlikte 11 kadın derneğinin kapatıldığını hatırlatan Dağlı, "35 kadın belediye eşbaşkanı tutuklandı ve sadece kamuda 20 bin kadın işten çıkarıldı. Kadın cinayetleri iki kat arttı. Çocuk istismar vakaları tırmanmaya başladı. CMK dahil bazı yasalarda yapılan değişiklikler ile 'uzlaştırma' kapsamında sokulan suçlar genişletilerek, tehdit suçu uzlaştırma kapsamına alındı ve cinsel saldırı, cinsel istismar suçları da 'uzlaştırma' kapsamına alındı. Daha en başından bu yana fail ile uzlaştırmaya teşvik edilerek cezasızlık arttı" dedi.
İktidardan yargıya kadar tüm kurumların kadınları itaat etmeye zorladığının belirten Dağlı, kadınlar olarak karşılaştıkları her türlü baskı ve ihlale karşı mücadele edeceklerini söyledi. Dağlı, tüm kadınları hayatlarını ve haklarını savunmaya çağırdı.
Eylem atılan sloganlar ve 25 Kasım'da Taksim Tünel'de yapılacak yürüyüşe yapılan çağrıyla son buldu.
İZMİR'DE YÜRÜYÜŞ
İzmir Karabağlar Kent Konseyi Kadın Meclisi de, 25 Kasım dolayısıyla bir araya gelerek Üçyol'dan Uğur Mumcu Parkı'nda yürüdü. “Şiddet doğuştan gelmez, öğrenme", "Öldüren sevgi istemiyoruz" ve "Nefrete inat yaşasın hayat" dövizlerini taşıyan kadınlar, sık sık "Kadın yaşam özgürlük", "Kadın cinayetleri politiktir" sloganları attı. Yürüyüş sonunda Kent Konseyi adına açıklama yapan Meclis Başkanı Fahriye Kaşkal, dünyada toplumsal cinsiyet eşitsizlik sıralamasında 167 ülke arasında Türkiye'nin 130'uncu sıradan 145'inci sıraya gerilediğini vurguladı.
Türkiye’deki kadına yönelik şiddet olaylarını hatırlatan Kaşkal, "Giydiğimiz kıyafet yüzünden dahi öldürme tehlikesi yaşamak istemiyoruz. Bizler hayatlarımızı ve haklarımızı savunmak için, insanca yaşadığı, şiddetsiz, sömürüsüz ve sığınaksız bir dünya için, özgür ve eşit bireyler durumuna gelmesi için mücadele ediyoruz" dedi.
Açıklama alkışlarla son buldu.