Keskin: Cinsel işkence devlet politikasıdır

  • kadın
  • 20:08 23 Kasım 2017
  • |
img

İSTANBUL - Son dönemde yaşananlara bakıldığında 90'lardan çok daha kötü günler yaşandığını söyleyen avukat Eren Keskin, cinsel işkencenin bir devlet politikası olduğunu söyledi.

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), İstanbul Şubesi, İstanbul Tabip Odası'nda, 25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü nedeniyle "şiddet ve kadın" konulu bir panel düzenlendi. Panele insan hakları savunucusu avukat Eren Keskin konuşmacı olarak katılırken, çok sayıda sağlık emekçisi de dinleyici olarak yer aldı. 
 
Panelde ilk olarak SES Genel Başkanı Gönül Erdem kısa bir konuşma yaptı. Zor bir dönemden geçildiğini söyleyen Erdem, bu zor zamanlarda yan yana olmanın önemli olduğunu belirterek, "Yan yana gelişimizi engellemeye çalışan bir zihniyetle karşı karşıyayız. Bizi mümkün olduğunca yalnızlaştırmak istiyorlar. Evet tarihin hiçbir döneminde bu kadar çok saldırı olmadı kadınlara. Biz kadınlar en çok korktuğu kesimleriz. O nedenle bize çok saldırıyorlar. Elbette buna karşı büyük bir itiraz geliştiriyoruz. Bu itirazlarımızla bize koydukları yasakları tanımadığımızı gösteriyoruz" dedi.  
 
'KADINA YÖNELİK ŞİDDET MİLİTARİZMDEN AYRI DEĞİL'
 
Daha sonra insan hakları savunucusu avukat Eren Keskin konuştu. Kadına yönelik şiddetin militarizmden ayrı düşünülemeyeceğini belirten Keskin, bu coğrafyanın bir savaş coğrafyası olduğunu söyledi. Bu toplumun konuşmasa da ilk suçunun 1915 Ermeni Soykırımı olduğunu vurgulayan Keskin, o dönemki egemen zihniyetin cumhuriyetin de kurucusu olduğu düşünüldüğünde, sorumluların ortada olduğuna dikkat çekti. Ermeni Soykırımı'nın kadın kırımı olduğunu belirten Keskin, "Kadına yönelik şiddeti Türk islam sentezinden ayrı düşünmek mümkün değil" dedi. 
 
'SADECE 2 KORUCU CİNSEL SUÇ CEZASI ALDI'
 
Sadece siyasi nedenlerle tutuklanan kadınların değil adli suçlar nedeni ile gözaltına alınan kadınların da cinsel işkence gördüğünü belirten Keskin, şuana kadar 600 civarında kadının kendilerine başvuru yaptığını söyledi. Kadınların çoğunun cinsel şiddet olaylarının duyulmasını istemediğini belirten Keskin, bugüne kadar yapılan başvurulardan sadece 2 korucunun cezalandırıldığını söyledi. Bu konuda büyük bir cezasızlık söz konusu olduğunu söyleyen Keskin, "Musa Çitil'in görev yaptığı dönemlerde de çok fazla taciz olay oluyordu. Büyük bir cezasızlık var. Bugün Musa, Sur'u bombalayan ekibin başında. Çünkü işkence, cinsel işkence bir devlet politikası" dedi. Bu dönem bile çok yoğun oranda cinsel işkence uygulandığını söyleyen Keskin, "Şuanda cezaevlerinde 90'larda bile olmayan bir uygulama var. Banyoya giderken bir kamera koyulmuş. Koğuşların içinde bile kamera var" dedi. 
 
'MEŞRULAŞAN ŞİDDET İLK OLARAK KADINI VURUYOR'
 
Şiddetin meşrulaştığı bir dönemden geçildiğini söyleyen Keskin, "Eskiden biz yapmadık diyorlardı. Şimdi jandarma kendi sosyal medya hesabından bunu paylaşıyor. Cemaatçilere korkunç işkence yapıldı ancak hiçbiri başvuru yapmıyor. Koğuşta doğum yapmaya zorlanan kadınlar var ancak başvuru yapmıyorlar. Bizim barışı savunan yazılarımıza soruşturma açılırken, işkenceyi savunan yazılara hiçbir şey yapılmıyor. Şiddet meşrulaşmış ve bir yerde meşrulaşınca ilk olarak kadını vuruyor. Kadına yönelik şiddeti militarizmden, ırkçılıktan, kapitalizmden ayrı düşünemeyiz" dedi. 
 
Panel, soru cevap bölümü ile sona erdi.