Yazar Çilingir: Rum 100 yıldır aşağılama olarak kabul ediliyor

img

İSTANBUL – Türkiye’de iktidar ve muhalefetin Kürt halkının özgürlük talebine karşı olduğu gibi soykırımlar konusunda da birleştiğini belirten yazar Tamer Çilingir, “100 yıldır Rum olmak bir küfür, aşağılama ve nefret söylemi olarak propaganda ediliyor” dedi.

1894 yılında Abdülhamid’in Ermenilere yönelik katliamlarıyla başlayıp, 1915’te İttihat ve Terakki yönetimi tarafından 1,5 milyon Ermeni ve 300 bine yakın Süryani’nin hayatına mal olan tehcir ve soykırımın son halkası ise Pontus Rumlara yönelik gerçekleşir. 1914-1921 yılları arasında Amasya, Samsun, Giresun’da 134 bin 78, Niksar’da 27 bin 216, Trabzon’da 38 bin 434, Tokat’ta 64 bin 582, Maçka’da 17bin 479, Şebinkarahisar’da 21bin 448 Rum, mübadele yollarında hayatını kaybeden 50 bin insanla birlikte toplam 353 bin Pontos soykırıma uğratılır. O dönemde yaşan gelişmeleri değerlendiren yazar Tamer Çilingir 1919’da 1923’e kadar 353 bin Pontoslu Rum’un hayatını kaybettiğini vurguladı. 
 
‘353 BİN RUM KATLEDİLDİ’
 
Anadolu’nun Hıristiyanlardan temizlenme sürecinin İttihat ve Terakki Cemiyeti ile başlayıp Mustafa Kemal Atatürk döneminde devam ettiğini söyleyen Çilingir, bu sürecin ilk başta Ermeniler ardından Süryaniler daha sonra Pontoslu Rumlarla devam ettiğini dile getirdi. Soykırımın 1914’te başladığını ifade eden Çilingir, “1919’da bu imhaya dönüştü. 1923’e kadar 353 bin Pontoslu Rum’un hayatını kaybetmesine sebep oldu. Bu süreçte, ölüm yürüyüşleri, okul ve kiliselerde diri diri insanların yakılması, mağaralara doldurulan insanların dumanla boğulmaları, köy baskınları, İstiklal Mahkemesi kararları ve idamlarla hayata geçirilmiştir. Bu arada birçok çocuk kaybolmuş, Müslüman aileler tarafından evlat edinilmiş, genç kadınlar, zengin Müslümanların haremlerine konulmuştur” dedi. 
 
1923 yılında yapılan mübadele anlaşmasıyla Ortodoks Hristiyan Rumların Yunanistan’a sürgün edildiğini söyleyen Çilingir, geride kalanların ise Müslüman ve Türk kimlikleriyle 100 yıl sürecek olan baskı, zulüm ve asimilasyon sürecine tabi tutulduğunu ifade etti. 
 
‘KATLİAMA GÖZ YUMULDU’
 
Soykırımın gerçekleştirildiği tarihsel sürecin 1917 devriminin ve 1’inci Dünya Savaşı’nın sonrasına denk geldiğini söyleyen Çilingir, “1’inci Dünya Savaşı’nın galibi İngilizler komünizm korkusu, Sovyetler Birliği de güney sınırlarında kendisini daha güvende hissedeceği bir ülkenin varlığını istemesi sebebiyle soykırımı sessizce izlemişlerdir. Soykırıma uğrayan Pontoslu Rumların yardım çağrılarına uluslararası kamuoyu, dünya basınında yer almasına rağmen kulaklarını tıkadı. Ankara Hükümeti’nin vahşi katliamlarını ve bir ulusu topyekun yok etme çalışmalarına göz yumdu. Sonraki yıllarda da başta Yunanistan olmak üzere bu iki cephedeki ülkeler de soykırımın duyurulmasına yönelik tüm adımları engellemişlerdir” ifadelerini kullandı. 
 
‘TÜRKİYELİ AYDINLARDA GÖZARDI ETMİŞTİR’
 
Pontos Rum soykırımının göz ardı edilmesinin nedenlerinden birinin o dönemde yeni kurulan Cumhuriyet’in modern, batıcı ve laik bir kimlik görünümü olduğunu dile getiren Çilingir, “Türkiye’deki aydın, entelektüel kesimler açısından bakıldığında devrim diye adlandırılan bu sürecin arka planındaki katliamlar, soykırımlar çok önemli değildir. Dolayısıyla Pontos Rum soykırımından bahsetmek direkt Cumhuriyeti ve Cumhuriyetin kuruluş gerekçelerini tartışmaya açmak, Kemalizmle karşı karşıya gelmek demektir” diye belirtti.  
 
‘AYDINLATILMASI İÇİN ÇALIŞMALAR YAPILIYOR’
 
Pontus Rumlarına karşı girişilen soykırımın aydınlatılması için yapılan çalışmalara da değinen Çilingir, şöyle devam etti: “Yunanistan ve dünyanın çeşitli ülkelerinde yaşayan Pontos diasporası yıllardır çalışmalar yürütüyor. Dünyanın birçok üniversitesinde akademik çalışmalar yapılmasına rağmen Türkiye’de son 10 yıla kadar birkaç makale dışında yazılı ya da görsel bir çalışma yapılamamıştı. Hatta Yunanistan’da saygın akademisyenlerin soykırıma ilişkin yayınladıkları kitaplar da Türkçeye çevrilmemişti” diye belirtti.
 
Kendisi tarafından kaleme alınan “Pontos Gerçeği” kitabının Türkiye’de yayınlanan ilk kitap olduğunu aktaran Çilingir, “Bunun dışında konunun aydınlatılması için uluslararası konferanslar yapılmaktadır. Ayrıca MavriThalassa.com sitesinde konuya ilişkin tarihçi, araştırmacı ve yazarların konuya ilişkin makaleleri yayınlanmakta” ifadesinde bulundu.
 
‘RUM OLMAK HAKARET OLARAK ALGILANIYOR’
 
Türkiye’de iktidar ve muhalefetin Kürt ulusunun yürüttüğü hak, özgürlük ve hukuk mücadelesine karşı olduğu gibi soykırımlar konusunda da birleştiğini aktaran Çilingir, bugünün ana muhalefet partisi CHP’nin, Pontos Rum soykırımını hayata geçiren, 353 bin insanın katledilmesine onay veren bu Cumhuriyeti kuran parti olduğunun altını çizdi. Devletin, Hıristiyan Rumları öldürmüş olmasına rağmen Müslüman Rumların hala bu topraklarda yaşadıklarını dile getiren Çilingir, “Bu yüzden de 100 yıldır o bölgede yaşayan insanlar asimile edilmiş, toplumun diğer kesimlerince ötekileştirilmeleri için çaba harcanmıştır. 100 yıl boyunca Rum olmak bir küfür, aşağılama, nefret söylemi olarak propaganda edilmiştir. Daha ilkokul çağından itibaren küçük çocukların beyinlerine düşman olarak kazınmıştır. ‘Pontoslu’ göndermelerinin yapılması, nefret söylemi olarak kullanılması maalesef normalleştirilmiştir” şeklinde konuştu.  
 
MA / Tolga Güney