DİYARBAKIR - Sahne ve seyirci kapasitelerini karşılamadığı için yeni bir yerde sahne kurmaya çalışan Amed Şehir Tiyatrosu, maddi olanakları el vermediği için dizaynına başladıkları ve mini bir kültür merkezi olarak tasarladıkları yeni yerleşke çalışmaları yarıda kaldı. Tiyatro, inşaatın tamamlanması için dayanışma bekliyor.
Diyarbakır'da 1990'ların faili meçhuller döneminde perdelerini seyirciye açan Şehir Tiyatrosu, belediyeye kayyım atanmasıyla ikinci kez perdelerini kapatmak zorunda kaldı. Kayyım, 1995'te Diyarbakır Belediyesi'nin Ahmet Bilgin yönetimindeki Refah Partisi'ne geçmesi tiyatroyu tümden kapatmadı ancak bütün oyuncuların işine son vererek Şehir Tiyatrosunu işlevsiz hale getirdi.
1999’DA YENİDEN PERDE AÇILDI
Diyarbakır Belediyesi'nin 1999'da Halkın Demokrasi Partisi (HADEP) adayı Feridun Çelik yönetimine girmesiyle yeniden perdelerini açan Şehir Tiyatrosu, 30 yılık serüveninin ardından şimdi perdelerini bağımsız bir şekilde açmasının 3'üncü yılını geride bıraktı. Belediyeden ihraç edilen tiyatrocular, kurdukları Amed Şehir Tiyatrosu'yla (Şanoya Bajêr ya Amedê) yollarına devam etti. Bu süreçte iki Avrupa turnesi, İstanbul, Ankara, İzmir, Batman, Van ve Diyarbakır'ın ilçelerine turneler düzenlendi, Tiyatro Festivali gerçekleştirildi.
EKONOMİK DESTEK BEKLİYOR
Galeria adlı alışveriş merkezinde faaliyetlerini sürdüren Amed Şehir Tiyatrosu, eski yerin sahne ve seyirci kapasitesinin sınırlı olması nedeniyle yeni bir yere taşınıyor. Kayapınar ilçesi Mahabad Bulvarı'nda kiralık bir binayı tiyatro sahnesine göre dizayn etme çalışmasını sürdüren oyuncular, kendi imkanlarıyla yarısını tamamladı. Ancak, kalan yarısının tamamlanması için dayanışma kampanyası başlatıldı.
Kampanyaya destek verenler, katkıları oranında açılış haftasında yapılacak iki etkinliğe davet edilecek. Destekçiler, yine bir veya beş yıl süreyle tüm tiyatro, konser, film, sergi ve performans etkinliklerine özel davetli olarak katılabilir.
'30 YILLIK GEÇMİŞİ OLAN BİR TİYATROYUZ'
Oyunculardan Yavuz Akkuzu, Amed Şehir Tiyatrosu'nun dününü bugününü ve gelecek projelerini ajansımıza anlattı. Amed Şehir Tiyatrosu'nun 30 yıllık bir serüveni olduğunun altını çizen Akkuzu, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesine atanan kayyım Cumali Atilla'nın 2017'nin başında, içinde tiyatrocuların olduğu 31 sanatçının sözleşmesini feshettiğini hatırlattı. Bu adımı, "Böylece tiyatronun içini boşalttı" sözleriyle değerlendiren Akkuzu, "Amed Şehir Tiyatrosu 2017'nin Şubat ayında kuruldu. 3 yıllık geçmişi olan özel bir tiyatroyuz. Aslında 30 yıllık geçmişi olan bir tiyatroyuz. Ama son 3 yılını artık özel tiyatro olarak şekillenmiş, biçimlenmiş, öyle kurulmuş bir tiyatroyuz" dedi.
Şehir Tiyatrosu'nun 3 yıldır başka bir yerden destek almadan performansını artırması nedeniyle seyirci ve ekip kapasitesinin genişlediğini Galeria'daki yerlerinin bu genişlemeye cevap vermediğini dile getiren Akkuzu, bundan dolayı daha büyük bir yere ihtiyaç duyduklarını kaydetti. Seyircilerin de eleştirileri doğrultusunda Kayapınar ilçesi Mahabad Bulvarı'nda bir yer kiraladıklarını ve bu yerin dizayn çalışmalarını sürdürdüklerini vurgulayan Akkuzu, 160 kişilik salon kapasiteli yerin tamamlanmasıyla daha ferah bir ortamda oyunlarını sergileyeceklerini söyledi.
KİMİN ELİNDEN NE GELİYORSA, KABULÜMÜZDÜR!
Yeni yerlerinin 540 metrekare olduğunu ve mini bir kültür merkezi olduğunu dile getiren Akkuzu, "Oyun oynayarak, kendi olanaklarımızla maalesef yarısını yapabildik. Diğer yarısı kaldı. Gücümüz yarısının yapımına yetti. Diğer yarısı bitirmek için internet üzerinden hesap açtık. Eğer destek vermek isteyenler varsa oradan bize destekte ve bağışlarda bulanabilir. O destek ve yardımlarla tiyatronun geri kalan kısmını tamamlamak bizim için ciddi bir destek olur. Onun dışında malzeme desteğini de kabul ediyoruz. Ahşabıdır, sandalyesidir, ışıklandırmasıdır, kablosudur. Bazı sivil toplum örgütleri destekte bulundular. Kürt tiyatrosu için bir şeyler yapmak isteyen sivil toplum örgütlerinin desteğine de açığız" diye konuştu.
'BURAYI TERCİHİMİZ POLİTİKTİR'
Akkuzu, yer olarak Mahabad Bulvarı'nı seçmelerini, "Mahabad Bulvarı'nda maalesef, kendi anadilleriyle sanatla buluşma olanağı, mekanı yok. Çok nadiren kafelerde Kürtçe konserler veriliyor. Burada Kürt dilinin aktif olduğu, sanat alanıyla buluştuğu alanlar yok. Bu da politika anlamda bir tercih" sözleriyle açıkladı. Sur'daki çalışmalarına ve Galeria'daki yerlerinde de çalışmalarına devam edeceklerinin altını çizen Akkuzu, "Yine orada küçük oyunlarımızı sergilemeye devam edeceğiz. Yani üç noktada oyunlarımızı sergileyeceğiz. Diyarbakır çok büyüdü, semt değiştirmek kolay değil, zaman açısından ekonomik açıdan" diye belirtti.
'BİR ÖZELEŞTİRİ YAPMAK GEREKİYOR'
Belediye bünyesinden çıktıktan sonra üretimlerinin arttığını dile getiren Akkuzu, bu konuda özeleştiride bulunarak, "Bir özeleştiri yapmak gerekir. Özellikle son 3 yıla baktığımız da Diyarbakır'da 3 özel tiyatro grubu kuruldu. Batmanda 2 ya da 3 tiyatro grubu kuruldu. Müzisyenler, özellikle Kürt kadın müzisyenler albüm çıkarmaya başladılar. Acaba biz belediyelerde merkezi bir şeye mi dönüştük ya da kültürel işler belediye de mi yapılır algısına mı kapıldık. Ya da asimilasyon arttı da mı böylesi üretken bir patlamanın nüvesi ortaya çıktı. Bizden de kaynaklansa bir özeleştirinin verilmesi gerekir. Asimilasyona karşı sanat kurumlarının, tiyatro kurumlarının artması, internet üzerinden bazı sanatçıların iş yapması, bunlar pozitif işlerdir" diye konuştu.
'BİZE ÖZGÜVEN KAZANDIRDI'
Belediye bünyesindeki tiyatroda işlerine son verilmesinin ardından bazı arkadaşlarının özel tiyatro kurmada tereddüt yaşadığına işaret eden Akkuzu, "Mesela bazı arkadaşlarımız başlarken 'Özel tiyatro olmaz. Biz ayakta kalamayız. Hemen kapanır' diyorlardı. Bu üçüncü yıl ayaktayız ve eskisi gibi turnelerimizi yapıyoruz. Belediye bünyesindeyken organizasyon ve ekonomik destek gibi faydaları vardı. Dikkatimi çekti, mesele orada ulaşamadığımız seyirciye, şimdi ulaşıyoruz. Mesele geçen İstanbul'da oyun oynadık, 500 yakın seyirci geldi. Yani daha çok sahiplenme var. Seyirciyle buluşmamız daha çok arttı. Bu açıdan da pozitif tarafı var. Bu da bize özgüven kazandırması, Kürt sanatının ya da Kürt tiyatrosunun kendi başına, sivil, dışarda ayakta kalabilme potansiyeli ve özgüveni kazandırdı. Bu müthiş bir şey" diye belirtti.
Bağımsız bir yola girmeleriyle üretimlerinin arttığına işaret eden Akkuzu, "Bu neden kaynaklıdır bilmiyorum. Ama galiba o memuriyet kafasına göre bir iki oyun yapınca yeter mi diyorduk. Ama şimdi ayakta kalabilmek için daha çok üretim yapmak zorundasın. Şimdi 3 yılda 10'na yakın büyük oyun yaptık. Çocuk festivali yaptık. 3 özel festivali kendi olanaklarımızla festival yaptık. Bildiğim kadarıyla Türkiye'de bir ya da iki özel tiyatro grubu festival yapabiliyor. Özel grupların festival yapabilmesi aslında çok ciddi bir şey ve bunu becerebiliyoruz" diye kaydetti.
'KURDÎ ÖZELLİK DAHA FAZLA ARTTI'
Bu süreçte tiyatrolarının Kurdî özelliğinin belirgin bir hal aldığını vurgulayan Akkuzu, "Şimdi o profesyonellik arttı, o (Kurdî) özellik daha fazla açığa çıkmaya başladı. Mesela Federico Garcia Lorca'nın 'Kanlı Düğün' olayı İspanya'nın bir köyünde geçer. Biz Kürdistan'ın bir kentinde geçiyor gibi kostümüyle, jestiyle, müziğiyle dengbêj kullandık. Hamlet'i mesele bir Danimarka beyliğinde değil de Kürdistan beyliğinde geçiyor gibi tasarladık. Şimdi William Shakespeare'in 'Bir Yaz Gecesi'ni 'Xwenê Şewekê Havînê'yi aynı şekilde Kurdi jest mimiklerle yapıyoruz. Aynı zamanda çevirilerin dışında kendi oyunlarımız vardı. Diyarbakır Qiriklarını anlatan bir hikaye 'Daviya Davî'. Bizim arkadaşın, arkadaşlarının başından geçen bir çîrokbêjî, hikaye anlatıcılığı gibi bir formda yaptık. Mem û Zîn'i yeniden tasarladık. Yani kendi hikayelerimizi de birlikte tasarlıyoruz. Bence hepsi toplamda Kurdî biçimiyle yansıtmaya çalışıyoruz. 'Dünyadan ve kendi hikayesinden uzak kalmama, bu iki dengeden uzak kalmamaya çalışıyoruz" şeklinde konuştu.
'KELA DIMDIM'İNİN MÜZİKALİNİ YAPACAĞIZ'
Yeni dönemdeki projeleri hakkında bilgi veren Akkuzu, şöyle konuştu: "Yine bir çeviri oyunu önümüzde, Dario Fo'nun 'Neredeyse Kadın: Elizabeth' oyunu var. Bunu çeviriyoruz, önümüzdeki bahar aylarında provalarına başlayacağız. Şimdi 'Kela Dimdim'i Kawa Nemir oyunlaştırmaya çalışıyor. O, bizim elimize gelecek. Ma Müzik'le birlikte müzikal danslı büyük bir proje halinde düşünüyoruz. Onu (Kela Dimdim) Suriçi'nde büyük bir konakta planlıyoruz onu. Mekan tiyatrosu biçiminde düşünüyoruz. Şu an önümüzde bu iki proje var ve mayıs ayı sonu gibi 8'inci Tiyatro Festivali'ni yeniden tasarlıyoruz. Aynı zamanda oyunlarımızın dışında yeni mekanımızda drama eğitimleri, tiyatro eğitimleri başlayacak. Eğitim almak isteyenlere de duyurulur buradan."
Kürt tiyatrosunda hala ekollerin gelişmediğini ve yakın zamanda bunun gerçekleşmesinin mümkün olmadığına dikkati çeken Akkuzu, şunları söyledi: "Biz bu eğitimlerimize akademik seviyede, devam ettirme yoluna girmişiz. Ama onun bir forma bir biçime bir anlayışa dönüşmesi, dünya tarihine baktığımız da çok daha var. Biz 40 yıllık bir tiyatroyuz. Modern tiyatro için söylüyoruz. Köy seyirlik oyunlarının formlarını, biçimini onların zaten bir biçimi, şekli şimali, hayat bulma formu var. Ama modern tiyatro için, Kürt tiyatrosu için maalesef çok erken daha. Ama bunun farkındayız. Bunun eğitimleri bunun, çalışmaları, bunun atölyeleri var ve devam ediyor. Buradan da ne çıkar bilmiyoruz. Bakalım ekolle nasıl tanışacağız, göreceğiz."
Akkuzu, Kürt tiyatrosunda başka bir eksikliğin oyun yazarlığı konusunda yaşandığını sözlerine ekledi.
KAMPANYAYA DESTEK ADRESİ
İnternet ortamında başlatılan kampanyaya destek verip, Amed Şehir Tiyatrosu’nun ihtiyaç duyduğu yeni sahneye katkı sunmak isteyenler kampanya adresine şuradan ulaşabilir: https://fongogo.com/Project/amed-sehir-tiyatrosu-yeni-sahne-projesi-5
MA / Lezgin Akdeniz