İdlib’de 36 askerin yaşamını yitirmesi sonrası AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “kapıları açtık” açıklaması ardından bölgeye taşınan binlerce mülteci sınırda bekliyor. Mültecilere yönelik Yunanistan ve Türkiye güvenlik güçlerinin uyguladığı şiddeti Yunan karikatürist Periklis Koulifetis, 2 Mart'ta yayınladığı bir karikatürle anlatmıştı.

 

İki ülke hükümetinin de mültecileri umursamadığını belirten Koulifetis, “Tamamı mültecileri yük olarak görüyor. Yunanistan’da insanlar içinde bulunduğumuz durumun Tayyip Erdoğan'ın stratejik planından kaynaklandığını düşünüyor. Bu plan Türkiye'deki diktatörce tavırlarını, Kürdistan'a ve Kürtlere karşı beslediği düşmanlığı ve Suriye, Libya ve Yunanistan denizlerindeki tavırlarını da kapsıyor. Erdoğan zaten savaştan kaçmış ve bitkin bu insanları Avrupa Birliği'ne karşı bir silah haline getiriyor. Erdoğan’ın kişisel çıkarlarını gözeterek hareket etmesi bu krizi daha da derinleştiriyor. Erdoğan, Avrupa'da ırkçılığın ve nefret suçlarının körüklenmesinin bir numaralı sebebidir” dedi.

 

‘YUNANİSTAN’DA NEFRET SÖYLEMİ DORUĞA ULAŞIYOR’

 

Koulifetis, mültecilerin genel olarak Sakız ve Midilli adalarındaki kamplarda kaldıklarını ve bu kampların pek çok gönüllü, sivil toplum örgütü ve yerel halkın yardımıyla idare edildiğini ifade etti. Mültecilerin Yunanistan’ı sadece bir geçiş ülkesi olarak kullanmak istediklerini söyleyen Koulifetis, “Mültecilerin pek çoğu buradan ayrılıp daha batıya, çoğunlukla Almanya'ya gitmek istiyor. Fakat sınır kapıları kapalı olduğu için bunu başaramıyorlar. Şimdilerde mülteci sayısı gittikçe çoğalırken pek çok Yunanistanlı da milliyetçi ve ırkçı söylemi yükseltiyor. Sağcı bir hükümetimiz olması ve medyanın da bu fikri beslemesi neticesinde öfke ve nefret söylemleri doruğa ulaşıyor” ifadelerini kullandı.

 

‘EYLEMLER YAYILIYOR’

 

Öte yandan pek çok insanının mültecilere yardım için gece-gündüz çalıştığını belirten Koulifetis, “Geçtiğimiz günlerde Atina ve Selanik'te mülteci hakları için yürüyüşler oldu. Görünüşe bakılırsa bu yürüyüşler ve eylemler yayılarak devam edecek” diye konuştu.

 

‘HER ŞEY SERMAYE İÇİN SEVGİLİM’

 

Koulifetis, Yunanistan’ın “Avrupa’nın sahil güvenliği” gibi hareket ettiğini ve ülkedeki ekonomik kriz sonlanmadan kendi başına bir karar alamayacağını ifade etti. Koulifetis, “Türkiye'den bir duvar yazısı görmüştüm. 'Her şey sermaye için sevgilim!'. Burada durum tam olarak öyle. Ekonomik kriz sürdükçe Yunanistan Avrupa Birliği ne derse onu yapmayı sürdürecektir" ifadelerinde bulundu. 

 

Koulifetis, "Avrupa ülkeleri ve Türkiye, Orta Doğu'daki çıkarları nedeniyle bu savaşı ve düşmanlığı provoke etmeyi sürdürüyorlar. Bunun ne demek olduğunu Kürdistan halkı bizlerden daha iyi anlıyor. Dolayısıyla, devletler bu sorunu dürtükledikçe, mülteci krizi derinleşecek. Tüm ülkelerdeki insan hakları savunucuları örgütlenmeyi, protesto etmeyi, insanları bilgilendirmeyi ve temsilcilerini parlamentoya sokmayı sürdürmek zorunda" dedi.

 

‘SIRA BİZDE’

 

Koulifetis, İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi işgalinden kaçan Yunanistan halkının mülteci olarak başta Halep olmak üzere Ortadoğu'da bir çok yere göç ettiğini hatırlattı. Koulifetis, “Bu bilgi Yunan halkı tarafından pek bilinmiyor. Son günlerde yaşananlar sonucu pek çok anarşist ve bağımsız internet sitesinde bu tarihi bilgi paylaşılıyor. Yunan halkı, özellikle Doğu Ege adalarındakiler, İkinci Dünya Savaşı sırasında Suriye, Lübnan, Kıbrıs ve hatta Kuzey Afrika'ya göç etmişler. Şimdi de özellikle bu adaların halkları ve mülteciler konusunda gönüllü olan Yunanlar, savaştan kaçan bu insanlara sığınak olma sırasının kendilerinde olduğunun bilincinde" diye konuştu.

 

Genelde politik çizimler yaptığını belirten Koulifetis, ekledi: “Ama yaptığım bu çizim kadar daha önce hiçbir işim tanınmamıştı. Ayrıca Türkiye’den ilk kez siz benimle röportaj yapmak istediniz. Türkiye ve Yunanistan’da mülteci sorununa karşı duyarlı insanlar olduğunu görmek beni rahatlattı ve mutlu etti. Demek ki insanların canı yanıyor. Mültecilik haktır, sınırları açın" dedi.

 

MA / Gözde Çağrı Özköse