DİYARBAKIR - Çocuğuyla Kürtçe konuşabilmek için dil eğitimi alan Hemşinli Selim Gülay, anadilin önemine değinerek, “Çocuğum anadilini bilsin, unutmasın istiyorum” dedi.
Rize’nin Hemşin ilçesi Çelina köyünde dünyaya gelen Selim Gülay (48), Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırma Derneği’nde (MED-DER) Kürtçenin Kurmancî lehçesinde dil eğitimi alıyor. Gülay, 2 yıl önce Diyarbakırlı olan eşi Nurgül Gülay ile birlikte kente yerleşir ve kısa bir süre sonra bir kız çocuğu olur. Gülay, şu an 15 aylık olan kızı Çelina ile Kürtçe konuşabilmek için dil eğitimi almaya başladı.
KIZIYLA ANADİLİNDE KONUŞMA İSTEĞİ
Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırma Derneği’nde (MED-DER) 3 hafta önce Kurmancî dil eğitimi almaya başlayan Gülay, Kürtçe öğrenmesinin iki nedeninin olduğunu ifade etti. Bu nedenlerden birinin kızı ile kızının anadilinde konuşabilmek olduğunu söyleyen Gülay, “Kızım Çelina ile Kürtçe konuşabilmeliyim. Diyarbakır’da yaşıyoruz. Kürtçeyi öğrenmesini istiyorum. Öğrenmesi için de evde Kürtçe konuşulması lazım. Annesi Kürtçe biliyor ama ben bilmiyorum” dedi.
‘HEMŞİNCE UNUTULMAYA YÜZ TUTMUŞ’
Kendi anadili olan Hemşincenin unutulmaya yüz tutmuş diller arasında yer aldığını ve sadece Hopa’nın belli köylerinde kullanıldığını belirten Gülay, “Hemşin’de Türkçe kullanılıyor. Annem de babam da Türkçe konuşuyor. Hemşince artık yok olmaya yüz tutmuş bir dil. Sadece Hopa’nın belli köylerinde daha çok yaşlı kesim kullanıyor. Keşke herkes kendi anadilini bilse keşke diller unutulmasa” diye konuştu.
“Keşke bir değil birçok dil bilsek” diyen Gülay, çocukların anadiliyle büyümesinin önemine dikkat çekerek, “Umarım hiçbir halkın dili yok olmaz. Yok olmaya yüz tutmuş birçok dil var, başta Hemşince. Kürt bir anneyle Hemşinli bir baba olarak çocuğumuzu barış içinde büyütmek istiyoruz. Tüm halkları sevmesini, ayrım yapmamasını istiyoruz. Bunun zeminini şimdiden hazırlamaya çalışıyoruz. Umarız herkes kardeşçe barış içinde yaşar” şeklinde konuştu.
Yaşadığı toplumda daha iyi iletişim sağlayabilmek için de Kürtçe eğitim aldığını ifade eden Gülay, “Kürtçe benim anadilim olmayabilir ama çocuğumun anadili. Çocuğum anadilini bilsin, unutmasın istiyorum. Bu yaştan sonra ne kadar öğrenirim bilmiyorum. Ancak kızımla ve içinde yaşadığım toplumla iletişim sağlayacak kadar öğrensem yeterli. İleriki zamanlarda da daha çok öğreneceğim” diye belirtti.
‘ZOR AMA BAŞARACAĞIM’
Kürtçe eğitime sıfırdan başladığını, öğrenirken zorlandığını söyleyen Gülay, ilk dersten sonra bu zorluğu yendiğini, kısa sürede Kürtçe öğrenebilmek için çabaladığına değindi. Gülay, şunları söyledi: “Diğer öğrenci arkadaşlar hepsi Kürt. Kürtçe bilmeyenlerin de Kürtçeye kulak aşinalığı var. O nedenle biraz zorlanıyorum ama çalışarak bunu da başaracağım. Kürtçe öğrenmek İngilizce öğrenmekten bir farkı yok. İnsanlar İngilizce kursuna da gidiyor. Her yerde kurslar var. Neden Kürtçe olmasın, farklı bir şey değil. Kürtçe benim için yabancı dil. Ancak burada yaşıyorum. Artık anadilim gibi bilmem lazım.”
KÜRTÇE ŞARKI SÖYLEMEK İÇİN...
Aynı zamanda Çelina adında bir müzik gruplarının olduğunu ve repertuarında Kürtçe şarkılarında bulunduğu dile getiren Gülay, Kürtçe şarkılar seslendirebilmek için de öğrenme çabasının olduğunu söyledi.
Müzisyenleri kültür elçileri olarak tanımlayan Gülay, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kürtçe, Lazca, Ermenice, Türkçe şarkılar söyleyerek, kültürler arası bir köprü oluşturabiliriz. Kursa gelmeden önce repertuarımızda 5 tane Kürtçe şarkı vardı. Onları da ezberleyip okudum. Her dilde şarkılar söyleyebilmemiz çok güzel. Herkese hitap edebiliyoruz.”
MA / Arjin Dilek Öncel - Fahrettin Kılıç