HABER MERKEZİ – Türkiye’de “Ağladıkça” ismiyle Ahmet Kaya tarafından seslendirilen Ara Dinkjian’ın eseri, 4 farklı dilde seslendirildi.
Kardeş Türküler, Eleftheria Arvanitaki, Yoav Itzhak, Maral Ayvaz ile Ara Dinkjian, Türkiye’de “Ağladıkça” olarak bilinen parçayı seslendirdi. Dinkjian’ın bestesi Picture’ı, 4 ülkeden 4 farklı dilde söylendi.Koronavirüs salgını koşullarında internet üzerinden kaydedilen eser, youtube aracılığıyla dinleyicilerle buluşturuldu.
Ara Dinkjian’ın Türkiye’de “Ağladıkça” adıyla bilinen bestesi “Picture”, dünyanın farklı ülkelerindeki dinleyicileri etkiledi ve etkilemeye devam ediyor. Dinkjian’ın sözsüz olarak 1986’da bestelediği bu ezgiye sonraki yıllarda dört farklı dilde söz yazıldı. Sanatçılar yaptıkları bu çalışmayla dört dili ilk kez bir araya getirdi.
Ara Dinkjian’ın New York’ta, Kardeş Türküler ve Maral Ayvaz’ın İstanbul’da, Eleftheria Arvanitaki’nin Atina’da ve Yoav Itzhak’ın Tel Aviv’de yaptığı kayıtlar İstanbul’da bir araya getirildi ve düzenlendi.
Türkiye’de Gülten Kaya’nın sözlerini yazdığı “Ağladıkça”yı Ahmet Kaya seslendirmişti. Yunanistan’da Lina Nikolakopoulou’nun sözleriyle “Meno Ektos” adını alan şarkıyı Eleftheria Arvanitaki seslendirdi ve şarkı en bilinen Yunanca şarkılar arasına girdi. “Picture”, İsrail’de Yoav Itzhak’ın İbranice sözleriyle “Ze Hazman Lisloach” ve yine Türkiye’de Maral Ayvaz Ermenice sözleriyle “Anverç Khavar” adını aldı.
Şarkı sözlerinin içeriği farklı olsa da ezginin lirizmi ve hüznü ayrı coğrafyalardaki söz yazarlarına ortak duygular yaşattı, yaratıyor.
Gülten Kaya’nın yazdığı sözler şöyle; “Dağlarda, öfkeli başım/ Serhat'ta hep akşam oluyor/ Nasipsiz, kıştan mı?/ Yağmurdan mı yoksa aşktan mı?/ Ağladıkça ağladıkça, dağlarımız yeşerecek, görecek göreceksin/ Ağladıkça ağladıkça, geceyi tutacağız, görecek göreceksin/ Ağladıkça ağladıkça, dağlarımız yeşerecek, görecek göreceksin”
Maral Ayvaz şarkıyı savaşta hayatını kaybeden çocuklara ve annelerine adadı: “Gecenin bir yarısı, güya huzurlu… / Sessiz ve karanlık, dünya uykuda/ Aniden bir çığlık parçalar serin göğü/ Gömülür kara oğlanın rüyaları… / Artık uçabilirsin, uçurtman elinde/ Özgürce dolaşıp dünyanın dört bir yanını kutsayarak
Lina Nikolakopoulou’nun Yunanca sözleri büyük acılardan doğan yalnızlıkları dile getiriyor: “Hala dışlanmış durumdayım, /Bir kartalmışım gibi kendimi sessizlikte tartıyorum/ Hala dışlanmış durumdayım, / Tıpkı bir hacının kuma oyduğu şekiller gibiyim/ Benim yalnız akşamlarım,/ Ermenice şarkılar söylüyorum/ Geri dönmek istiyorum/ Ama cennetin kapısı kapanmış
Yoav Itzhak İbranice sözlerde mutluluk çok uzakta olsa da affetmeye başlayarak yola çıkmayı öneriyor; “Mutluluğa giden yol halen çok uzak,/ Engellerle döşenmiş/ Gülmenin, neşenin ve aynı zamanda gözyaşının zamanı / Ama hayat çok güzel/ Affetmenin zamanı geldi/ Rahatlamanın, unutmanın/ Zor da olsa, bunu birlikte değiştireceğiz.”