KARS - Asimilasyon ve otoasimilasyon tehdidi altındaki Kürt dili için ciddi bir toplumsal kampanyanın gerekliliğine işaret eden Kürtçe öykü anlatıcısı Ayhan Erkmen, her il, ilçe ve köyde Kürtçe dil etkinlikleri ve atölye çalışmalarının yapılması gerektiğini söyledi.
Kürtçe öykü anlatıcısı Ayhan Erkmen, sosyal medyanın gücüne ve o mecrada Kürtçe paylaşım yapanların yoğunluğuna dikkati çekerek, asimilasyon ve otoasimilasyon tehdidi altındaki Kürt dili için ortaklaşmanın önemine vurgu yaptı. Kürtçe üretenlerin, şair ve yazarların bu noktadaki payına değinen Erkmen, “En bariz örneği Facebook adlı sosyal paylaşım sitesini kullanarak, Kürtçe paylaşım yapanlar ile Twitter adlı sosyal paylaşım sitesini kullanarak paylaşım yapanlar farklı sosyal katmanlardır. Bu katmanların birbirine ulaşması ve ortaklaşması gerekiyor. Bu farklı sosyal katmanlar birbirlerinin mecralarına hitap etmiyorlar. Aynı oranda da Kürtçeyi kullanmıyorlar. Bu nedenle burada yine görev Kürtçe üreten şair ve yazarlara düşüyor. Bunun için kurulacak atölyelerde eğitimler verilmelidir” diye konuştu.
DİL ETKİNLİKLERİ YAPILMALI
Kürtçenin resmiyette tanınması için yürütülen çalışmaların önemine vurgu yapan Erkmen, “Kürtçenin resmi ve eğitim dili olması için dil ve kültür alanında çalışma yapan kurumlar ve farklı kurumların da içine katılacağı ciddi bir toplumsal kampanyaya ihtiyaç var. Bu toplumda çok ciddi bir karşılık da bulacağına inanıyorum. Bunun için yurt içinde ve yurt dışında imza kampanyaları yapılmalıdır. Basın açıklamaları ile toplanan bu imzalar resmi mercilere aktarılarak bir kamuoyu oluşturulmalıdır. Her şehirde, her ilçede, her köyde Kürtçe dil etkinlikleri yapılması gerekiyor. Bu yapılacak etkinliklerde okumalar ve anlatımlar ile atölye çalışmaları yapılmalıdır” dedi.
KÜRTÇEYE İLGİ
Koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle evde kalan insanların, sosyal paylaşım platformlarında Kürtçe canlı yayın yapanlara büyük bir ilgi gösterdiğini söyleyen Erkmen, şöyle devam etti: “Şunu açıkça görüyoruz ki, dilin paylaşılarak canlı tutulması anlamında ve yazılan dildeki zenginliğin keşfedilmesi manasında böyle örnekler iyi birer pratik olacaktır. Yine son dönemde internet üzerinde açılan birçok eğitim kursu var. Kuzey ve Doğu Suriye merkezli, Avrupa’dan akademisyenlerin de katıldığı bir akademik çalışma yürütülüyor. Bunların hepsi insanı heyecanlandıran gelişmeler. Demek oluyor ki ciddi bir ilgi var. Kürtçe bir yayın evinin yaptığı canlı yayına konuk olarak katıldığımda, bir kamera alarak öykülerimi kendim çekme çabası içinde olduğumu söyledim. Programı izleyen bir izleyici de bana kamera alarak sürpriz yaptı. Halkımız Kürtçe için üreten ve emek verenin yanındadır. Bunun için bu mütevaziliği yaptılar. Bundan sonra öykülerimi çekeceğim, bir kameranın da öyküsü oluştu. Bunu yapan göçte Kürtçedir.”