ANKARA - Online Kürtçe derslerinin alternatif olduğunu ancak yeterli olmadığını belirten Kürt yazar Sadık Varlı, dilin gelişmesi önünde en büyük engelin otosansür olduğunu söyledi.
Celadet Alî Bedirxan tarafından 15 Mayıs 1932’de ilk kez Latin alfabesi kullanılarak çıkarılan Hawar (Çığlık) adlı Kürtçe derginin yayına başladığı tarih, 2006 yılından bu yana Kürt Dil Bayramı olarak kutlanıyor. Her yıl kitlesel etkinlerle karşılanan Kürt Dil Bayramı, bu yıl koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle online etkinliklerle kutlanacak.
Bu bayramın kutlandığı bugünlerde hala Kürtçe yasaklı ve “bilinmeyen dil” diye tanımlanıyor. 2016'da, 676 sayılı KHK ile Türkiye'de günlük yayın yapan tek Kürtçe gazete olan Azadiya Welat, Evrensel gazetesinin Kürtçe yayın yapan dergisi Tiroj, Kürt Dili Araştırma ve Geliştirme Derneği (KURDÎ-DER) ve İstanbul Kürt Enstitüsü gibi birçok kurum kapatıldı.
“Kurdîya Hesa”, “Gav Bi Gav Kurdi” ve “Hînker” gibi Kürtçe eğitim kitaplarında imzası bulunan Kürt yazar Sadık Varlı, Kürtçenin artık yaşamsallaşması ve statüye kavuşması gerektiğini ifade etti.
‘PROGRAMLAR BİR YIL BOYUNCA OLMALI’
Salgından kaynaklı online düzenlenecek etkinlikleri değerlendiren Varlı, “Sadece 15 Mayıs Kürt Dil Bayramı demek yetmez. Bayram günü Kürtçe programlar düzenlenmeli, bu programlar bir saatlik değil bir yıl boyunca devam etmeli. Bir yıl boyunca ben nasıl Kürtçe için hizmet ürete bilir ve onu geliştiririm demek lazım. Bütün Kürtler Kürtçenin yaşaması için ne yapabilirim? sorusunu kendisine sorması lazım. Bu yönde çalışmalar yapılması lazım yoksa bir mesaj, açıkla ile ‘Kürtçe Dil Bayramı kutlu olsun’ demenin çok anlamı yok. Kutlanacaksa dolu dulu programlarla, Kürtçeyi geliştiren projelerle kutlanması gerekmektedir” dedi.
HER ALANDA KULLANILMALI
Kürtçe alanında çalışmaların hız kazandığı 2016 yılında, Olağanüstü Hal (OHAL) ilanıyla birlikte çalışmaların durma noktasına geldiğini hatırlatan Varlı, salgın döneminde duran çalışmaların da yeniden başladığını ifade etti. İnternetten online Kürtçe derslerinin alternatif olduğunu ancak yeterli olmadığını belirten Varlı, “Yapılması gereken ilk okuldan üniversiteye kadar, hayatın her alanında Kürtçenin kullanılması. Okullara da eğitim Kürtçe olarak verilmediği sürece Kürtçenin gelişiminden söz edemeyiz. Sadece okullarda konuşulması da yetmez önündeki bütün engeller kaldırılmalı” diye konuştu.
‘İNTERNETTE ERİŞİM SINIRLI’
İnternetten yapılan derslerde yoksul halkın erişimde güçlük çektiğine işaret eden Varlı, “Kürt halkı yoksul bir halk; bilgisayar, telefon, internete erişemeye biliyor. Binlerce kişinin online derslere katılmak için başvuru yaptığı açıklandı ama milyonlarca Kürt var. Kürtçe okullar açılana kadar öğrenmek isteyenler internetten faydalanmalı” tavsiyesinde bulundu.
‘ANNELER ÇOCUKLARIYLA KÜRTÇE KONUŞMALI’
Kürtçenin gelişmesi ve yaygınlaşması için annenin rolüne dikkati çeken Varlı, “Çocuk anneden bir parçadır, bunun için yeni öğrendiği şeyleri anneden öğrenir. Çocuklar okula gidene kadar öğrendiklerini anneden öğrenir. Çocuklar okula başlayana kadar öğretmenleri annelerdir. Kürt anneleri çocukları ile Kürtçe konuşmasa Kürtçe yok olur. Kürt anneleri çocuklarıyla Türkçe konuşmamalı. Kürt dilinin geleceği mücadelede olduğu gibi Kürt kadınlarının omuzlarında, yoksa yok olan sadece bir dil olmayacak, bir halk olacak” şeklinde açıkladı.
‘OTOSANSÜRÜ DURDURMAK LAZIM’
“Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan beri azınlıkların dilli ve kültürü yok sayılıyor” diyen Varlı, sansür ve otosansür uygulamalarına dair şunları ifade etti: “Azınlık çocuklarını ‘Ne mutlu Türküm’ diyerek büyüyor. Kürtçe bütün iktidarlar tarafından yok sayıldı. Ape Musa ‘Kürtçe ıslık’ çaldığı gerekçesiyle cezalandırıldı. 2000’li yıllardan öncede çok baskı vardı, yasaklar yine çoktu ama devlet istediği ölçüde asimilasyon yapamıyordu. Hatırlıyorum biz şehirden köye gittiğimiz zaman Türkçe konuşmaya utanıyorduk. Şimdi köylerde Kürtçe konuşmak ayıp olmuş. Artık yasak baskı dönemi bitmiş otosansür başlamış.”
BOZUK KÜRTÇE, DÜZGÜN TÜRKÇEDEN İYİDİR
Kürtçe öğrenmek isteyen gençlere önerilerde bulunan Varlı, “Gençler internetten bir şeyler öğrene bilirler ama dinlemekle sadece öğrenilmez. Kendileri yazmalı, dinlemeli, konuşmalı, okumalı, anlamalı yazılı ve sözlü olarak gerçekleşen bir olayı anlata bilmelidir. Bunları yerine getirirse o zaman diye biliriz öğrenme gerçekleşmiştir. Kürtçe öğrenmek isteyen bir kişi Kürtçe rüya görmesi lazım, Kürtçe yürümesi gerekir. Kişi iki kelime Kürtçe biliyorsa kullanmalı, bozuk Kürtçe, düzgün Türkçeden iyidir” ifadelerini kullandı.
‘SALGINLA BİRLİKTE DAHA ÇOK ÜRETİYORUM’
Varlı, pandemi sürecinde yürüttüğü çalışmaları şu şekilde sıraladı: “37 yıl Kürtçe dil öğretmenliği yapan biri olarak Kürtçenin gelişmesi için üzerime düşeni yapmaya hazırım. Kürtçeye hizmet için elimden geleni yapıyorum. Her sabah yine işe gidecekmiş gibi aynı saate uyanıyorum. Saatlerce çalışıyorum, yarım kalan çalışmalarım vardı onları tamamlıyorum. Şimdide iki tane Kürtçe biyografi yazıyorum. Kürtçe ders kitapları için bir ihtiyaç varsa yine yapabilirim, gençler için bir tarih romanı yazıyorum. Sağlığım el verdiği sürece, Kürtçenin gelişmesi için çalışacağım.”
DUYARLILIK ÇAĞRISI
Dili uçurumdan aşağıya doğru sürüklenen bir araca benzeten Varlı, “Dilimiz o araba gibi freni patlamış bir şekilde uçuruma doğru gidiyor, o arabayı durdurmamız lazım. Dilimize sahip çıkmalıyız, konuşmalıyız ve geliştirmeliyiz” diyerek duyarlılık çağrısında bulundu.
MA / Emrullah Acar