Tanrıkulu: Küçüközyiğit 9 ay nerede tutuldu? 2021-09-16 09:27:04 ANKARA - CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, zorla kaybetme olaylarının AKP’nin derin devlet politikası olduğunu belirterek, kamuoyunun kaybettirilip 9 ay sonra bulunan Küçüközyiğit hakkında bilgilendirilmesi gerektiğini söyledi. Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile Başbakanlık Raportörlüğü görevinden ihraç edilen ve 9 aydır kayıp olan Hüseyin Galip Küçüközyiğit, 2 gün önce bulundu. Küçüközğit’in kızı Nursena Küçüközyiğit, sanal medya hesabından 29 Aralık 2020 tarihinden bu yana haber alınamayan babasının Sincan Cezaevi’nde olduğunu duyurdu. Küçüközyiğit, “Dün akşam babamın cezaevinde olduğuna dair telefon aldım. Netleşmesi için bekledim biraz, artık duyurabilirim. Babam yaşıyor” paylaşımı yaptı.    Küçüközyiğit’in ailesi, 31 Aralık 2020 tarihinde Kocaeli Bekirpaşa Karakolu’na, 1 Ocak’ta Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER), 5 Ocak 2021 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na, 12 Ocak 2021 tarihinde Birleşmiş Milletlere (BM), 22 Ocak 2021 tarihinde Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvuru yapmasına rağmen sonuç alamadı.    Küçüközyiğit’in kaybettirilmesiyle ilgili birçok kez Meclis’e soru önergesi veren Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı’nın Küçüközyiğit’in 9 aydır nerede olduğuna dair kamuoyuna derhal açıklama yapması gerektiğini söyledi.   AKP POLİTİKASI    Tanrıkulu, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra zorla kaybetme vakalarının arttığına dikkati çekti. İnsanların herkesin görebileceği yerlerde siyah Volkswagen marka Transporter model araçlarla gözaltına alındığını belirten Tanrıkulu, kendilerinden uzun süre haber alınamayan insanların birden bire ortaya çıktığını ve tutuklandığını söyledi. Tanrıkulu, AKP iktidarı döneminde zorla kaybetmenin bir politika olarak uygulandığının da altını çizdi.   7 KİŞİ KAYBEDİLDİ    Ankara’da biri 15 Temmuz darbe girişiminden önce, 6’sı ise darbe girişiminin ardından zorla kaybettirilen 7 kişi olduğunu belirten Tanrıkulu, o dönem yaşananları da şöyle anlattı: “Bu insanları sokağın ortasında Transporterlarla aldılar. Daha sonra yine sokağın ortasına bıraktılar ve bırakıldıkları yerden TEM Şube bu insanları gözaltına aldı. Duruşmaları çok özel koşullarda yapıldı. İlk duruşmasına benim ve izleyicilerin katılmasına engel olmak amacıyla mahkemenin nerede yapıldığı bilgisi bile verilmedi. Mahkeme duruşmayı kendi salonunda yapmadı ve tamamen gizli bir ortamda duruşma gerçekleşti. Tüm bu hukuksuzlukları da yaşadık. Diğer birçok vakada insanların çok koşullarda, ışıksız, kötü muamele ve işkenceyle karşı karşıya kaldığını biliyoruz.”   KÜÇÜKÖZYİĞİT'E NE YAPILDI?   Avrupa Konseyi ve Birleşmiş Milletlerin Zorla Kaybettirme Konseyi’nin vakalarla ilgili olarak iktidarı uyaran bildiriler de kaleme aldığını paylaşan Tanrıkulu, uyarılara rağmen iktidarın bu uygulamadan vazgeçmediğini söyledi. Tanrıkulu, “Adalet Bakanlığı’na ve İçişleri Bakanlığı’na soruyorum, her gün akıbeti konusunda size sorduğumuz ve 9 ay sonra ortaya çıkıp tutuklanan Küçüközyiğit ile ilgili kendisinin nerede olduğu ve ona ne yapıldığı konusunda kamuoyuna bir açıklama yapacak mısınız?” diye sordu.    Tanrıkulu, zorla kaybetmenin insanlığa karşı suç olduğunu vurgulayarak, insanlığa karşı işlenen suçlarda zaman aşımı olmadığını belirtti. Küçüközyiğit hakkında bilgi edinmek için de ellerin geleni yapacaklarını söyleyen Tanrıkulu, davanın takipçisi olmaya devam edeceklerinin altını çizdi.    ETKİN SORUŞTURMA YOK    Zorla kaybettirme vakalarında idarelerin failleri koruduğunu, yargının da etkin bir soruşturma yapmadığını üzerinde duran Tanrıkulu, failin bulunduğu durumlarda ise dosyanın zaman aşımı nedeniyle ortadan kaldırıldığını belirtti. Zorla kaybettirmenin derin devlet pratiği olduğunun altını çizen Tanrıkulu, “Derin devletin yeni sahibi olan AKP de bu pratiğin sahibidir” dedi.   Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Zorla Kaybedilmeye Karşı Herkesin Korunmasına Dair Sözleşmesini henüz imzalayıp onay vermediğini belirten Tanrıkulu, bunun nedenini “Hükümetin zorla kaybettirmeye ihtiyaç duyan bir pratiğe sahip olması” diye açıkladı.   ‘SÜREKLİ GÜNDEMDE TUTULMALI’   Tanrıkulu, zorla kaybetmelerin yaşanmaması için ise şu önerilerde bulundu: “Kamuoyunun zorla kaybettirme konusunda bilgilendirilmesi, etkin bir biçimde dayanışma göstermesi ve sürekli gündemde tutması yaşanmanın korunması bakımından çok önemli. Bu nedenle de bu durumları sürekli gündemde tutmak gerekmektedir.”   MA / Berna Kişin