‘ABD Zarrab davasındaki bütün bilgileri kullansa hükümet düşer’ 2017-11-29 10:39:20 ANKARA - ABD’de süren ve Reza Zarrab’ın itirafçı olduğunun kesinleştiği davayı değerlendiren HDP Dışilişkiler Sorumlusu Hişyar Özsoy, dava kapsamında ABD yargısının elinde çok fazla bilgi olduğunu belirterek, “Bunların hepsini kullansalar Türkiye’de hükümet düşer” diye konuştu.  Daha önce Türkiye’de yargılanması engellenen, ödül verilen ve “makbul vatandaş” olarak görülen Reza Zarrab’ın merkezinde yer aldığı dava ABD’de sürüyor. Yeni bir aşamaya giren davada Zarrab’ın itirafçı olduğu artık kesinleşti. Halk Bankası eski Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atila’nın tutuklu yargılandığı davada Zarrab’ın bugün ya da yarın davaya katılarak itiraflarda bulunması bekleniyor.   MAKBUL VATANDAŞ İTTİRAFÇI OLUNCA   Zarrab itirafçı olunca daha önce onu “makbul vatandaş, vergi rekortmeni” olarak gören ve ödül verenler şimdi, “canı cehenneme ne hali varsa görsün” diyerek Zarrab’ı hedef almaya çalışıyor. İktidar yetkilileri ise davanın doğrudan Erdoğan’ı ve AKP yönetimini hedef aldığını ileri sürerken, daha önce inkar ettikleri “İran’a yönelik ambargoyu delme” suçlamasını da kabul etmeye başladılar.    ABD YARGISININ ELİNDE ÇOK FAZLA BİLGİ VAR   Yargılamayı değerlendiren HDP Dışilişkiler Sorumlusu Hişyar Özsoy, ABD’deki yargılamanın hedefine Zarrab olsa da, Zarrab’ın içinde olduğu ilişkiler ağını deşifre etmeye yönelik olduğunu söyledi. Özsoy, bu ağın da AKP’li bürokratlar, bakanlar, aile fertlerinden oluştuğunu belirterek, “Biz bunun şuan küçük bir kısmını görebiliyoruz. Önümüzdeki dönemde bu ağ geniş bir şekilde açığa çıkabilir. Bunun sonucunda Türkiye uluslararası alanda ciddi bir kredibilite ve imaj sorunu yaşayacak, Halk Bank ve diğer bankalara önemli yaptırımlar gelecek. Rüşvet olayları var. Yolsuzluklar var bütün bunlar açığa çıkacak” diye konuştu.     DAMAT İLE BİLAL ERDOĞAN’IN İSİMLERİ AÇIK GEÇİYOR   Zarrab’ın Türkiye’de aklamasından sonra ABD istihbaratının işi daha ciddiye aldığının altını çizen Özsoy, ABD yargısının elinde çok fazla malzeme ve bilgi olduğunu belirtti. Özsoy, davanın nereye kadar ulaşacağının kestirilemediğini ancak, Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan ile damadı Beraat Albayrak’ın isimlerinin dava kapsamında açık bir şekilde geçtiğine dikkat çekti.    AKP hükümetinin davaya ilişkin son dönemlerde artan tepkisine de dikkat çeken ve hükümetin daha önce, “Zarrab’ı oradan alabiliriz, bazı pazarlıklarla bu işin üstünü örtebiliriz” diye düşündüğünü, bu konuda girişimlerde bulunduğunu dile getiren Özsoy, şöyle devam etti: “Şimdi o kapı kapandı. Zarrab tanık durumuna geldi ve Türkiye’deki yetkililer üzerine ifade verecek. Büyük bir ihtimal ile Halk Bank Genel Müdür Yardımcısı da bir süre sonra tavrını değiştirebilir. Bu basit bir yolsuzluk meselesinden ABD ile Türkiye ilişkilerini gerginleştirecek bir duruma dönüştürecek. İnkar bir noktaya kadar geldi bir noktadan sonra bunu meşrulaştırmak durumundalar. İbrahim Kalın da bunu söyledi. Biz bunu yapmak zorundaydık, bu yasaya aykırı falan değildi’ diyorlar. İç kamuoyuna karşı bunu meşrulaştırmaya çalışıyorlar. Bunun dünya kamuoyunda bir karşılığı yok.”    Hükümetin Zarrab yargılamasını “komplo” olarak değerlendirmesinin de kayda değer olmadığının altını çizen Özsoy, Zarrab yargılanmasının Türkiye’de engellendiğini hatırlattı. Özsoy, ABD yargısının Türkiye’ye yönelik, “ellinizdeki delilleri ortaya koyun” çağrısında bulunduğunun da altını çizdi. “Türkiye Cumhuriyeti devleti bu işin içindedir” diyen ve “Zarrab konuşursa bu iddianame genişleyecek” değerlendirmesinde bulunan Özsoy, davanın nereye kadar genişleyebileceğinin de kestirilemediğini söyledi.   ZARRAB DAVASINA KARŞI REHİN DİPLOMASİSİ   Ayrıca Türkiye ile ABD arasında kimi sıkıntılar olduğunu ve davanın yürütülüş biçiminden bağımsız olarak, davanın siyasi boyutlarının da bulunduğunu belirten Özsoy, siyasi olma durumunu da şu sözlerle değerlendirdi: “Zarrab davasının kapatılması için bazı girişimler oldu, iki devlet arasında anlaşma arayışları vardı. Bunlar ABD basını tarafından faş edildi. Türkiye’nin gizli kapalı bütün girişimlerini ABD’de açık eden ekipler var. PYD ve YPG ile ABD ilişkileri, Zarrab meselesi, iki ülke arasında karşılıklı tutuklamalar var. Rehin olarak tutulan isimler var. ABD’de bunun için, ‘rehin diplomasisi’ diye bir kavram üretilmiş. Bu kadar çok problemin olduğu yerde Zarrab meselesi üzerinde kimi politik hesaplaşmalar var. Mesele mahkemenin politik tutum sergilemesi değil. Bu bir devleti içerdiği için siyasi bir durumdur. Bu kararlar hükümeti içeride ve dışarıda zor durumda bırakacak kararlardır. Bu saatten sonra bu topun oradan çıkması mümkün değil. Defalarca gidip geldiler, girişimde bulundular, rest çektiler hiç biri olmadı. Zaten Türkiye ile AB, Türkiye ABD arasında sürekli bir kriz hali var. Eğer eskisi gibi ABD kamuoyu ya da siyaseti Erdoğan’a destek veriyor olsaydı bu Zarrab meselesi bu kadar gündeme gelmezdi. Basının hepsi çarşaf çarşaf bu davayı işliyorlar. Bunun sebebi Erdoğan anti-patisidir.    ERDOĞAN YÖNETİMİ ÖMRÜNÜ UZATMAYA ÇALIŞIYOR   Erdoğan son 4 yıldır ayakta kalma mücadelesi yürütüyor. AB ve ABD artık Erdoğan’ı istemiyor. O yüzden Erdoğan milliyetçi ve ulusalcılara sığınmaya başladı. Kürt meselesinde de bu yüzden daha fazla şahinleşti. İçeride milliyetçilere sığınırken dışarıda da Rusya’ya yanaşmaya başladı. Erdoğan batı ile bütün köprüleri yıkıp, daha fazla Rusya’ya yakınlaşabilir. Ben gidiyorsam, pekala Rusya ve diğer yapılar ile ömrümü uzatabildiğim kadar uzatırım’ diye düşünüyor.”    MA / Kenan Kırkaya