Sanatçı Çat: Yasaklanan Kürt dili, kültürü ve sanatıdır 2022-05-20 09:10:42   DİYARBAKIR - Kürtçe kültür ve sanat etkinliklerine getirilen yasaklarla iktidarın kendi Kürdünü yaratmaya çalıştığını belirten sanatçı Kadir Çat, “Yasaklanan sadece bir konser ya da bir etkinlik değil, yasaklanan Kürt dili, kültürü, sanatıdır” dedi.     15 Kürt Dil Bayramı’nda Kürtçeyi sahiplenmek için eylem ve etkinlikler gerçekleşirken, iktidarın da hemen beraberinde yasakları geldi. 3 gün içerisinde, Kocaeli’nde Amed Şehir Tiyatrosunun oyunu, Aynur Doğan’ın konseri, Muş’ta Metin Kemal Kahraman’ın, Bitlis’te ise, Stêrka Karwan müzik grubunun konserleri çeşitli gerekçelerle iptal edildi.   Kürtçe kültür ve sanat etkinliklerine getirilen yasakları değerlendiren Kürt sanatçı Kadir Çat, yasaklamalara tepki göstererek, Kürtçe şarkı söylemekten vazgeçmeyeceklerini söyledi.    'KÜRT DİLİNE TOPYEKUN SALDIRI VAR'   Yasaklamaları hükümetin “böl, parçala ve yönet” anlayışı ile yapıldığına işaret eden Çat, "Böl-yönet politikası bugün yine gündemdedir. Ve siyasi süreçle yüzde yüz bağlantılıdır. Süreci doğru anlamadığımız zaman, Kürt diline ve Kürt sanatçılarına saldırıyı belki bireysel ele alıp, yanılgıya düşebiliriz. Oysa Kürt diline topyekün bir saldırı vardır. Siyasi süreç iyi geçtiği zaman bu dilin önü açılmaktadır ama maalesef ki siyasi süreç kötü geçtiği zaman, bu dile mutlak bir saldırı gerçekleşmektedir. Fakat şu iyi bilinmelidir, müzik veya sanat asla ve asla yasaklanamaz. Bunu düşünen hiçbir hükümet de ayakta kalamaz" diye belirtti.   KÜRDÜNÜ YARATMA ÇABASI   Hedef alınanın sadece Kürt dili ya da Kürtçe etkinlikler olmadığının altını çizen Çat, "Hedef alınan bu kültürün yeniden doğması, doğan kültürün büyümesi ve gelişmesidir. Bu nedenle yasaklamalar yapılmaktadır. Bugün Mezopotamya Kültür Merkezi tiyatroları ve  konserleri yasaklanmaktadır. Kendi Kürdü’nü ve kendi Kürt şarkıcısını yaratma politikası devrededir. Bir yandan Aynur Doğan’ın Kürtçe konseri yasaklanıyor, diğer yandan Mustafa Ceceli diye bir şarkıcıya Kürtçe aşılanarak, bölgede il il gezdirilerek Kürtçe konser verdiriliyor. Bu da kendi Kürdünü yaratma politikasıdır. Cumhurbaşkanı Diyarbakır'a gittiği zaman tabelalar ve sloganlarını Kürtçe yapıyor. Onlarda bir sıkıntı olmuyor ama diğerlerinde oluyor” şeklinde ifadeler kullandı.    ‘YASAKLANAN KÜRTLÜKTÜR’   Federe Kürdistan Bölgesi’ndeki özel politikaya dikkat çeken Çat “Yine Kürt sanatçıları Güney’de özel bir politikayla terbiye edildikten sonra da Türkiye gönderiliyor. Bu sanatçılar, aynı politika ile kültür-sanat adı altındaki Rudaw TV vb. kanallarla maddiyat üzerine sanat yapmaktadır. Ve bir bir Türkiye'deki sanatçılara yaklaşmaya çalışmaktadırlar. Ulus, emek bilinci olmayan, maddiyat üzerine kurulmuş ve iktidarlara hizmet eden bireyci bir sanat yaratılmaya çalışılmaktadır. Bu yüzden yasaklanan sadece bir konser bir etkinlik değil, yasaklanan Kürt dili, kültürü, sanatıdır. Yasaklanan Kürdün gözü, kulağı, dilidir..." dedi.    MADDİ MANEVİ ZARAR    Kürtçe etkinliklere son anda getirilen yasaklamaların sanatçıları maddi olarak da etkilediğini söyleyen Çat, "Bu süreçte sanatçı mutlak maddi manevi zorluklar yaşamaktadır. Sanatçının öncelik hedefi toplumun manevi bütün değerlerini işleyip topluma sunmaktır. Ama maalesef ki bu yasaklamalarla sanatçıyı bir bütün olarak maddi manevi zayıflatıp zarar vermektedir. Bu da böl-yönet politikasının ekonomi ayağıdır" şeklinde ifadeler kullandı.    ‘DİĞER HALKLAR İÇİN DE TEHLİKE’   Sanatçılara ve konserlerine yönelik getirilen yasaklara geliştirilen tepkiler arasında da farklılık olduğunu söyleyen Çat, Türkiye'de muhalif sanat yapan ve toplumsal sanat vurgusuyla sanat yapmaya çalışan sanatçıların sürekli olarak görmezden gelindiğine dikkat çekti. Çat, şöyle devam etti: “Aydın, yazar ve sözde gazetecilerin bir olaya bakış açıları nasıl yüzeysel ise aynı şekilde MKM sanatçılarının yaka paça gözaltına alınmalarına da öyledir. Bu saldırılar ile aslında örgütlü sanatçının hedef alındığı aşikardır, özellikle yurtsever sanatçılar hedef alınmaktadır. Bu ilk değildir ve son da olmayacaktır.  Fakat bugün Kürt'e yapılan haksızlık, yasaklanan konser, yarın diğer muhalif kesime de etki edecektir. Kürt sanatının susturulması diğer halklar için de bir tehlike işaret etmektedir.”   'ÖRGÜTLÜ YAPI HEDEF ALINIYOR'   “Yurtsever, bilinçli, örgütlü her yapının hedef olduğu bir süreçten geçiyoruz” diyen Çat, “Kürt halkıyla yeniden demokratik bir çözüm süreci başlatılmalı ve yeni bir yol haritası açığa çıkartılmalıdır. Aksi takdirde bu sorun belki onlarca yıl daha sürecektir. Bütün sorunların kaynağında, Kürt sorununun çözümsüzlüğü vardır. Türkiye'de Kürt sorunu çözülmediği sürece, ekonomik, siyasi ve toplumsal sorunlar devam edecektir. Savaşların bitmesi, ekonomi sorunun da çözülmesi demektir. Bu doğrultuda hükümete de muhalefete de buradan bir kez daha çağrı yapıyoruz, Türkiye iç sorunlarını kendi çözmek zorundadır. Ve de sorunları  muhataplarıyla çözmek zorundadır” şeklinde konuştu.   ‘DİLİMİZE SAHİP ÇIKMALIYIZ’   Bütün Kürt sanatçılarına seslenen Çat, devamla şunları kaydetti: “Üretmek zorundayız, her alanda edebiyatta, resimde, sinemada, tiyatroda, müzikte üretmek zorundayız. Üretmediğimiz sürece kazandığımız değerler dahi unutulacak. Biz bir sanat bahçesinde yaşıyoruz ve bu bahçeyi ekmek biçmek zorundayız. Binlerce değerimiz var, dağlarımız, ovalarımız, kan akan derelerimiz var. Suyumuz, toprağımız sanatın merkezidir. Mezopotamya sanatın beşiğidir, üretmekten başka ve ürettiğimize sahip çıkmaktan başka bir yolumuz yoktur, olmamalıdır. Kürt sanatçıları bu dilin savunucusu olduklarını net bir şekilde göstermeli, her alanda da Kürt dilini ve sanatını yaşatmak zorundadırlar.”   MA / Eylem Akdağ