Çeko Mimkara: Gençlik örgütlendikçe bağımlılık kırılır, yeni yaşam kurulur 2021-09-15 09:03:38 DİYARBAKIR - Gençlerin örgütlenerek fuhuş, uyuşturucu ve ajanlaştırmaya karşı durabileceğini vurgulayan HDP Gençlik Meclisi'nden Çeko Mimkara, "Gençler ne kadar örgütlenirse toplum da o kadar örgütlenir. Gençler örgütlenerek bu saldırıları boşa çıkarabilir" dedi.    Siyasal, ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmeler en çok gençleri etkiliyor. Her alanda baskı cenderesine alınan gençlerin geleceğe dair kaygıları da artıyor. Yıldırmanın, asilimile etmenin ve yozlaştırmanın devreye konulduğu yerlerin başında bölge kentleri geliyor. Gençler bir yandan işsizlikle mücadele ediyor, diğer yandan fuhuş ve uyuşturucu bataklığına çekilmek isteniyor. Özellikle politik alanda çalışma yürüten gençler ajanlaştırma dayatmasına maruz kalıyor. Gençler tüm bu politikalar karşısında yeterince seslerini duyuramazken, geçtiğimiz günlerde Halkların Demokratik Partisi (HDP) Gençlik Meclisi'nden bu sorunlara karşı önemli bir hamlenin startı verildi. Gençlik Meclisi, 10 Eylül'de Diyarbakır'da "Bağımlılığı kıralım, yeni yaşamı kuralım" şiarıyla hem uyuşturucu hem de fuhuşa karşı kampanya başlattı. Kampanyanın Diyarbakır'dan tüm kentlere dalga dalga yayılması bekleniyor.    Kampanyanın yürütücülerinden HDP Gençlik Meclisi Üyesi Çeko Mimkara, gençlerin karşı karşıya kaldıkları sorunlara, iktidarın politikalarına ve kampanyaya dair sorularımızı yanıtladı.     Ülke nüfusunun önemli bir bölümünü oluşturan gençler bugün hangi koşullarda yaşıyor? En çok nelerden şikayet edip, nelerden rahatsızlar?     Gençlik, toplumda önemli bir rol oynuyor. Daha doğrusu gençlik bir toplumun kilit gücü ve temsilcisidir. Bu kadar yönelim ve saldırıların nedeni de bununla bağlantılı. Bir toplumun gençliği ne kadar sağlıklıysa ve ne kadar örgütlüyse, toplum da o kadar sağlıklı ve örgütlüdür. Aynı şekilde bir toplumun çökmesi, ahlaki olarak yozlaşması ve teslim alınmasında da gençliğini rolü etkilidir. Gençlik ayakta durdukça toplum da zarar görmez. Kürdistan'da durum biraz böyle.    Gençliğin yaşadığı sorunlar kuşkusuz toplumun yaşadığı sorunlardan çok bağımsız değil. Ülkede savaş, işsizlik, sosyal bunalım, psikolojik çöküş var. Gençlik bunların hepsinden etkileniyor. Gençler şu anda kötü bir durumda. Özel savaşın geliştirdiği bazı faaliyetler var ve o faaliyetlerden etkilenme durumu var. Bütün bunlara baktığımızda gençler iyi bir durumda değil. Gençler bunca sorun içerisinde iyi bir gelecek hayali kuramıyorlar. Geleceğe ilişkin kendilerini çok iyi hissetmiyorlar. Çünkü mevcut koşullar bir yaşam sunmuyor. O yüzden umutsuzlar.    Doğrudan etkilendikleri bu politikalar karşısında seslerini yeterince duyurabiliyorlar mı ya da seslerini duyurabilecekleri en önemli alanlardan biri olan politikada yer alabiliyor mu?      Yeni yaşam arayışı, özgür yaşam arayışına tahammül edilmiyor. Bu yüzden Kürt gençliği hedefte ve her türlü muameleyle karşılaşıyor.   Ülkede, bırakın siyasette yer almayı 2 genç bir araya gelemiyor. Türkiye'de çok ciddi bir baskı var. Örgütleme, kendilerini ifade etme amacıyla bir araya gelen 2 gence bile tahammül edilmiyor. 24 saat takip altında. Sonrasında müdahale ediliyor. Kaçırılıyor, tehdit ediliyor ve ajanlaştırılıyor. Sonrası gözaltı ve cezaevidir. Bu durumdaki bir genç nasıl siyasette yer alsın? Fakat bu şekilde yaklaşılmaması lazım. Gençlerin de buna karşı kendini örgütlemesi ve kendini ifade etme yöntemlerini geliştirmesi lazım.    Bu baskılar sadece gözaltı, tehdit ya da kaçırılmayla mı sınırlı?     Sadece bunlar değil elbette. Gençler üzerinde aile baskısı ve çevre baskısı da var. Düzenin bütün kurumlarının oluşturduğu bir baskı var. Herkes bir taraftan gençliği kendine bağlamaya ve faydalanmaya çalışıyor. Fakat gençliğin buna karşı sessiz kalmaması lazım. Kendini yaşamın her alanında örgütleyebilmesi lazım.    Özelde Kürt gençlerine yönelik hangi politikalar yürütülüyor?    Sadece Kürt gençliğine değil, Kürt halkının tümüne Cumhuriyetin kuruluşundan beri bir tek seçenek tanımıştır; O da işbirlikçiliği kabul etmek. Kürdistan'da senin yaşayabilmen için ya da bir yerde olabilmen için ilk önce uşakçılığı kabul etmen lazım. Önce işbirlikçilik ve uşakçılık, sonra yaşam. Bütün Kürt toplumuna ve gençliğine dayatılan budur. Yeni bir yaşam arayışına, özgür yaşam arayışına girmeye tahammül edilmiyor. Bir seçenek yok. Bu yüzden Kürt gençliği hedef alınıyor ve her türlü muameleyle karşılaşıyor.     Bahsettiğiniz "hedef alma ve muameleler"in son başlattığınız kampanyanın temelini oluşturan fuhuş ve uyuşturucuya karşı mücadeleyle bir bağı var mı?      Zaten hepsi birbiriyle bağlantılıdır. Düzenin geliştirdiği saldırılar farklı olsa da aynı amaca hizmet ediyor. Düzen sadece belli noktalarda gençliğe yönelmiyor. Uyanan, arayış içine giren, kendini ifade etmek isteyen, bu yönlü mücadele yürüten gençler hedef alınıyor. Fuhuş ve uyuşturucu, ajanlaştırma ve çetecilik gibi faaliyetlerle hedef haline getiriliyor ve bu şekilde sindirip, teslim alınıp, etkisiz kılınmaya çalışılıyor.     Uyuşturucu, fuhuş, ajanlaştırma bugün daha çok nerelerde yaygın ve bunlarla ne amaçlanıyor?      Yurtseverliğin güçlü olduğu mahalle ve ilçelerde bu uygulamalar fazla geliştiriliyor. Gençliği politik alandan koparmak için yürütülen faaliyetlerdir.    Kürdistan ve Türkiye'de gençliğe dönük geliştirilen bütün saldırılar özel savaş kapsamında gelişiyor. Bilinçli, planlı ve sistematiktir. Fuhuş, ajanlık, uyuşturucu ve çetecilik de belli bir bütünlük içerisinde yürütülen faaliyetlerdir. Gelişigüzel gelişen faaliyetler değildir. Yurtseverliğin güçlü olduğu mahalle ve ilçelerde bu uygulamalar daha fazla yürütülüyor. Daha fazla geliştirilmeye çalışılıyor. Gençliği politik alandan, mücadeleden koparmak için yürütülen faaliyetlerdir. Belli bir merkezden de yürütüldüğünü biliyoruz.    Genelde hangi gençler hedefte ve bu süreç nasıl işletiliyor?     Boşlukta olan gençler. Düzen önce boşluğa düşürüyor ve kendini ifade etmesine engel oluyor. Herhangi bir alanda bir yere gelmesini engelliyor ve işsiz bırakıyor. Yani önündeki bütün seçenekler ortadan kaldırılıyor ve boşluğa düşüyor. Bu kişiler, boşlukta olan gençlerle temasa geçip, para teklif ediliyor. Ardından bu tarz kirli faaliyetlere olanak sağlanıyor ve içine çekiliyor. Bununla Kürt gençliğini etkisizleştirip, Kürt halkının 100 yıldır yürütmüş olduğu mücadeleyi yenilgiye uğratmak istiyor.     Bahsettiğiniz kişiler kimler?   Kürdistan'da yaprak kıpırdasa devletin ve istihbaratın haberi olur. Bu faaliyetlerin yürütülmesinde devletin haberdar olduğunu düşünüyoruz. Devletin bundan habersiz olması mümkün değil. Birebir düzen bu faaliyetleri yürütüyor veya bunu çekici hale getiriyor. Bir örgütlenmeleri var. Uyuşturucu ve fuhuş şebekeleri var. Çetecilik özendiriliyor. Özel olarak ilgileniliyor. Bu bağlamda herhangi bir yere bağlı olmayan boşta olan gençler de düşüyor.    Gençlik bu bataklıktan nasıl kurtulabilir?   Gençliğin yürüteceği örgütlü mücadeleyle içinden çıkılacak bir durumdur. Bütün il ve ilçelerde ve mahallelerde gençlik meclislerimizin faaliyetleri var. Çalışmaları var. Gençler buna dahil olarak bunlara karşı mücadele verebilir.    Kuşkusuz bu yaptığınız çalışmaların bir etkisi var, bunlara karşısında sadece sizin yürüttüğünüz çalışma yeterli olur mu?    Çalışmalarımızın bu faaliyetlerin önüne tam anlamıyla geçtiğini söyleyemeyiz. Ancak yarattığı bir duyarlılık var. Kazanımlar var.    Bizim yürütmüş olduğumuz çalışmaların bu faaliyetlerin önüne tam anlamıyla geçtiğini söyleyemeyiz. Fakat yarattığı bir etki var. Ortaya çıkardığı bazı kazanımlar var. Yarattığı belli bir duyarlılık var. Şöyle bir gerçeklik de var; Bizim gençlik merkezlerimiz ve çalışan arkadaşlarımız sürekli hedef alınıyor. Sürekli gözaltına alınıyorlar, tehdit ediliyorlar, taciz ediliyorlar ve kaçırılıyorlar. Bu koşullarda faaliyet yürütüyoruz. Sadece bu faaliyetleri yürüten çetelerle değil aynı zamanda devletin önümüze çıkardığı engellerle de mücadele ediyoruz. Dolayısıyla doğrudan hedef alınıyoruz. Bu faaliyetlere karşı mücadele ediyoruz. Kampanya başlattık ve bu kapsamda bağımlılık, çetecilik, ajanlıkla, uyuşturucu ve fuhuşla mücadele ediyoruz. Karşımıza polis çıkıyor, karşımıza devlet çıkıyor. Bu yönlü de bir mücadele yürütüyoruz. Ondan kaynaklı zor koşullarda mücadele yürütülüyor. Fakat şunu herkes sorabilir; Bağımlılığa karşı yürüttüğümüz mücadeleye engel olan devlet güçleri bunu savunuyor mu? Buna sahip mi çıkıyor? Onlar mı destekliyor? Onlar mı teşvik ediyor? Bu soruları herkes sormalıdır.    Son kampanyanızda sivil toplum örgütlerine de "birlikte mücadele" çağrısı yaptınız. Onlara nasıl bir sorumluluk düşüyor?   Bu sorun sadece gençlik meclislerinin sorunu ve görevi değildir. Bütün alanların sorumluğu ve görevidir. Herkesin sorumluluk alıp çalışmalarda ortaklaşması ve noktada mücadele yürütmesi gerekmektedir.    Kampanyanızın detaylarına girmeden önce kampanyalarınızda vurgu yapılan en önemli konuların başında PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit geliyor. Yürütülen politikalarla tecrit arasında nasıl bir bağ görüyorsunuz?   Her saldırı tecride dayandırılarak yapılıyorsa, tecridin hedef alınmasıyla da boşa çıkarılmalıdır. İmralı'daki tecrit kırılmadan ve ortadan kaldırılmadan hiçbir saldırı ortadan kaldırılamaz.     Tecrit konusu bizim için en önemli konudur ve en öncelikli konudur. Çünkü biz yapılanlar, olup biten her şeyin tecritle bağlantılı olduğunu düşünüyoruz. İmralı'da yürütülen tecrit ve sistematik işkence bütün topluma ve mücadele güçlerine uygulanıyor. O anlamda tecride karşı yürütülen mücadele bütün alanlarda yürütülen mücadeleyi kapsıyor. Öncelikli olarak tecride karşı mücadele yürütülmelidir. Bütün saldırıları tecrit kapsamında ele alabiliriz. Her saldırı tecride dayandırılarak yapılıyorsa, tecridin hedef alınmasıyla da boşa çıkarılmalıdır. İmralı'daki tecrit kırılmadan ve ortadan kaldırılmadan hiçbir saldırı ortadan kaldırılamaz. Hatta saldırılar güçlenerek devam edecektir. Bu bir gerçekliktir ve herkes bununla yüzleşmelidir. Şuan uyuşturucu kullanan kişiler de toplumdan soyutlanıyor ve tecrit altına alınmış oluyor. Bu yönlü de bir bağlantı var. Hiçbir saldırının tecritten bağımsız geliştiğini düşünmüyoruz. Tecridin boşa çıkarılmasıyla da saldırılar boşa çıkarılabilir.    Kampanya kapsamında ne gibi çalışmalar yürütmeyi planlıyorsunuz?     Kampanya çerçevesinde mahalle mahalle, ev ev gezip 7'den 70'e herkesle temas etmeyi hedefliyoruz. Bir duyarlılık yaratmaya çalışıyoruz. Bu çalışmalarda ilişkileneceğimiz, tanışacağımız insanları da bu mücadeleye katmayı hedefliyoruz. Buna dayanarak kendi örgütlülüğümüzü de daha da geliştirmeyi planlıyoruz.    Kampanyaya bir süre biçtiniz mi?    Bu kampanyaya süre biçmiş değiliz. Şimdilik süresiz bir kampanya olarak görünüyor. Çünkü uyuşturucu, fuhuş ve bağımlık gibi faaliyetler her yere yayılmış. Dolayısıyla buna karşı mücadelenin de süreklilik kazanması gerekiyor. Belli bir bütünlük içerisinde süreklilik kazanması gerekiyor.    Son olarak tüm bunlar karşısında gençlere çağrınız ne olur?   Gençler ve halk bu tarz faaliyetlerin gelişmesine olanak vermemeli. Buna karşı belli bir duruş sahibi olmalı. Özellikle ailelere çağrımız var; Çocuklarına sahip çıkmalıdırlar, çocukların takip etmelidirler. Bu tarz kirli faaliyetlere bulaşmamaları için onlara sahip çıkmalıdırlar. Bu yönlü ailelere önemli bir rol düşüyor. Gençlerin de bu durumu kendilerine yakıştırmamaları lazım. Bu faaliyetlere girmemeler lazım. Gelip HDP gençlik meclislerinde örgütlenmelerini ve mücadeleye katılmalarını istiyoruz. Yürüttüğümüz bu çalışmaların bizi başarıya ulaştıracağına inanıyoruz.   MA / Gökhan Altay - Dilgeş Ruvanas