Tutuklu yakınlarından tecrit ve operasyona tepki 2021-05-21 09:00:45 ŞIRNAK - PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ve operasyonların son bulmasını isteyen tutuklu yakınları, "İmralı kapıları açılsa bu halkın çocukları ölmez" dedi. İmralı Cezaevi’nde 22 yıldır tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin sonlandırılması ve cezaevlerindeki artan hak ihlallerini protesto etmek amacıyla 27 Kasım 2020'de başlatılan süresiz-dönüşümlü açlık grevi eylemi 176'ncı gününde. Taleplerin karşılanmamasına tepki gösteren tutuklu yakınları, tecridin bir an önce son bulmasını istedi.     TECRİDİN ETKİLERİ     Bir oğlu çatışmada yaşamını yitiren, bir oğlu sürgünde olan ve 2 oğlu tutuklu olan Nermiye İverendi, çocuklarının tutuklandıkları günden bu yana baskılara maruz kaldığını kaydetti. Söz konusu baskıların aynı zamanda tüm Kürtler üzerinden yürütüldüğüne dikkati çeken İverendi, "Çocuklarımız bu baskılara karşı açlık grevine girdi. Bir an önce taleplerine kulak verilmeli" çağrısı yaptı. Tutukluların başlıca talebi olan tecridin de savaş ve gözyaşına neden olduğunu ifade eden İverendi, "Talepler karşılandığında ölüm, çatışma ve savaş da duracaktır. Bugün Avaşîn, Metîna ve Zap bölgelerine yönelik saldırılar da tecridin yarattığı sonuçlardır. Bu savaşı tecritten ayrı değerlendirmemek gerekir” diye konuştu.    ANNELERE ÇAĞRI     “Ölümle, kanla, gözyaşı ile bir şey elde edilmez” diyen İverendi, tutukluların taleplerinin karşılanmasını ve operasyonların son bulmasını istedi. İverendi, "Bir oğlum çatışmada yaşamını yitirdi, bir oğlum devletin baskısı sonucu ülkeyi terk etti. Şimdi de iki oğlum cezaevinde. Devlet bana bu kadar şey yaşattı ama ben bir gün olsun barış demekten vazgeçmedim. Çünkü bizler barış için mücadele verip bedel ödüyoruz. Bu operasyonun PKK'ye dönük olduğunu söylüyorlar. Yalan söylüyorlar. Devletin amacı Cizre, Sur, Nusaybin ve Yüksekova da yarattığı tahribatın aynısını Başûr'da (Federe Kürdistan Bölgesi) da gerçekleştirmektir. Anneler buna geçit vermemeli. Kan, savaş, gözaltı ve operasyonlar ancak tecridin kaldırılması ile birlikte durdurulabilir" ifadelerini kullandı.    ‘İMRALI KAPILARINI AÇIN'   İzmir Şakran Kapalı Cezaevi'nde 13 yıldır tutuklu bulunan Zeki Yiğit'in annesi Hacer Yiğit, "Barışın anahtarı İmralı'dır" dedi. Tecridin ağırlaştırıldığını ve paralel olarak operasyonların arttırıldığına dikkati çeken anne Yiğit, “Eğer bugün İmralı'nın kapıları açılsaydı şuanda bu halkın çocukları ölmezdi. Bu operasyon daha büyük zararlara neden olmadan durdurulmalı. Tecridi sonlandırın bu ölümleri durdurun" dedi.    HALKLARA ZARAR VERİYOR    Silopi'de 2015 yılında ilan edilen sokağa çıkma yasakları döneminde tutuklanan Mutalip Sakman'ın eşi Behice Sakman, tecridin tüm halklara zarar verdiğine işaret etti. Tutuklular üzerindeki baskıların her geçen daha da arttığına dikkati çeken Sakman, “Her gün acaba cezaevlerinde cenaze gelir mi” korkusu ile yaşadıklarını belirtti. Sakman, şunları söyledi: “Bir taraftan operasyon bir taraftan da tecrit var. Devlet artık sağır ve dilsizi oynamaktan vazgeçmeli ve tutukluların taleplerini karşılamalıdır. Artık annelerin ağlamasını istemiyoruz. Tecrit insani değildir, bir an önce son versinler. Tecrit ölüm ve savaşların önünü açıyor. Tek çözüm tecridin kaldırılmasıdır. Tutukluların talepleri dinlenildiği vakit bu krizler son bulacak."    'ÖZGÜRLÜK İSTİYORUZ'   24 yıldır tutuklu bulunan İzmir Şakran Cezaevi'ndeki Aynur Ayaz'ın babası Merhan Ayaz ise, hak ihlallerine karşı adalet talep ettiklerini ifade etti. Ayaz, “Kızım bugüne kadar 7 farklı cezaevinde kaldı. Daha ne zamana kadar bu zulüm sürecek? İnsan hakları örgütlerine sesleniyoruz; bu zulme karşı sessiz kalmayın ve bir çözüm bulun. Biz de her insan gibi topraklarımızda özgür yaşamak istiyoruz. Kaç yıldır çocuklarımızı göremiyoruz. Tek talepleri bu zulmün ve ölümlerin son bulmasıdır. Talepleri bizlerin de talepleridir. Savaş açmak yerine tutukluların talepleri dinlenmelidir" diye konuştu.