Faili meçhule bırakılan Muhsin Melik cinayeti: Vuranlar polisti 2021-06-01 09:00:38 URFA - Faili meçhule bırakılan Kürt siyasetçi Muhsin Melik’in eşi Senay Melik, “Muhsin ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılıyor. Çevresindekilere, ‘Beni vuranları tanıyorum. Uzun süredir takip eden ve yüz yüze geldiğim sivil polislerdir’ diyor” hatırlatmasında bulundu.  Urfa’da 2 Haziran 1994 tarihinde uğradıkları silahlı saldırı sonucu yaşamını yitiren Kürt siyasetçi Muhsin Melik ve beraberindeki yol arkadaşı Mehmet Ayyıldız’ın katledilişlerinin üzerinden 27 yıl geçti. Melik’in ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede, “Bize kurşun sıkanlar, önceden beni izleyen sivil polis ekibinden kişilerdi” sözleri tutanaklara geçse de geçen süre zarfında olaya ilişkin açılan soruşturma zaman aşımı gerekçesiyle “faili meçhul” denilerek rafa kaldırıldı.    Melik’i katledilişinin yıl dönümünde eşi Senay Melik ile konuştuk.   ‘İKİ HALKIN HİZMETİNDEYDİ’   Eşinin kişisel ve sosyal ilişkilerinde yapıcı, hoşgörülü, sabırlı ve alçak gönüllü olduğunu söyleyen Senay Melik, gösterişi sevmeyen sade bir yapısının olduğunu söyledi. Eşini daima doğrunun yanında olduğunu söyleyen Melik, “Özellikle kendi yöresindeki sorunları yakından takip ederdi. Yaşamı boyunca Kürt ve Türk dostluğuna, iki halkın eşitlik temelinde hizmet etti. Siyasi çevrelerce seviliyor ve güven duyuluyordu. Demokratik siyasette bir denge insanıydı. Yaşamın her alanında mükemmelliği yakalamaya çalışırdı. Kararlarında netti. Ben onun bir karar aşamasında hiç ikilemde kaldığına tanık olmadım. Zor koşullarda bile isabetli kararlar alırdı” diye anlattı.    BİR İFADE İLE TUTUKLANDI    Diyarbakır Kooperatifler Bölge Müdürlüğü’nde Baş Mühendis olarak çalıştığı sırada eşinin bir kişinin ifadesi üzerine 1984 yılında siyasi nedenler ile gözaltına alındığını, 40 gün cezaevinde kaldıktan sonra tahliye olduğunu anlatan Melik, daha sonra Çankırı’ya sürgün olarak tayin edildiğini söyledi. Eşinin buradaki görevinden istifa ederek tekrardan Diyarbakır’a geldiklerini belirten Melik, “Burada özel bir şirkette çalıştı. Bir süre sonra tekrar Urfa’ya geldi. Mesleki faaliyetlerini yürütürken, sivil toplum kuruluşlarıyla da çalışmaya başladı” dedi.    ‘KATLEDİLDİKTEN SONRA CEZA VERİLDİ’   HEP Genel Kongresi'nde yaptığı bir konuşma nedeni ile eşine dava açıldığını söyleyen Melik, “Muhsin yaşamını yitirdikten sonra o davadan 2 yıl ceza aldı. Diyarbakır HEP başkanı Vedat Aydın’ın cenazesine katılmıştı. Orada gözaltına alındı. Mahkemeye çıkarıldı ve cezaevine konuldu. Burada 3 ay cezaevinde kaldı. Tabi gözaltına alındığında ağır şekilde darp edilmişti. Cezaevinde çıktıktan sonra HEP – SHP ittifakında Urfa’da birinci sıra milletvekili adayıydı. Yüksek orada tercihli oy almasına rağmen, 130 oyla bölge barajına takıldı ve milletvekili seçilemedi. Siyasi hayatına HEP Urfa İl başkanı olarak devam etti. HADEP’in kuruluşunda kısa bir süre sonra katledildi” dedi.    VALİYE TEHDİT EDİLDİĞİNİ BİLDİRİYOR   Eşinin katledilmeden önce yaşamını son 3 yılında, sürekli takip edilip tehdit edildiğini dile getiren Melik, “Bu şekilde yaşamak bizim için bir yaşam biçimi haline gelmişti. Telefonlarının dinlendiğini söylüyordu. Bir defasında arabada seyir halindeyken, beyaz bir Toros kendisini durdurmaya çalışıyor. Durup başına ne geleceğini bildiği için aracını sürüp Köy Hizmetleri bahçesine giriyor. Valiyi arayıp durumu anlatıyor. Can güvenliğinin olmadığını söylüyor. Bunu gibi kaçırıp öldürmek için birkaç kez girişimde bulundular. Tehdit edildiğini söylüyordu. Muhsin kendisinin bekleyen tehlikenin bilincinde ve farkındaydı. Ama halkına hizmet etmekten asla vazgeçmedi” diye konuştu.    Eşiyle birlikte katledilen aracın sürücüsü Mehmet Ayıldız’ın eşine çok bağlı bir insan olduğunu söyleyen Melik, “Çok iyi bir insandı. Muhsin’in yanında hiçbir şekilde ayrılmıyordu. Muhsin’in sürekli tehdit edildiğini biliyordu. Buna rağmen yanında çalışmaya devam etti. İlişkileri çok iyiydi. Arkadaştılar” ifadelerini kullandı.    ‘BENİ VURANLAR POLİSLERDİ’   Melik, eşinin katledildiği güne ilişkin de şöyle konuştu: “Bürosu şehir merkezindeydi. Ev ile büro arasında 3 bina vardı. Takip edildiği için arabayla bürosuna giderdi. Sabah saat 9.00’da bürosunun önünde çapraz ateşe tutuluyor. Mehmet olay yerinde yaşamını yitiriyor. Muhsin ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılıyor. Hastanede, çevresindekilere, ‘Beni vuranları tanıyorum. Beni uzun süredir takip eden ve yüz yüze geldiğim sivil polislerdir’ diyor. Bu konudaki beyanı tutanaklara da geçiyor” dedi. Eşinin vurulduğu haberini ilişkin ise şunları söyledi: “Ben o zaman okuldaydım. Arkadaşlarım eşimin trafik kazası geçirdiğini söylediler. Ama ben o anladım ‘hayır onu vurmuşlardır’ dedim. Hastaneye vardığımda yaşamını yitirmişti” diye anlattı.    27 YILDIR FAİLLER BULUNMUYOR   27 yıldır adalet mücadelesi verdiklerini söyleyen Melik, “Tüm yargı yollarına başvurduk. En sonra Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundum. 4 yıl sonra ‘Kabul edilmez’ kararı verildi. Yaşam hakkı ihlali insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur. Bu davayı sonuna kadar takip edeceğim. Eşim güpe gündüz şehrin ortasında katledildi. 27 yıldır failleri bulunmadı. Er geç sorumlular, failler bulunup yargılanacaktır. Bugün bazı değerleri savunuyorsak. Bunda Muhsin Melik ve demokrasi mücadelesi verenlerin katkısının olduğunu düşünüyorum. Muhsin cesur ve güzel yüreğiyle taşıdığı değerler ile hep hayatımızda ve hafızamızda var olmaya devam edecektir" ifadelerini kullandı.   MUHSİN MELİK KİMDİR?   Kürt siyasetçi Muhsin Melik, 1951 yılında Urfa’nın merkez Arapoku (Açmalı) köyünde dünyaya gelir. İlk, orta ve lise öğrenimini kentte tamamlayan Melik, 1970 yılında Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi'ni kazanıp, bu bölümden mezun olur. Melik’in 1968’lı yıllarına varan devrimci mücadelesi, Diyarbakır’daki gözaltı ve 2 ay tutukluluk ile devam eder. Melik, doğduğu kent olan Urfa Ziraat Mühendisleri Odası ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Urfa Şubesi'nin kurucuları arasında yer alır. 1990’lı yıllarda SHP’den İl Genel Meclisi üyeliğine seçilen Melik, SHP'nin 7 Kürt milletvekilini ihraç etmesi üzerine, partiden arkadaşları ile birlikte ayrılarak, Halkın Emek Partisi (HEP) kurucuları arasında yer alır. Yaptığı siyasi faaliyetler ve konuşmalarından ötürü ise, hakkında sayısız dava açılır. 1991 yılı genel seçimlerinde SHP ve HEP ittifakında Urfa'da birinci sırada milletvekili adayı olan Melik, 114 oy ile seçimi kaybeder. HEP'in kapatılmasının ardından kurulan Demokrasi Partisi’nin de (DEP) kurucuları arasında yerini alan Melik, 1994 yılında yapılan yerel seçimlerde Urfa Belediye Başkan adayı olur, ancak DEP’in kapatılması gündeme gelince adaylıktan çekilir. DEP’in kapatılması ile birlikte bu kez de Halkın Demokrasi Partisi’nin (HADEP) kurucuları arasında yer alıp ve Parti Meclisi’ne girer.   KATİLLERİ TARİF ETTİ     Melik, Savaş Buldan'ın kaçırılmasından bir gün önce, 2 Haziran 1994 tarihinde sabah evden çıkıp işyerine giderken, aracı çapraz ateşine tutulur. Arkadaşı Mehmet Ayyıldız olay yerinde yaşamını yitirirken, ağır yaralanan Melik kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirir. Melik, gözlerini yummadan hemen önce uğradığı saldırının faillerine dair yanında bulunan dostlarına şunları söyler: "Saldırganları şahsen tanıyorum. Çünkü uzun süreden beri beni izliyorlardı. Çeşitli kereler yüz yüze geldiğim kişilerdi. Yani bize kurşun sıkanlar, önceden beni izleyen sivil polis ekibinden kişilerdi.”    DOSYA KAPATILDI    Melik ve Ayyıldız’ın failleri aradan geçen bunca zamana rağmen bulunmadı. Açılan soruşturma dosyası, zaman aşımına uğramasına bir yıla kala, 2013 yılında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından raftan indirildi.  İktidara yakın medya tarafından dosyaya ilişkin servis edilen haberlerde, toplanan deliller, olay yeri krokisi, otopsi raporu ve dinlenen tanık ifadeleri doğrultusunda ölüm emrinin dönemin Başbakanı Tansu Çiller ile dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Doğan Güreş'in verdiği, her iki ismin “şüpheli” olarak kayıtlara geçirildiği propagandası yapıldı. Uzun süre gündemde tutulan bu haberler bizzat başsavcılıkça yalanlandı ve dosya her iki ismin ifadesine başvurulmadan zaman aşımı gerekçesiyle kapatıldı.