‘Organik tarımı geliştirdikçe karbonu sıfırlayacağız’ 2021-06-12 09:00:57 ORDU - Çiftçilere budama, bakım ve besleme gibi konularda eğitimler veren Organik Fındık Tarım Okulu eğitmenlerinden İbrahim Hakan Gün, organik tarımı geliştirerek, karbonu sıfıra indirmeyi planladıklarını söyledi. Karadeniz bölgesinin en önemli geçim kaynaklarından biri olan fındık, organik tarımla buluştu. 1950’li yıllarda fındık üretimi yapmaya başlayan Hulusi Müftüoğlu anısına 2020 yılında Ordu’nun Ünye ilçesinde bulunan Organik Fındık Tarım Okulu kuruldu. Gölevi Mahallesi’nde bulunan 139 dönümlük bir arazi üzerine kurulan okulda Halk Eğitim Merkezleri üzerinden gelenlerin yanı sıra birçok çiftçiye de organik tarım eğitimleri veriliyor. Ünye İlçe Tarım Müdürlüğü ve Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdare Başkanlığı tarafından da desteklenen okul ile organik fındık tarımı yapan çiftçiler yetiştirmek istiyor.    Organik Fındık Tarım Okulu eğitmeni, Ziraat Mühendisi İbrahim Hakan Gün, okulun amaçları ve gelecek dönem projelerini anlattı.     3B SİSTEMİ   Okulda 3B dedikleri bir eğitim sisteminin olduğunu belirten Gün, budama, besleme ve bakım eğitimlerini verdiklerini belirtti. Yıllık ürünlerde budamanın olmazsa olmaz olduğunu ifade eden Gün, “Her ağacın kendisine göre toprak üstü büyüklüğü var. Bu büyüklüğü kontrol edebilmek için budamanın her yıl yapılması gerekli. Çiftçimizin verim konusunda yapmış olduğu bir budama yok. Dal seyreltmesi yapıyorlar ama bizim bahsettiğimiz budama verime yönelik. Sadece dal seyreltme değil de mevcut dallarda uç budaması yaparak verime yönlendiriyoruz” dedi.   GÜBRELERİNİ ÜRETİYORLAR   İkinci konunun besleme olduğunu aktaran Gün, çiftçilerin toprak analizi yapmak konusunda vurdumduymaz olduğunu dile getirdi. Toprak analizinin 3 senede bir yapılması gerektiğini ifade eden Gün, “Bu analiz ile toprağın neye ihtiyacı olduğu ortaya çıkıyor. Bizde burada toprak analizi nasıl alınır? Bunu gösteriyoruz. Toprak tahlili alındıktan sonra iki tane parametresi var. Biri PH, diğeri organik madde. PH ve organik madde eksikliği nasıl giderilir? Tarım kireci nasıl kullanılır? Bunları öğretiyoruz. Burada kendi bahçemiz içerisinde gübremizi kendimiz üretiyoruz. Dışarıdan hiçbir girdi kullanmadan koyun gübresi, fındık kavşakları, fındık dallarının artan kısımlarını öğüterek kendi gübremizi oluşturuyoruz” ifadelerini kullandı.    BAKIM   En önemli konularının ise bakım olduğunu belirten Gün, bunda da zararlı böceklerin bahçelerden uzak tutulmasını öğrettiklerini kaydetti. Organik tarımı konvansiyonel tarımdan ayıran en önemli farkın burada olduğunu vurgulayan Gün, sözlerine şöyle devam etti: “Organik tarımda kullanılan girdilerin organik tarım sertifikası ile temin edilmesi lazım. Biz bu çiftliğimizde organik tarımın esasına göre üretilmiş girdileri kullanıyoruz. Aynı zamanda bizim çiftliğimizde yılda 2 kere bir kontrol sertifikasyon kuruluşu tarafından denetleniyor. Fındıktan, yapraktan ve topraktan tahliller alınarak kontrol ediliyor. Ağır metal yükü var mı? Toprakta azot kullanılmış mı? Çünkü azot kullanımı kontrollü bir şeklide yapılması lazım.”   İLKE TEMİZ SU, GIDA, TOPRAK    Konvansiyonel tarımda kullanılan yoğun kimyasal ilaçların bahçedeki tüm canlılara zarar verdiğini söyleyen Gün, “Zararlı böcekler var ama aynı zamanda faydalı böceklerde var. Mesela uğur böceği bahçede yaprak diplerini temizlediği için bahçede olması gereken bir böcek. Dolayısıyla yapılan bazı uygulamalar bahçede arı, kelebek gibi ne varsa hepsini yok ediyor. Oysa biz bunların yok edilmesini istemiyoruz. Organik tarımda kullandığımız yöntem, kültürel yöntemler. Ancak çok ihtiyaç duyduğumuz zaman organik tarım sertifikalı böcek ilaçları kullanıyoruz. Organik tarımın ilkeleri temiz su, gıda, topraktır” dedi.    ‘CANLI HAYATI TEHLİKEDE’   Konvansiyonel tarımda ise çok ağır kimyasal ilaçların kullanıldığının altını çizen Gün, özellikle bahçe altı otları için kullanılan glifosatların çok zararlı olduğunu dile getirdi. Bu ilaçların topraktaki faydalı bakterilerin yok olmasına sebep olduğunu aktaran Gün, “Doğa bir bütün ve kendi döngüsü var. Doğanın kendi döngüsünü bozmadan, kuşları, arıları, yılanları koruyarak bir tarım yöntemi geliştirmek lazım. Zincirin halkasından birini yok ettiğimizde emin olun diğer halkalara da zarar veriyorsunuz. Karadeniz’de bu ilaçlar çok kullanıldığı için hem akarsularda büyük bir kirliliğe sebep oldu hem de topraklarımızda ki canlıları yok ettik. Zaten yağan asit yağmurları topraklarda asitleşmeye sebep oluyor” ifadelerini kullandı.   ‘KARBONU SIFIRLAYACAĞIZ’   Gelecek dönemin projelerine de değinen Gün, 2 yıla kadar biyodinamik tarıma geçmeyi planladıklarını söyledi. Biyodinamik tarımın organik tarımın bir üst aşaması olduğunu belirten Gün, bu yöntemde dışarıdan hiçbir girdi kullanılmadığını aktardı. Tamamen bahçe şartları ile ilaç ve gübre üretildiğini dile getiren Gün, “Bahçelerimizde çok sayıda tıbbi ve aromatik bitki var. Defne yaprağı, ısırgan otu, sarı kantaronu kullanarak doğaya zarar vermeden zararlı böceklerden bahçemizi koruyabiliriz. Karbon ayak izimizi sıfıra indirmek, karbon üretmeden bahçenin doğal imkanları ile tarım yapmak istiyoruz. Tarımda kullanılabilecek bütün materyaller bahçelerde mevcut yeter ki bunu bilgi dahilinde kullanın” diye belirtti.    FINDIK TESİSİ HEDEFLENİYOR   Diğer projelerinin ise fındık işleme tesisi kurmak olduğunu söyleyen Gün, “Okulumuzda 3 tane bölüm var. Birisi çiftçilerin organik girdileri temin edebilecekleri bir satış noktası. Bir tane okulumuz var. Diğer ünitemizde ise bahçede ürettiğimiz fındık, erik, dut, hurma gibi ürünleri hem kurutmak hem de işleyerek değişik ürünler elde etmek istiyoruz. Burada 15 ton fındığımız oluyor. Bunları kırıp paketleyebiliriz. Ya da fındık ezmesi yapabiliriz. Amacımız kendi sertifikalı organik ürünümüzü üretmek” diye konuştu.    MA / Tolga Güney