Gazeteci Mame: KDP savaşa girerse kaybeder 2021-06-12 09:00:58 HABER MERKEZİ - Türkiye'nin sınır ötesi operasyonlarında KDP’nin rol aldığını kaydeden gazeteci Shaswar Mame, “KDP, halka rağmen Kürtlerle bir savaşa girişirse büyük kaybedecektir. İşgalciliğe karşı duramıyorsa, savaşın bir parçası olmamalıdır" dedi. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından 23 Nisan’da Federe Kürdistan Bölgesi’ne yönelik başlatılan operasyonlar sürüyor. TSK’nin operasyonlarına başlangıçta ön açan bir tutum sergileyen KDP’nin bir adım daha ileri giderek Metîna alanına askeri güç kaydırması Türkiye ile ortak hareket edildiği yönündeki algıları daha da güçlendirdi. Bu nedenle Kürt kamuoyunda KDP’ye yönelik tepkiler de gün geçtikçe büyüyor. KDP ise tepkileri azaltmak için Federe Kürdistan Parlamentosu’ndaki diğer siyasi partileri yanına çekmek için çabalıyor.    Federe Kürdistan’da uzun yıllar gazetecilik yapan Shaswar Mame, KDP’nin izlediği siyaset, sergilediği tutum ve attığı adımları değerlendirdi.    ORTAK HAREKET EDİYOR   Türkiye ve KDP’nin son yıllarda askeri ilişkilerini geliştirip, ortak bir konsept etrafında hareket ettiklerini dile getiren Shaswar Mame, bölgede Türkiye tarafından son iki yıl içerisinde onlarca askeri üs, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) merkezleri ve okullar açıldığını belirtti. Mame, Türkiye’nin böylece kendine hem siyasi hem de ekonomik olarak geniş alanlar açtığını ifade etti.   Son yıllarda Türkiye’nin Federe Bölge’nin sınır hatlarına konuşlandığını ve KDP ile ortak hareket ettiğine dikkati çeken Mame, “Bunu KDP’nin son dönemde yaptığı açıklamalarda açık bir şekilde görmekteyiz. HPG’lilerin yıllardır konuşlandığı alanlara KDP’nin güç yığmaya çalışmasını herkes şaşkınlıkla izliyor. 90’lı yıllarda PKK, YNK ve KDP arasında varılan anlaşma sonucunda PKK bugün bulunduğu alanlara yerleşti. KDP tarafından atılan adımlara bakıldığında bir savaş kararı alındığı görülüyor” diye konuştu.    Geçtiğimiz yıl Zînî Wertê bölgesinde yaşananları da hatırlatan Mame, “KDP ve Türkiye bir anlaşmaya vardı. Bu anlaşmaya göre bölgede birçok alan Türkiye'nin kontrolüne geçecek. Ama bunlardan ziyade Başur’un siyasi iradesi esir alınmış. Dolayısıyla KDP, Türkiye'nin menfaatleri dışında hareket edemez, onayı olmadan, onu zora düşürecek tek bir şey diyemez veya açıklama yapamaz” dedi.    DIŞ GÜÇLERE BAĞIMLI   Mame, kurulduğu günden beri dış güçlere bağımlı bir parti olarak tanımladığı KDP’nin siyasi iradeye sahip olmadığını da ifade etti. Mame, bu konuda şunları söyledi: “Kalıcı bir perspektife sahip değil. Günden güne bu sorun büyümüş ve Kürt kazanımları üzerinde korkuya neden olabilecek bir pozisyona girmiştir. Yaklaşık 10 yıldır KDP yönetimine dönük ciddi bir halk tepkisi var. KDP gücünü halktan almadığını çok iyi biliyor, dolayısıyla geliştirdiği siyaset de aile siyasettir. Çok küçük bir grubun menfaatlerine göre siyasetini yürütüyor. Bu da ulusal projeleri olan siyasi güçler ve KDP arasında anlaşmazlıklara neden oluyor.”    TSK’nin operasyonlarına ve KDP’nin aldığı pozisyona halkın tepkili olduğunu vurgulayan Mame, “Behdînan’da kilometrelerce alanın işgali ve yaşatılan doğa katliamı ile Metîna’da son dönemde yaşanan olaya karşı halk tepkili. Metîna’da vurulanların halen kimler tarafından vurulduğu net değil. Yaşanan bütün bu gelişmelere baktığımızda PKK’nin Kürdistan halkının gözünde büyüdüğünü ve yerini sağlamlaştırdığını görüyoruz. Dolayısıyla KDP içerisinde bir korku havası hakim. KDP basınında çelişkili haberler yayımlanıyor. KDP medyası, PKK'yi Başur topraklarından uzaklaştırmak ve PKK'nin ‘bölge çıkarlarına ve kazanımlarına karşı olduğu’ algısı yaratmak istiyor. Aslında KDP basını, işgale alternatifler sunuyor. Ama gerçek olan şudur ki; bu basın KDP'nin bir yaratımıdır. KDP'nin siyaseti ise Türkiye siyasetinin bir ürünüdür” ifadelerini kullandı.    ‘KDP KILIF UYDURUYOR'   Shaswar Mame, KDP’nin bölgede uyguladığı siyasete kılıf uydurmaya çalıştığını ve bu siyaseti de Federe Kürdistan Parlamentosu’na taşıyarak resmileştirmek istediğine de dikkat çekti. “KDP bugüne kadar uğraştıysa da ne YNK'yi ne Goran hareketini ne de YNK'ye bağlı pêşmergeleri saflarına çekemedi. Bu siyasetini onaylatabileceği kimseyi bulamıyor. KDP bugüne kadar hep tek ve yalnız kaldı” diyen Mame, hem KDP’nin hem de bağlı basın organlarının savaş atmosferi yaratmak için çabaladıklarını söyledi.    Bunlarla birlikte bölgede ciddi bir askeri hareketliliğin olduğunu ifade eden Mame, “Eskiden aktif olmayan askeri merkezler aktifleştirildi. Bölgede var olan savaş Türkiye ve Kürtlerin savaşıdır. Türkiye, Başur’u işgal etmek istiyor. Türkiye'nin tehditleri ile hareket eden KDP de bu savaşın bir parçası pozisyonunda yer alıyor. Ama 90'lı yıllarda değiliz. Bölge halkı her şeyin farkında. Her şeyi görüyor ve yaşıyor. Türkiye'nin amacının Misak-ı Milli olduğunun herkes farkında. Bundan kaynaklı Kürt toplumu hiçbir şekilde Kürdün Kürde savaş açmasını istemiyor ve buna dönük tepkileri de ortadadır. Bölgede bugüne kadar KDP dışında hiçbir siyasi parti Türkiye’ye destek vermemiştir” diye konuştu.    ÇABALAR SONUÇSUZ KALDI   Yaşanan gelişmeler karşısında PKK’nin tutumunun ise net olduğunu belirten Mame, şöyle devam etti: “PKK, Kürtler arası bir iç savaş istemiyor. PKK, bütün Kürt siyasi partilileriyle ortak bir tutum sergilemek istiyor. Bu savaşa karşı birlikte mücadele etme çağrısı yapıyor. Ama KDP bunun tersini yaparak Kürtler arasında savaş atmosferini yaratmak istiyor. Ancak KDP, bu anlamda tek bir adım bile ilerleyemedi. Gözlemim bölge halkı, Kürt siyasi parti, kurum ve kuruluşları bu iç savaşa ‘evet’ demediği sürece KDP’nin tek başına savaş kararı veremeyeceği yönündedir. KDP, savaşın Kürdistan Parlamentosu aracılığıyla yürütülmesini istedi ve bunun için de çok çabaladı. Ama bu çabaları sonuçsuz kaldı. Çünkü ne Parlamento ne de diğer siyasi partiler böylesi bir desteği vermediler.”    ‘SAVAŞA GİRERSE KAYBEDER’   KDP yöneticilerinin medyaları aracılığıyla savaş çığırtkanlığı yaptığına dikkati çeken Mame, her şeye rağmen halktan destek alamayan KDP’nin PKK ile böylesi bir savaşa girmeyi göze alamayacağını kaydetti. “Eğer buna rağmen bir savaşa girişmeye kalkışırsa, büyük kaybedecektir” diyen Mame, “Çünkü doğabilecek toplumsal tepkinin önüne geçemeyeceklerdir. Ama KDP’nin savaşa girmesi için bir yandan da Türkiye'nin tehditleri sürüyor. Ne yazık ki KDP içerisinde siyasi bir irade olmadığı için çok rahat Türkiye'nin etkisinde kalabiliyor. Bu da bölgesel çıkarlara zarar veriyor. Türkiye’yle ilişkiler Kürdistan'a zarar veriyor. Bu yılardır böyle. Türkiye açık bir şekilde zulüm ediyor. Buna rağmen KDP’liler, Türkiye’nin söylemlerini tekrar edip operasyonlarını da meşrulaştırıyor. Bu da ne ulusal ne de ahlaki bir tavırdır. Bu tavır işgalciliğe karşı sorumluluk duygusu ile hareket eden bir tavır değildir. Eğer Kürdistan Bölgesi Hükümetinin bir bağımsızlığı olsaydı ve bağımsız yetki ve mercilere sahip olsaydı, bu işgalciliğe karşı dururdu” ifadelerini kullandı.    ‘SAVAŞIN BİR PARÇASI OLMAMALI’   KDP’nin bölgede bulunan uluslararası koalisyon yetkilileriyle siyasi ve diplomatik ilişkilerini geliştirdiğine işaret eden Mame “Bu ilişkilerini kullanarak Türkiye'ye gereken cevabı verebilirdi. Ya da uluslararası anlaşma ve kanunlardan yola çıkarak, Türkiye işgaline karşı durabilirdi. Ama ne yazık ki bugüne kadar bunun için tek bir adım atmadı. Buna karşılık KDP yaptığı açıklamalar ve verdiği demeçlerle operasyonları meşrulaştırıyor. Ancak bu tavrıyla birlikte birçok şey kaybetti ve kaybetmeye devam ediyor. Çok sorumsuz ve Türkiye gibi hareket ediyor. KDP bu tutumdan vazgeçmeli. İşgalciliğe karşı duramıyorsa, savaşın da bir parçası olmamalı" diye konuştu.   MA / Mahmut Ruvanas