Patronun kar hırsına kurban olan çocuklar... 2021-06-12 11:06:04   URFA - Berivan Karakeçili ve Mehmet Zencirci, oyun ve okul çağında tarlalarda çalışmaya zorlanan ve burada yaşamlarını yitiren çocuklardan sadece ikisi.    Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), 2002 yılında çocuk emeğine ve onu ortadan kaldırmak için gerekli çabalara dikkat çekmek amacıyla 12 Haziran tarihini Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü ilan etse dünyada 160 milyon çocuk çalışmaya zorlanıyor.     İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi’nin çocuk işçiliğine dair dün paylaştığı rapora göre, son sekiz yılda en az 513 çocuk çalışırken/çalıştırılırken yaşamını yitirdi. Urfa’nın Viranşehir ilçesinden Antalya'ya giden Berivan Karakeçili (13) ve yine aynı ilçeden Ordu’ya fındık toplamaya giden Mehmet Zencirci (17) yaşamını yitiren bu çocuklardan sadece ikisi.    BERİVAN KARAKEÇİLİ   Antalya'nın Kumluca ilçesinde 24 Ocak 2019 tarihinde çalıştığı portakal bahçesinde hortumun etkisi ile çatılardan savrulan sacın başına isabet etmesi sonucu yaşamını yitiren Berivan Karakeçili, 13 yaşında 8’inci sınıf öğrencisiydi. “Yağmur da taş da yağsa çalışacaksınız” diyen patronun kar hırsına kurban olan Karakeçili’nin, Viranşehir’de yaşayan ailesi olayın üzerinden 2 yıldan fazla zaman geçmesine rağmen psikolojik destek görüyor. Kızını kaybettikten sonra bir daha göç yoluna düşmeyen baba Kazım Karakeçili, nakliyecilik yaparken 2 çocuğu da tarım işinde çalışıyor. Karakeçili’nin yaşları 2 ile 20 arasında değişen 10 çocuğu var.    'TAŞ DA YAĞSA ÇALIŞACAKSINIZ'   Her yıl binlerce çocuğun Viranşehir’den mevsimlik tarım işçisi olarak başka şehirlerde çalışmaya gittiğini belirten baba Kazım Karakeçili, bunun nedeninin yoksulluk olduğunu söyledi. Ailece Antalya’ya gittiklerini söyleyen Karakeçili, "Olayın olduğu gün anne doğum yaptığı için hastanedeydi ben de onun yanındaydım. 4 kardeşi ile birlikte portakal bahçesinde çalışıyordu. Çamurun içinde sabahtan akşama kadar çalışmanın bedeli 60 TL yevmiye değil, bir çocuğun hayatı oldu” dedi.     DOSYA KAPATILDI   Olaydan sonra patronun “Maddi, manevi yardımda bulunacağım” sözüne güvenen aile, davacı olmadı. Davadan vazgeçtikten sonra patronun telefonlarına dahi çıkmadığını söyleyen Karakeçili, yaşanan ölümde sorumluluğunun olduğunu belirterek, "Okulda çok başarılıydı ama portakal bahçesinde çamurun arasında çalıştırdık. Benim üzerimde de hakkı var” ifadelerini kullandı.    MEHMET ZENCİRCİ   Urfa'dan Ordu’ya fındık toplamaya gelen mevsimlik çocuk tarım işçisi 17 yaşındaki Mehmet Zencirci ise 11 Ağustos 2020 tarihinde mola esnasında arkadaşlarıyla serinlemek için girdiği denizde akıntıya kapıldı. Üniversite sınavlarına hazırlanan Zencirci'nin cenazesi ise bulunamadı. Maddi imkansızlıklar nedeniyle annesi ve 4 kardeşiyle birlikte mevsimlik tarım işçiliği yapan Zencirci'nin ailesi de yaklaşık 1 yıldır psikolojik destek görüyor. Zencirci'nin annesi de olaya tanık olduğu için süreci daha ağır yaşıyor ve çocuğunun adını, deniz kelimesini duyması ya da görüntüsüyle karşılaşması anında fenalaşıyor.     Eşiyle birlikte tedavi gören baba Kasım Zencirci de yaşadıklarını anlatmakta zorlandı. Yaşamını yitiren oğlundan dolayı diğer çocuğunun üniversiteyi kazanmasına rağmen kayıt yaptırmadığını dile getiren Zencirci, "Uzun bir süre hiç evde televizyon izlemedik. Televizyonda deniz gördüğümüzde kapatıyoruz. Annesi televizyonda deniz gördüğünde o anları tekrar yaşıyor” diye konuştu.Zencirci, eşinin yaşadıkları nedeniyle intihar girişiminde bulunduğunu belirtti. Zencirci’nin oğlu ile olan fotoğrafları, telefonunun hırsızlar tarafından çalınması sonucu artık yok.    ‘NEDENİ YOKSULLUK’   Olaydan bir yıl önce ilk defa mevsimlik tarım işçisi olarak aile olarak çalıştıklarını söyleden Zencirci, nedeninin ise yoksulluk olduğunu söyledi. Komşularının nerdeyse tamamının mevsimlik tarım işçisi olarak çalışmaya gittiklerini dile getiren Zencirci, “Daha birçok Mehmet zorlu koşullarda çalışıyor. Ekonomi iyi olmadığı için hep daha fazla kişi gidiyor. Başka Mehmetler yaşamını yitirmeden gerekli önlemler alınmalı” ifadelerini kullandı. Daha öncesinde inşaat işçiliği yaptığı için mevsimlik işçiliğe gitmediğini ancak inşaat işinin durmasıyla işsiz kaldığını ifade eden Zencirci, "Olaydan önceki yıl ben onları götürdüm ama geçen sene anneleri ve iki kardeşi ile birlikte gittiler. Yoksa daha önce hiç göndermedim. Keşke taş kaynatsaydım yine göndermeseydim. Şimdi büyük oğlum Adıyaman’da inşaata çalışmak istiyor ama koktuğumuz için göndermiyoruz” diye konuştu.   Annenin oğlunun öldüğünü kabul etmediğini söyleyen Zencirci, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hala ‘eve gelecek’ diyor. Gözlerinin önünde evladı gitti, her gün rüyasında görüyor. Benim de bir dakika aklımdan çıkmıyor.”    MA / Emrullah Acar