Susuz bırakılan köylerde ishal ve kusma vakaları arttı 2021-07-05 16:53:10     DİYARBAKIR - HDP Batman milletvekilleri, DEDAŞ'ın elektrik kesintilerinden kaynaklı susuz kalan köylerde ishal ve kusma vakalarının arttığını belirtti.   Halkların Demokratik Partisi (HDP) Batman milletvekilleri Ayşe Acar Başaran, Feleknas Uca, Rüştü Tiryaki ve Necdet İpekyüz, Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş.'nin (DEDAŞ) Kozluk'a bağlı köylerde "ödenmeyen borçlar" gerekçesiyle yaptığı elektrik kesintilerine ilişkin yazılı açıklama yayımladı. Açıklamada, elektrik kesintilerinden kaynaklı su dinamolarının çalışmadığı ve köylerin susuz kaldığına dikkati çekilerek, su ihtiyacın sulama kanallarından karşılaması üzerine ishal ve kusma vakalarının arttığı belirtildi.    İSHAL VE KUSMA VAKALARI    "3 tarafı su kaynaklarıyla çevrili olan Batman’da halk temiz suya erişemiyor" denilen açıklamada, Yeniçağlar (Zîlan), Karpuzlu (Selîvê), Samanyolu (Kanîkê), Dövecik (Malê Gir), Parmakkapı (Hiskutê) ve Taşlıdere (Holê) köylerinde yaşayan binlerce kişinin 23 Haziran’dan bu yana temiz suya erişemediği kaydedildi. Açıklamada, "13 gündür susuz bırakılan ve su ihtiyacını traktörlerle Batman Çayı ya da DSİ’ye ait su kanalı ile kuyulardan karşılamaya çalışan köylülerde ciddi sağlık sorunları baş göstermeye başlamış, ishal ve kusma vakaları katlanarak artmıştır" diye belirtildi.    DEDAŞ'ın ekonomik sıkıntılar yaşayan bölge halkı için "sorun" haline geldiği vurgulanan açıklamada, "Yüksek gelen elektrik faturaları, uzun süreli elektrik kesintileri ve altyapı sorunlarıyla gündeme gelen DEDAŞ, daha önce de çiftçilere yatırılan hibelere el koyarak bölgede tarımsal üretimin durma noktasına gelmesine neden olmuştur. DEDAŞ borç gerekçesiyle mahallelerin elektrik enerjisini sağlayan trafoların tamamının elektriğini keserek yaz sıcağında ve pandemi koşullarında borcu olan olmayan herkesi elektriksiz ve dolayısıyla susuz bırakarak bölge halkını cezalandırmaktadır" diye kaydedildi.   SUYA ERİŞİM HAKKI    Suya erişimin temel bir insan hakkı olduğu vurgulayan açıklamada, devamla şu ifadelere yer verildi: "Bireylerin ve toplumların sağlıklı, içilebilir temiz suya koşulsuz ve bedelsiz ulaşım ve tüketim hakkı en temel insan hakkı olan yaşam hakkıyla doğrudan ilintilidir. Dolayısıyla su hakkının kamusal bir hizmet olarak sunulması ve korunması devletin yükümlülüğüdür. DEDAŞ bölge halkının çevre, sağlık ve hatta yaşam hakkına müdahale eden bu uygulamaya derhal son vermeli. İktidar bu hakların sağlanması için üzerine düşen adımları gecikmeksizin atmalıdır."