Cezaevlerinden son 6 yılda 103 cenaze çıktı: Veda hakkı bile tanınmadı 2021-09-09 09:10:04   DİYARBAKIR - Yakınlarını dahi tanımayacak hale gelen hasta tutuklular ya ölüm eşiğinde tahliye ediliyor ya da cezaevinden tabutla çıkıyor. Son 6 yılda, "veda" hakkı bile tanınmayan bini aşkın tutukludan en az 103'ü yaşamını yitirdi.   Kimi görmüyor, kimi yürüyemiyor, kimi duymuyor, kimi eksik bir uzuvla yaşıyor, kimi ise dört duvar içindeki pencerenin diğer tarafında kendisine bakan yakınlarını dahi tanıyamıyor... Söz konusu kişiler, Türkiye cezaevlerinde ölüme mahkum edilen hasta tutuklular. Her geçen gün sağlık durumları ağırlaşmasına rağmen ya ölüm eşiğinde tahliye edilenler ya da cansız bedenleri tabutun içerisinde ailelerine teslim edilen hasta tutuklular.    Koronavirüs (Kovid-19) salgını sürecinde insan hakları ihlallerinin daha da arttığı cezaevlerinde hasta tutukluların sağlık durumu her geçen gün daha da kötüye gidiyor. İnsan Hakları Derneği'nin (İHD) 2020 raporuna göre, şu an cezaevlerinde 604'ü ağır toplam bin 605 hasta tutuklu bulunuyor. Bunlardan 249'u kadın tutuklulardan oluşuyor. İHD’ye yapılmayan başvurular ve son bir yıldaki artış da göz önünde bulundurulduğunda, bu sayının daha yüksek olduğu düşünülüyor.   KALBİN BOMBA GİBİ...    Birçoğu politik nedenlerle tutuklu olan ve ağırlaştırılmış hapis cezalarına çarptırılan tutuklular, çok sayıda hastalığa karşı yaşam mücadelesi veriyor. Kalp, tansiyon, kanser, kronik rahatsızlıklar, böbrek yetmezliği, şeker, unutkanlık, görme, yürüme, duyma, felç, psikolojik sorunlar... Bunlar tutukluların yaşadıkları sağlık sorunlarından sadece birkaçı. Tutuklular bir yandan bu hastalıklarla, diğer yandan cezaevlerinin kötü koşullarına karşı mücadele veriyor.    Son süreçte neredeyse tüm sosyal aktivite hakları askıya alınan tutuklular, sağlığa erişimde de bir o kadar sorun yaşıyor. Revire ya da hastaneye götürülen tutuklara çoğu zaman kelepçeli bir şekilde tedavi edilmek isteniyor. Ya da "turp gibisin", "kalbin saatli bomba gibi" ve "soğuk su iyi gelir" denilerek, 5 dakika dahi sürmeyen muayyenin ardından dört duvar arasında geri gönderiliyor. Bu da yetmiyor hastaneden döndükten sonra iki hafta boyunca karantinada tek başına tutuluyor.    'VEDA' HAKKINA ENGEL   Türkiye'nin de imzacısı olduğu kimi uluslararası sözleşmelere rağmen sağlığa erişimde sorun yaşayan tutuklular tüm bu yaşadıklarına rağmen ısrarla tahliye edilmiyor. Tutukluların tahliyesi ya hastaneye ya Adli Tıp Kurumu'na (ATK) ya da savcılıklara takılıyor. İki eli olmayan, görme yitisini yitiren, yürüyemez halde olan hasta tutuklular dahi birçok kez "cezaevinde kalamaz" raporlarına rağmen savcılıkların "toplum güvenliği bakımından tehlike oluşturmak" ya da "devlet güvenliğine tehdit" kararları gerekçe gösterilerek özgürlüklerine kavuşamıyor. İki eli olmayan ve KOAH hastası Ergin Aktaş ile 26 yıldır cezaevinde olan, yürüyemeyen, duymayan ve görmeyen 83 yaşındaki Mehmet Emin Özkan da bu tutuklardan sadece ikisi. Yargı ve hükümet yetkilileri, insan hakları örgütleri ve ailelerin "en azından veda hakkı tanınsın"  talebi karşısında kör, sağır ve dilsiz.     TABLO AĞIRLAŞIYOR   Kamuoyu ve insan hakları örgütlerinin baskısı üzerine tahliye edilen tutuklular ise kısa bir süre sonra yaşamını yitiriyor. Bunun son örneği kanser hastası 70 yaşındaki Mehmet Ali Çelebi. Tutuklu bulunduğu Sincan Cezaevi'nden 25 Ağustos'ta tahliye edilen Çelebi, 10 gün sonra tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi. İHD’nin 2020 yılı raporuna göre, 16 ağır hasta tutuklu cezaevinde, 5’i de tahliyelerinden kısa bir süre sonra yaşamını yitirdi. Bu yılın ilk 3 ayında ise 2 ağır hasta tutuklu cezaevinde, 1’i de tahliye edildikten kısa bir süre sonra yaşamını yitirdi. Yine İHD'denin 2018 Mart ayı raporuna göre son 17 yılda 3 bin 500 hasta tutuklu yaşamını yitirdi. Ancak özellikle siyasal atmosferin sertleştiği 2015-2016 yılları sonrasına baktığımızda çok daha ağır bir tablo ortaya çıkıyor.    2016'dan günümüze kadar derlediğimiz verilere göre ise, son 6 yılda en az 103 hasta tutuklu yaşamını yitirdi.     Kiminin ardından tek bir fotoğraf karesi dahi bırakmadığı bazı tutuklular şöyle:     MEHMET ALİ ÇELEBİ   Mehmet Ali Çelebi (70): 28 yıl cezaevinde tutuklu kaldı. Tedavisi için önce Bolu F Tipi Kapalı Cezaevi’nden Sincan Cezaevi’ne sevk edildi. Çenesinden felç geçiren Çelebi, 25 ağustos 2021'de hastalıklarının ağırlaşması üzerine tahliye edildi. Kan kanseri ve böbrek yetmezliğinin yanı sıra çok sayıda hastalığı bulunan Çelebi, Başakşehir Çam Sakura Şehir Hastanesi’nde 4 Eylül'de yaşamını yitirdi.    İSA GÜLTEKİN   İsa Gültekin (67): Malatya Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde (DGM) yargılandı ve siyasi gerekçelerle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. 28 yıllık tutukluğu süresince birçok farklı cezaevinde kaldı. Mersin Üniversitesi Hastanesi, Gültekin için “cezaevinde kalabilir” raporu düzenledi. Sağlık durumu kritik noktaya gelen Gültekin’in serbest bırakılması için hem aile bireyleri hem de insan hakları örgütleri birçok kez çağrı yaptı. Çağrılardan bir hafta sonra Gültekin, pankreas ve safra kesesinde bulunan tümörlerin bütün vücuduna yayılması sonucu sağlık durumunun kötüleşmesi üzerine kaldırıldığı Tarsus Devlet Hastanesi’nde 22 Nisan’da yaşamını yitirdi.     HADİ YALÇIN   Hadi Yalçın: Silopi ilçesinde 2016 yılında ilan edilen sokağa çıkma yasakları döneminde "örgüt üyesi olmak" iddiasıyla tutuklandı. 2 yıl Şırnak T Tipi Kapalı Cezaevi'nde kalan Yalçın, ardından Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi'ne sevk edildi. 15 yıla kadar hapsi istenen Yalçın'a mide kanseri teşhisi konuldu. Hastalığı nedeniyle mama ile beslenen Yalçın, "Cezaevinde kalamaz" raporuna rağmen tahliye edilmedi. Yalçın, tahliye edildikten 3 gün sonra, 8 Ocak 2021 tarihinde yaşamını yitirdi.    HAYRETTİN YILMAZ     Hayrettin Yılmaz (65): Afyonkarahisar 1 No’lu T Tipi Cezaevi’nde tutulan Yılmaz, 14 Mart 2021'de cezaevinde yaşamını yitirdi. Yılmaz'ın, akciğer kanserinin yanı sıra, ülser, gastrit ve reflü gibi mide hastalıkları, tiroid bezinde nodül ve önemli diş sorunları bulunuyordu. Yılmaz, cezasının bir yılın altına düşmesine rağmen tahliye edilmediği ortaya çıkmıştı.    NEBİ İLHAN   Nebi İlhan (74): Siyasi faaliyetleri nedeniyle 2018 yılında tutuklandı ve 6 yıl ceza aldı. Cezaevine girmeden önce 2 kez baypas ameliyatı geçirmiş ve  hem şeker hem de tansiyon hastalığı bulunuyordu. Siirt Devlet Hastanesi'nde bir ay tedavi gördükten sonra 11 Ocak 2020'de yaşamını yitirdi.    SABRİ KAYA   Sabri Kaya: Adana’nın Ceyhan ilçesinde 1998'de yaşanan bir olaya ilişkin 2000 yılında gözaltına alındı. Takipsizlik kararına rağmen bir itirafçının beyanları üzerine tekrar 2010'da gözaltına alındı ve müebbet hapis cezasına çarptırıldı. 2 kez geçirdiği kalp ameliyatında kalp kapakçıkları değiştirildi. Kalp yetmezliği, ritim bozukluğu, şeker, midede gastritten ve ülserden kaynaklanan yaralar, astım, bronşit, kolesterol, tansiyon, kemik erimesi ve alzheimer gibi kronik rahatsızlıkları mevcuttu. 2013'te sağlık durumu nedeniyle infazı 3 ay durduruldu. İstanbul Adli Tıp Kurumu tarafından verilen "kronik hastalığı yoktur" raporuyla tekrardan tutuklanarak, cezaevine gönderildi. 11 Mayıs 2020'de kaldığı koğuşta bağırsak kanaması geçirdi. “Cezaevinde kalamaz” raporu verildikten sonra tahliye kararı verildi. Tahliye edildiği 21 Mayıs 2020'de yaşamını yitirdi.    TAKİYETTİN ÖZKAHRAMAN   Takiyettin Özkahraman (75): Muş’un Malazgirt ilçesinde 2017 yılında tutuklanan emekli öğretmen Özkahraman, 18 Eylül 2020'de tutuklu bulunduğu Patnos L Tipi Cezaevi’nde fenalaşması üzerine ambulansla Patnos İlçe Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı, daha sonra Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Dursun Odabaşı Hastanesi’ne sevk edilerek, tedavi altına alındı. Özkahraman, solunum ve akciğer yetersizliği nedeniyle tedavi gördüğü hastanenin yoğun bakım servisinde bir gün sonra 19 Eylül 2020'de yaşamını yitirdi. Yaşamını yitiren Özkahraman’ın kardeşi Sadullah Özkahraman, ağabeyinin tutuklanmadan önce herhangi bir rahatsızlığının bulunmadığını belirtti. Kardeş Özkahraman, ağabeyinin tahliye edilmesi için Adalet Bakanlığı’na 2 kez verdiği, ancak dilekçelerin yanıtsız kaldığını söyledi.   ALİ BOÇNAK   Ali Boçnak (76): Kars'ta 2009 yılında “KCK” adı altında yapılan operasyonlarda gözaltına alındı. Kürtçe mevlit okuduğu gerekçesiyle “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla tutuksuz yargılandı. Yargılama sonucunda 7 yıl 8 ay hapis cezası verilen ve 2013 yılında Yargıtay tarafından onanan Boçnak, 2017 yılında tutuklanarak Patnos L Tipi Cezaevi’ne konuldu. 3 yıl tutuklu kalan Boçnak, 24 Eylül 2020'de yaşamını yitirdi. Böbrek yetmezliği ve birçok hastalığı bulunan Boçnak’ın tahliye edilmesi için ATK’ye başvuru yapıldı. Ancak ATK, “Cezaevinde kalabilir” raporu verdi.     ALİ HAYDAR YILDIZ   Ali Haydar Yıldız: Metris R Tipi Cezaevi'nde yatağa bağımlı tutuklu bulunuyordu. ATK'nin 2012 yılında "Sakatlık nedeniyle hayatını yalnız idame ettiremeyeceği, başkasının desteği ile bakımına muhtaç" olduğu yönünde raporuna rağmen "tahliyesi mümkün değildir" yönünde karar verildi. Ataş, Şubat 2019'da yaşamını yitirdi.    MEHMET GÖK   Mehmet Gök (62): Tarsus T Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutulan Gök, Şubat 2019'da geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi.   TAHİR ÇETİNKAYA   Tahir Çetinkaya (67): 2019 yılının başlarında tutuklandı. Van F Tipi Cezaevi’nde 2 ay kaldıktan sonra Sincan Cezaevi’ne gönderilen Çetinkaya'nın  beyninde tümör vardı. Geçirdiği felç sonrası bir bacağını kullanamadığı için bakıma muhtaç hale gelen Çetinkaya'nın infazının ertelenmesi için yapılan başvuru reddedildi. Çetinkaya,  2 Ağustos 2019'da tedavi gördüğü Ankara Şehir Hastanesi’nde yaşamını yitirdi.    MUHSİN KIZILKAN   Muhsin Kızılkan: Hatay İskenderun T Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuklu bulunan Kızılkan, 24 Temmuz 2019'da kolon kanserinden kaynaklı yaşamını yitirdi. Kanser hastalığı nedeniyle 3 kez ameliyat geçirdi. Müebbet hapis cezası bulunan Kızılkan, Mart 2017'de tahliye edilmiş ancak 6 ay sonra yeniden cezaevine konulmuştu.   MUSTAFA AKYOL   Mustafa Akyol: Ağrı’da 2011 yılında tutuklanan ve “örgüt üyesi” suçlamasıyla 13 yıl 6 ay hapis cezası verilen ve Patnos L Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu olan eski Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Ağrı İl Başkanı Akyol, 16 Eylül 2019 tarihinde yaşamını yitirdi. Akyol, tutuklu bulunduğu Patnos L Tipi Kapalı Cezaevi’nde yaşamını yitirmeden bir hafta önce, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Parkinson ve kalp rahatsızlığı bulunan Akyol ile ilgili ATK ve AYM’ye yapılan başvurulara dönüş yapılmadı ve yaşamını yitirdi.   KİNYAS GÜLCAN   Kinyas Gülcan (59): 1993 yılında tutuklanarak, cezaevine konuldu. 10 yıl tutukluluk sürecinin ardından tahliye edilen Gülcan, 1 Eylül 2018’de bir kez daha “örgüte yardım etmek” iddiasıyla tutuklanarak cezaevine konuldu. Yargılama sonucunda 6 yıl 3 ay hapis cezası verilen Gülcan, 30 Eylül 2019 tarihinde enfeksiyon kaparak fenalaşması üzerine Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Dursun Odabaşı Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı. 6 gün boyunca yaşam mücadelesi veren Gülcan, 6 Ekim 2019 tarihinde yaşamını yitirdi. Gülcan’ın tahliye edilmesi için defalarca savcılığa başvuru yapıldı ancak tahliye edilmedi.   EMİNE ASLAN AYDOĞAN    Emine Aslan Aydoğan (64): Halkların Demokratik Partisi (HDP) Viranşehir ilçe yöneticiliği yaptığı 2018 yılında, üzerinde gizli tanık ifadesi olduğu gerekçesi ile yargılandığı davadan "örgüt üyesi olmak" iddiasıyla 8 yıl 7 ay hapis cezası aldı. Safra kesesi rahatsızlığı ve böbrek tümörü hastalıklarını bulunuyordu. Tahliye başvuruları reddedilirken, kaldırıldığı hastanede 3 Aralık 2019'da yaşamını yitirdi.     CELAL ŞEKER   Celal Şeker: Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan yüzde 96 ağır özür raporu bulunan Şeker, 3 Şubat 2018'de kaldırıldığı Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yaşamını yitirdi. 19 Ocak günü cezaevinde geçirdiği kalp krizi sonrasında hastaneye sevk edilen Şeker, “Cezaevinde kalamaz” ve “yüzde 96 ağır özür” raporlarına rağmen tahliye edilmiyordu.    İSMAİL ARSLAN   İsmail Arslan (66): 1993 yılında tutuklandı. 2016 yılında durumu ağırlaştığı için kısa bir süreliğine tahliye edildi. Sonrasında tekrardan cezaevine konuldu. 7 Nisan 2018'de Bandırma 1 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde yaşamını yitirdi. Yıllardır solunum ve beslenme rahatsızlığı bulunan Arslan, İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) ağır hasta tutuklular listesinde bulunuyordu. Arslan’ın tahliye talepleri reddedilmişti.    HALİME GÜLSU   Halime Gülsu: Mersin'de 20 Şubat'ta "Gülen Cemaati" soruşturması kapsamında gözaltına alındı ve sonrasında tutuklanarak Tarsus Kadın Kapalı Cezaevi'nde gönderildi. Sistemik lupus eritematozus hastalığı bulunuyordu. İlaçları verilmemesi nedeniyle 28 Nisan 2018'de yaşamını yitirdi.    SELAHATTİN AYTEK   Selahattin Aytek: 2005 yılında "örgüt üyesi olmak" iddiasıyla tutuklanarak Diyarbakır D Tip Cezaevi'ne konuldu. Bir yıl sonra tahliye edildi. 2008'de cezasının kesinleşmesi üzerine yeniden tutuklandı. 2010 yılında Muş E Tipi Kapalı Cezaevi'ne sevk edildi. Burada bel ve boyun fıtığı teşhisi konulup, bir süre ilaç tedavisi uygulandı. Kendi ihtiyaçlarını dahi tek başına karşılayamayacak duruma geldi. Yatalak hamlesine rağmen ceza ertelenmesiyle yapılan başvurular sonucu ancak 2015 yılında tahliye edildi. Aytek, 6 Ağustos 2018'de tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi.    HÜSEYİN İDİĞ   Hüseyin İdiğ (60): 26 yıl tutuklu kaldı. Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi'nden 2018'de yaşadıkları sağlık sorunları nedeniyle infazı ertelenerek tahliye edildi. 12 Temmuz 2021'de yaşamını yitirdi.     KOÇER ÖZDAL   Koçer Özdal: 2014 yılında tutuklandı. 2018 yılının Temmuz ayında Ankara Numune Hastanesi’nde tedavi görmeye başladı. Özdal, yatağa kelepçeli halde tedavi gördüğü 27 Ağustos 2018'de yaşamını yitirdi.    BURHAN KARATAY   Burhan Karatay (67): 2014 yılında "örgüt üyesi olmak iddiasıyla tutuklandı. 7 Kasım 2018'de tutuklu bulunduğu Giresun E Tipi Kapalı Cezaevi’nde kalp krizi geçirerek yaşamını yitirdi. Yüksek tansiyon hastası ve dört kez anjiyo olmasına rağmen tahliye edilmedi.     İBRAHİM AKBABA   İbrahim Akbaba (70): 2017 yıllında sonuna doğru tutuklandı. Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutulan Akbaba'nın yüzde 90 engelli raporu bulunuyordu. İleri derecede diyabet hastası olan Akbaba, daha önce açık kalp ameliyatı geçirmiş ve yine hastalığı nedeniyle bir bacağı kesilmişti. Yüzde 90 engelli raporu bulunan Akbaba, 28 Aralık 2018'de Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile ifade verdiği sırada kalp krizi geçirdi. Mardin 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada kalp krizi geçiren Akbaba, kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi.  ayı olan geçtiğimiz Mart ayında ilk kez hakim karşısına çıkan Akbaba ve sonrasında görülen diğer iki duruşmada da ilerlemiş yaşına, hastalıkları ve engelli raporuna rağmen tahliye edilmedi. Akbaba hakkında kalp krizi geçirdiği duruşmada tahliye kararı verildi.    MEHMET YILDIZBAKAN    Mehmet Yıldızbakan (65): İskenderun M Tipi Cezaevi’nde tahliye edileceği gün, 27 Mart 2017'de yaşamını yitirdi. Yıldızbakan’ın cezaevinde tutulan eşi ve çocukları ile yakınlarının cenaze törenine katılmasına izin verilmedi.     AHMET BAYAR   Ahmet Bayar (52): Diyarbakır’da 15 Şubat 2011 tarihinde bir protesto gösterisine katıldığı için “Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek” iddiasıyla hakkında açılan davada cezası onaylanan akciğer kanseri hastası Bayar, 31 Mart'ta tutuklanarak cezaevine konuldu. 5 ay boyunca Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan Bayar, şuurunu kaybedince ailesinin 22 Ağustos 2017'de cezaevi önünde oturma ve açlık grevi eylemi başlatması üzerine tahliye edildi. Bayar, tedavisi geciktiği için 24 Ekim 2017'de yaşamını yitirdi.    ABDURRAHMAN ŞEN    Abrurrahman Şen (62): Antalya'nın Alanya ilçesinde 2017'de gözaltına alınan ve "örgüte yardım ve yataklık etmek" iddiasıyla tutuklanarak Alanya L Tipi Kapalı Cezaevi'ne konulan şeker hastası Şen, aynı yılın 1 Aralık'ın da yaşamını yitirdi. 23 Kasım'da cezaevindeyken durumu fenalaşan Şen, Alanya Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Burada yaklaşık bir hafta elleri kelepçeli bir şekilde tedavi gören Şen, tüm müdahalelere rağmen yaşamını yitirdi.    KEMAL AVCI   Kemal Avcı: Tekirdağ F Tipi Cezaevi’nden 2013 yılında tahliye edildikten sonra Nisan 2016 tarihinde “Örgüt propagandası yapma” ve “Örgüt üyesi olma” iddialarıyla verilen 12 yıllık hapis cezasının Yargıtay tarafından onanması ile tekrar tutuklanarak Silivri 2 No’lu L Tipi Cezaevi’ne gönderildi. Mide kanseri olan Avcı, başvuru üzerine savcılık tarafından cezası ertelenerek 11 Temmuz 2016 tarihinde tahliye edildi. Avcı, 7 Temmuz 2017'de tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi.       MA / Gökhan Altay