Kobanê Davası: İddianamenin omurgasını oluşturan ifadeler dosyada yok 2021-09-20 12:05:59 ANKARA -  HDP’li siyasetçilerin yargılandığı Kobanê Davası, gazeteci ve ziyaretçilerin engellenmesiyle başladı. Avukatlar, iddianamenin omurgasını oluşturan ifadelerin dosyada olmadığını kaydetti.   DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırıları sonrası 6-8 Ekim 2014’te yaşanan protestolar nedeniyle Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyeleri ve yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 20’si tutuklu 108 isim hakkında açılan davanın 4’üncü duruşması başladı.    Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Sincan Cezaevi Kampüsü’nde görülen dava dosyasında sanık olarak yer alan 108 kişi, 29 ayrı suçlamayla 38’er kez ağırlaştırılmış müebbet ve 19 bin 680’er yıl hapis istemiyle yargılanıyor.   Duruşma salonuna Sincan Cezaevi’nde kalan tutuklu siyasetçiler, Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan Selahattin Demirtaş ve Kandıra Cezaevi’nde bulunan Figen Yüksekdağ ve diğer siyasetçiler Ses ve Görüntü Bilişim Sistemiyle (SEGBİS) katıldı.    Önceki duruşmalarda tahliye olan yerine kayyım atanan Kars Belediyesi Eşbaşkanı Ayhan Bilgen, eski milletvekili İbrahim Binici, HDP eski MYK üyeleri Berfin Özgü Köse ve Cihan Erdal da salonda hazır bulundu. Tutuklu yargılanan  siyasetçilerden Aysel Tuğluk’un mazeret bildirerek, duruşmaya katılmama talebi heyet tarafından kabul edildi. HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan yanı sıra çok sayıda HDP’li milletvekili de duruşmayı izliyor.   Sabah saatlerinde cezaevi yolu polis tarafından kapatılırken, avukatların mahkeme heyeti ile görüşmesi ardından gazeteciler ve izleyiciler salona alındı.    Davaya müdahillik talebinde bulunan devlet kurumlarının katılma talebine ilişkin avukatların usule ilişkin itirazlarıyla duruşma başladı.    CİMER ŞİKAYETLERİ DOSYADA     Usule yönelik itirazlarına ilişkin söz alan HDP eski MYK üyesi Cihan Erdal’ın avukatı Arif Ali Cangı, “Görünüyor ki bu davada iktidar partilerinin yandaşları ve seçmenlerinin tamamı davaya katılıyor ama böyle bir gerçeklik karşısında müşteki, şikayetçi katılma noktasında tartışmalıyız” dedi.    Her katılma talebinde görüşlerinin alınması gerektiğini söyleyen Cangı, İçişleri Başkanlığı’nın ve MİT’in  davaya müdahil olma talebinde bulunmasına anlam verilemeyeceğini belirtti. Cangı, söz konusu dönemdeki olayları önlemenin onların görevi olduğunu hatırlatarak, şöyle konuştu: “Bu müdahillik talebi görevlerini yapamadıklarının itirafıdır.  Eğer o olayları önleyebilselerdi o olayları çıkaranlar fiilen karşınızda olacaktı.  Bu şekilde bu dava dosyasının bir anlamda HDP’li yöneticilerine yönelik bir siyasi linç davasına dönüştürülüyor. Şikayetçi ve mağdur durumunun çok hassas bir şekilde değerlendirilmesi gerekiyor. Dava dosyasına giren evrak içinde CİMER’den gönderilen şikayetler de yer alıyor. Örneğin biri Selahattin Demirtaş hakkında CİMER’e başvurmuş ve en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyor bu da yer alıyor dosyada. Bu CİMER şikayetlerinin dosyaya gönderilmiş olması yargılamayı etkiler. Bu nedenle bunların dosyadan çıkarılması gerekiyor çünkü adil yargılama hakkının ihlali niteliğinde.”    DAVAYA MÜDAHİL OLMA GİRİŞİMİ    Cangı, katılma talebi henüz kabul edilmeyen kurumların siyasetçilere soru sormasının, müvekkilleri hakkında karar verilmeden onları kamu önünde suçlu gösterme girişimi olduğunu söyledi. Cangı, “Bu aşamadan sonra müştekilere soru sorma konusunda söz verilmemesini talep ediyoruz. Her bir katılma talebinde bulunan hakkında görüş istenmesini talep ediyoruz. Bunun yanı sıra pek çok şikayetçi ifadesi talimatla alındı ve o talimat duruşmalarından haberimiz yoktu. Olur olmadık şekilde davaya müdahil olma girişimleridir bunlar” ifadelerini kullandı.    TUTANAKLAR DOSYAYA GİRMEDEN ‘GİRİLDİ’ DENİLDİ   HDP eski MYK üyesi Zeynep Ölbeci avukatı Ali Bozan, görülen üç duruşmada tutanaklara dair yapılan işlemlere dikkati çekti. Bozan, tutanaklara ilişkin mahkemenin tutanakların okunmadığı halde “okundu” şeklinde geçtiğini diğer uygulamanın ise dosyaya tutanakların girmediği halde “girdi” denildiğini kaydetti.    Bozan, “CMK 209’a göre okunur demiyor ama anlatılıyor diyor. Dosyaya gelen herhangi bir evrak eğer mahkemece hüküm aşamasında kullanılacaksa bu evrakların tartışılması gerekiyor bu nedenle öncelikle anlatılması ve okunması gerekiyor. Binlerce sayfa evrak okunmadığı halde duruşma tutanaklarına ‘okundu’ olarak geçti” diye konuştu.    ‘GÖKALP’İN İFADESİNİ BULAMADIK’   HDP Hukuk Komisyonu üyesi avukat Kenan Maçoğlu, bir önceki celsede 43 ara kararın oluşturduğunu hatırlattı. Maçoğlu, “15 Haziran tarihli yerine getirilmeyen 2 talep var. Dosyanın açık tanığı olan Kerem Gökalp idari gözetim kararıyla Ankara TEM’e götürülüyor. 13 gün boyunca TEM’de ifadesi alınıyor. O dilekçe 354 klasörde inceledik ancak biz bir yerde göremedik. Siz ara karar oluşturmuştunuz. Cevabı gelmemiş. Tekrardan istiyoruz. 15 Haziran tarihinde unutulan bir klasörden size bahsettik. Savcının çalıştığı 234 klasör sanırım. O klasör içerisinde 5 sayfalık bir Ankara TEM Şube Başkanlığı imzalı belge vardı. Belgeyi kim oluşturduğunu istenmesini talep etmiştik. Bu belgede yer alan tarih Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ tutuklanmasından hemen önceki bir tarih ve tamamı yok. Soruşturma dosyasında unutulmuş” diye belirtti.    ‘SAVCI BİLEREK, GÖNDERMEDİ’   Maçoğlu, hazırlanan tutanağın Demirtaş’ın ilk dosyadan tahliyesi sonrası cezaevinden çıkmasını engellemek için gözaltına alınma talebi olduğunu ifade etti. Maçoğlu, bu evrakın Demirtaş’ın tahliye olursa yeniden gözaltına alınmasına yönelik evrak olduğunu hatırlatarak, “Biz iki evrak için de talepte bulunduk. Ama doğrudan bu kumpas dosyasının delili olacak evraklar dosyasın savcısı Ahmet Altun tarafından dosyaya gönderilmedi” diye konuştu.    ‘KUMPAS ANKARA’DA ORGANİZE EDİLDİ’   Ankara TEM Şube tarafından hazırlanan ve soruşturmada unutulan 5 sayfalık TEM belgesinin önemli olduğunu dile getiren Maçoğlu, şunları söyledi: “Çünkü bu kumpasın ne şekilde ve kimler tarafından hazırlandığını gösteren net bir belge. Hangi suçlar kimlerin dahil edileceği ne kadar ceza alacaklarına dair çok ayrıntılı bir belge. Bu belge savcı Altun dosyaya özel atandıktan sonra 2018’de hazırlanıyor. Dosyada delil bulunmazken bu dosya üzerinden işlemler başlatılıyor. Savcılık yeni delil üretmek için ciddi çabalar veriyor. Tanık ve gizli tanık bulunması için ciddi çabalar veriliyor bu soruşturma üzerine kapatma davası düzelebileceği ve partinin bu şekilde kapatılabilmesi açık ve net bir şekilde yazılıyor. HDP ye açılan kapatma davası organize bir şekilde 2018’de başladı. Sadece o belgede değil 59 klasöre ek olarak 8 flaş bellek bize teslim edildi. Bu beleklerde çeşitli itirafçıların beyanları var. İlginç şeyler var. Bu bahsettiğimiz Kerem Gökalp’ın bu Kobanê soruşturması kapsamında verdiği ifade genel iddianamenin omurgasını oluşturan bir iddianame sizin de tutuk devam kararlarına dayanak gösterdiği bir ifade.    İFADELER DOSYAYA KONULSUN   Kerem Gökalp’ın bu Kobanê davası kapsamında verdiği bir ifade Kobanê dosyasında yer almıyor.  Ama HDP Kapatma dosyasında yer alıyor. Anayasa Mahkemesi’nin bize ilettiği belgelerde dosyaya eklerde Gökalp’ın ifadesi yok. Savcı Ahmet Altun ifadesini almış Kobanê dosyasına koymamış. Bu savcı ve Yargıtay Başsavcısı kendi aralarında  belge alıp, veriyorlar. Organize bir şekilde bu dosyayı oluşturup HDP’nin kapatılması için faaliyette bulunuyorlar. Talebimizdir; gizli tanık Ulaş, gizli tanık Mahir ve Kerem Gökalp’ın ifadelerinin tamamının dosyaya alınmasını istiyoruz.”    Soruşturma kapsamında ilk olarak gizli tanık Mahir’e ulaşıldığını ancak ne şekilde ulaşıldığına dair bir bilgi olmadığına dikkati çeken Maçoğlu, şunları kaydetti: “Bu tanıklar nereden geldi, kendisi mi geldi emniyete başvurdu. Bunların hiçbiri dosyada yok.  Bunun da öğrenilmesini istiyoruz.  Gizli tanık Mahir’in, Kerem Gökalp’ın ifadesi 5-6 sayfa ve iddianamenin omurgasını oluşturan bir nitelikte ve birbirinin kopyası gibi. Kerem Gökalp, cezaevinde kimler ziyaret etmiş ve Gökalp’in ilk soruşturma aşamasına verdiği ifadeler ile Şırnak Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki görülen davasının kovuşturma, soruşturma aşamasındaki tüm bilgilerin talep edilmesini istiyoruz. Çünkü Gökalp, Şırnak’ta verdiği bir ifadede ne hikmetse Kobanê dönemine dair bu dosyada verdiği ifadelerin hiçbiri yer almıyor.”