KDP'nin alıkoyduğu Cîhad Hesen: 6 metrekare alanda 30 kişi tutulduk 2021-10-01 09:58:45   QAMİŞLO - KDP tarafından 112 gün alıkonulan Özerk Yönetimi Hewlêr Temsilcisi Cîhad Hesen, 30 kişiyle tutuldukları 6 metrekare alanda işkence gördüklerini belirterek, “Hiç hakim, avukat yüzü görmedim. Ajanlık teklif ettiler, teslim almaya çalıştılar” dedi.    Federe Kürdistan Bölgesi’nin Hewlêr kentinde 10 Haziran’da KDP güçleri tarafından kaçırılan Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim Hewlêr Temsilcisi Cîhad Hesen, 29 Eylül'de serbest bırakıldı. Sêmelka Sınır Kapısı’ndan Rojava’ya sınır dışı edilen Hesen, yaşadıklarını Mezopotamya Ajansı’na (MA) anlattı.    Federe Kürdistan Bölgesi’nde resmi olarak 6 yıldır Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim Hewlêr Temsilcisi olduğunu belirten Hesen, kaçırıldığı gün Fransa’dan gelen bir heyeti karşılamak üzere iki arkadaşıyla birlikte Hewlêr Havaalanı'na gittiklerini belirtti. Gelen heyeti havaalanından aldıktan kısa bir süre sonra 4 zırhlı araçla etraflarının çevrildiğini söyleyen Hesen, “Biz iki araçtık. Bize silah çektiler ve arabadan indirdiler. Ben o an bir yanlış anlaşma var diye düşündüm. Sonra bizi almak için geldiklerini anladık. Ben hiçbir zaman böyle bir şey olacağını tahmin etmiyordum. Ben sivil, siyasi faaliyetleri olan biriyim ancak bize karşı özel bir birlik görevlendirilmişti” diye konuştu.   Kendilerini alıkoyan özel birliğin aynı gün gelecek başka bir heyeti kendilerine teslim etme talebinde bulunduğunu belirten Hesen, “‘Saat 11.00’da 4 misafiriniz daha gelecek, onları bize teslim edeceksiniz’ dediler. Onları tanımadıklarını söylediler. Bende beni öldürseniz de bu dediğinizi yapmam dedim. Kabul etmeyince bizi alıkoydular ve daha ilk gün, ilk saat 4 ay yanlarında kalacağımı söylediler. Ben ilk başta inanamadım, psikolojik baskı için yaptıklarını sandım” ifadelerini kullandı.   AJANLIK DAYATMASI    Diplomatik görüşmeler için Kuzey ve Doğu Suriye’ye birçok kez gittiğini belirten Hesen, kendisine bunun nedenlerinin sorulduğunu aktardı. İlk gün özel birlik tarafından kendisine ajanlık teklif edildiğini belirten Hesen, “Onlarla çalışmamı teklif ediyorlardı. Bunu reddettim. Bundan sonra bana Kürdistan’ın güvenliğine karşı yapılanma içinde olduğumu söylediler. Nedenini sorduğumda misafirlerimizi kast ederek ‘Bunları getirmişsiniz bir şeyler yapacaksınız’ dediler. O misafirleri havaalanından aldık ve otele götürüyorduk. Her şeyimiz resmiydi” diye konuştu.    ‘BAŞIMIZA ÇUVAL GEÇİRDİLER’   Özel birliğin ardından kendilerini asayiş görevlilerine teslim ettiğini belirten Hesen, şunları ifade etti: “Yüzleri kapalı, ağır silahlar ile donatılmış özel bir tim ile başımıza çuval geçirdi, ellerimizi arkadan bağlayarak aracın arkasına attılar. Sanki bir terörist grup yakalamışlardı. Bize yaptıklarını anlamakta zorluk çekiyordum. Bizi genel asayiş binasına götürdüler. Bizi koydukları yer çok kötü bir yerdi. Orada insanlara işkence yapmak, öldürmek rahattı. Biz Kürdistani diplomatlardık, resmi olarak 6 yıldır oradaydım. Hiçbir zaman bize yaptıkları hak edecek bir şey yapmadık. Ben onlara neden bizi buraya koydunuz diye sorduğumda bana ‘Sen her zaman bizimle çalışmayacağını, direnişi, azmini dile getiriyorsun. Burada kal senin azmin artsın’ cevabını verdiler.”    ‘AMAÇLARINA ERİŞEMEDİLER’   Tutuklandıkları ilk günlerde yetkililerin kendilerini Kuzey ve Doğu Suriye’ye sınır dışı etmekle tehdit ettiğini dile getiren Hesen, “Rojava kötü bir yermiş gibi ‘Seni oraya atacağız’ diyorlardı. Sanki Rojava’da insanlar yaşayamıyor da onların olduğu yerde herkes refah içindeymiş gibi davranıyorlardı. Beni böyle tehdit ediyorlardı. Ben de onlara, 'Rojava benin yerim ve yurdum' diyordum. Orada beni tutma amaçlarına erişemediler. Hiçbir zaman irademi teslim alamadılar. İlk başka Kürdistan’ın güvenliğine karşı misafirlerimiz ile birlikte bir arayış içinde olduğumu söylediler, ama misafirler serbest bırakılmıştı. 50’nci günde 2 arkadaşım bırakıldı. Benim telefonumu açmak istiyorlardı ama ben buna izin vermedim. Hem benim özelim hem de bir diplomat olarak bana saygı duymalılardı. Hep misafirler üzerinden bir hikaye dile getiriyorlardı ancak 50’nci günden sonra bu hikayeyi unuttular” şeklinde konuştu.   TESLİM ALMA GİRİŞİMİ   Kaçırılmasının 50’nci gününde kendisini tutuklatmak için yetkililerin bir arayışa girdiğini ifade eden Hesen, sözlerini şöyle sürdürdü: “Benim HPG, YPG, QSD’ye eleman kazandırdığını öne sürdüler. Ben her ne kadar 6 yıldır diplomasi yürüttüğümü dile getirsem de yine beni Rojava’ya sınır dışı etmek ile tehdit ettiler. 57’nci günde beni göndermek için kelepçeli bir şekilde bir merkeze götürdüler, bir takım belgeler imzalattılar ancak 2 saat beklettikten sonra tutulduğum yere geri götürdüler. Belgelerimin tamamlanmadığını 2 gün sonra gönderileceğimi belirtiler. 2 gün sonra geldiklerinde yine telefonumun şifresini istediler. Beni teslim almak istiyorlardı. Onlara teslim olsaydım daha güzel bir yaşamım, Hewlêr’de yerim yurdum olacak falan diyorlardı. Her geldiklerinde beni sınır dışı edeceklerini söylediler.”     15 GÜNDE BİR 3 DAKİKA TELEFON   Her geçen gün sağlık sorunlarının arttığına değinen Hesen, “Orada doktora götürdüler, başı ağrıyanlara ilaç veriyorlardı, ben kan kusuyordum, yere düşüyordum ama ilaç vermediler. O sağlık durumumu kullanarak teslim almaya çalıştılar. Doktorları ilaç vermemeleri için tembihlemişlerdi. En sonunda günde 3-4 kez kan kusunca ilaç verdiler ama istediğim ilaçları yine vermediler” dedi. Alıkoyuldukları ilk 40 gün aileleri ile iletişime geçemediklerini ifade eden Hesen, 40 günden sonra, 15 günde bir 3 dakika aileleriyle telefonda görüşme hakkının kendilerine verildiğini sözlerine ekledi.   TELEFON ŞİFRESİ VERMEMEK SUÇ   Telefon görüşmesinde ailesine durumunun kötü olduğu yönünde bilgi veren kişilerin haklarının ellerinden alındığına dikkati çeken Hesen, “Konuşmanın içinde her şeyi söyleyemiyorduk, iyi olduğumuzu söylemek zorundaydık. Kötü bir şey söylesek artık telefon vermeyeceklerdi. 112 gün ben ne hakim ne avukat gördüm. En son beni PKK’nin ajanı olmakla suçladılar. Ben PYD diyordum onlara PKK diyordu, ben Özerk Yönetim diyordum onlar PKK diyordu. Benim ağzımdan PKK kelimesini almak istiyorlardı. 6 yıl ben orada yaşadım, beni tanımıyorlarsa bu onların sorunu. Ne yaptığımı, kiminle görüştüğümü çok iyi biliyorlardı. En son ellerinde bir şey kalmadı telefon şifremi vermemekle suçladılar. Ama ben bunun gerekçe olmadığını biliyordum, beni tutmak için gerekçe yaratıyorlardı. Bir çok şey söylediler, Mazlum Abdi’ye bağlı olduğumu söylediler. Belge olarak ‘Mazlum Abdi ile bir fotoğrafın var elimize geçti’ dediler. İki yıl önce bir kongreye gitmiştim, orada QSD yönetimini ziyaret etmiştik bunu bana karşı kullanıyorlardı” ifadelerini kullandı.    6 METREKARE 30 KİŞİ   Tutuldukları 6 metrekare yerde 30 kişinin kaldığını ifade eden Hesen, “Hepimiz üst üste yatıyorduk. Salgın vardı ama tutulduğumuz yer o kadar kalabalıktı ki terlediğimizde terlerimiz birbirine geçiyordu. 126 kişiden 112 kişi uyuz olduk. Hayvanlar için kullanılan ilaçları getirdiler, kabul edenleri çırılçıplak soydular. Biz kabul etmedik ilaçları vücutlarımıza sürdüler. Bir tam bir trajediydi. Hala o hastalığın izlerini taşıyorum. Akşamları kaşınmamak için bir ilaç veriyorlardı, ilacı aldıktan sonra uyuyorduk” dedi.   DAİŞ'LİLERİN YANINDA TUTULDU   Yaşadıkları karşısında Federe Kürdistan Bölgesi'ne dair umutlarının yerle bir olduğuna vurgu yapan Hesen, “Benim aklımda, fikirlerimde ki Kürdistan hiçbir zaman böyle bir yer değildi. Gördüklerim karşısında bir Kürt olarak umutlarım yerle bir oldu. Daha önce kim bana anlatsaydı bu yaşadıklarımı ben inanmazdım, yalan derdim. Gördüğümüz, yaşadığımız birçok şeyi burada söyleyemiyoruz. Kızılhaç oraya gitti, orada yaşanılanları kendi gözleriyle gördüler. Belki bir rapor hazırlarlar. Bizim tutulduğumuz yerin hemen yanında DAİŞ mensupları kalıyordu. Bunların olmaması gerekiyor artık” şeklinde konuştu.    ‘ROJAVA BAŞUR’DAN İLERİDE’   Yaşadıklarını “İnsanlığa karşı suç” olarak tanımlayan Hesen, Kürtlerin tarih boyunca büyük acılar yaşadığını hatırlatarak, "Saddam Kürtlere çok çektirdi. Başur halkı Enfal, Halepçe ile karşı karşıya kaldı, o olaylardan ders çıkarmak gerekiyor" diye konuştu.   Federe Kürdistan Bölgesi'nde 30 yıllık bir yönetim deneyimi olduğunu ancak durumun pek içi açıcı olmadığını söyleyen Hesen, normal koşullarda Federe Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin deneyimlerinin kendileri için ön ayak olması gerektiğini belirterek, "Bu bizim geleceğimiz için gerekliydi ancak çok üzgünüm ki Rojava savaşta olmasına rağmen çok ama çok fazla Başur’dan ileride” ifadelerini kullandı.    5 SAAT SU VERİLMEDİ    Serbest bırakıldığı gün Kuzey ve Doğu Suriye sınırına elleri kelepçeli getirildiği bilgisini veren Hesen, devamında şunları söyledi: “Yolda 5 saat boyunca su istedim ama vermediler. Sınıra geldiğimizde kelepçeleri söktüler ve ne istediğimi sordular ama ben onlardan bir şey istemedim. Sınırda iyi davranmaya başladılar sanki 112 gün beni tutanlar onlar değildi. Benim bir suçum olsaydı beni mahkemeye verirler ve cezamı çekerdim. Neden 112 gün hukuksuz bir şekilde tuttular? Sonuna kadar beni teslim almak istediler ve kullanmak istediler. Ben bunu kabul etmedim diye 112 gün tutuldum.”   MA / Nazım Daştan