Tezkere tepkisi: İktidar savaşla ayakta kalıyor 2021-10-31 09:47:22   İSTANBUL - İktidarın ayakta kalmak için tezkerelerle savaşı sürdürdüğünü belirten sosyalist parti temsilcileri, buna karşı “tek cepheden” mücadele etmek gerektiğini söyledi.      İktidarın Meclis’e sunduğu ve ömrünü iki yıl daha uzattığı savaş tezkerelerine tepkiler gelmeye devam ediyor. Halkların Demokratik Partisi (HDP), Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve Türkiye İşçi Partisi’nin (TİP) tezkereye “hayır” oyu verdiği tezkere, AKP, MHP ve İyi Parti oylarıyla kabul edildi. Siyasi partiler, tezkerenin uzatılması ve iktidarın savaş politikalarını değerlendirdi.    Devrimci Parti Genel Başkanı Elif Torun Öneren, tezkereyle iktidarın Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da saldırılarının devam ettiğini söyledi. İktidarın tezkereyle birlikte bu saldırılarına meşruiyet sağlamaya çalıştığını aktaran Öneren, iktidarın hedefinde ise Kürt devrimci dinamiğinin olduğunu kaydetti. Öneren, “Aynı şekilde faşist ittifak, kendi bekasını Kürt halkına savaş açmakta ve Kürdistan topraklarına saldırmakta buluyor. Tezkerenin uzatılmasının temel nedeni budur” dedi.   SEÇİMDE OY ALMA İSTEĞİ   CHP’nin tezkereye karşı hayır oyu vermesini değerlendiren Öneren, “CHP'nin hayır demesi Kürt halkına veya Kürdistan topraklarına devletli bakış açısının değişmesinden değil, seçimlerde oy alma isteğinin ve Türkiye solunu kendisine yedeklemeye dönük hamlelerinin bir parçasıdır” diye belirtti.   YOKSULLUK BÜYÜYOR   Açlık, yoksulluk ve baskının savaşla eşgüdümlü olarak büyüdüğünü dile getiren Öneren, savaş olduğu zaman işçi sınıfının hak arayışının önüne “devlet bekası safsatası” çıkacağının altını çizdi. Öneren, “Kadınların, gençlerin ve bütün toplumsal kesimlerin adalet beklentisinin karşısına mermi fiyatları sürülecektir. Tezkereyi tek başına mücadele edeceğimiz bir olgu olarak görmüyoruz. Egemenler topyekûn bütün klikleriyle savaşın ortağıdır, bizler de bütün güçlerimizle halkların kazanacağı barışın ortağı olmalıyız” şeklinde konuştu.   KÜRTLERİN STATÜSÜ HEDEFTE   Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkanı Şahin Tümüklü, iktidarın kendi rejimini sürdürecek araçlar aradığını vurguladı. Bu araçlardan birin de savaş olduğunu dile getiren Tümüklü, “Yapılan saldırılar, tarihsel olarak da egemen sistemin Türkiye’deki bekacı sistemi sürdürmesini, Kürt halkının özgürlük mücadelesinin bir statü kazanmasının önüne geçmeyi ve Ortadoğu’da bölge sömürgeciliğinin ve gericiliğinin temsilciliğini sürdürmenin bir biçimi olarak devam ettiriliyor” ifadelerini kullandı.   CHP’NİN TUTUMU   CHP’nin kendi bakış açısıyla tezkereye “hayır” oyu verdiğini söyleyen Tümüklü, CHP’nin yaptığı açıklamayla emperyalist güçlere ve onun sermaye örgütlerine çok açık olarak Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) yeni sözcülüğüne aday olduğunu ifade ettiğini belirtti. Tümüklü, “Toplumun değişik kesimlerinin ekmek, özgürlük mücadelesinin çok yükseldiği bir dönemden geçiyoruz. En ufak bir gündem toplumda keskin bir saflaşmaya yol açıyor. Doğal olarak da düzenin dışına taşma eğilimi çok belirgin. Bu öfkeyi, CHP bu hamleleri ile düzen içine çekmiş oluyor” dedi.   ÖZGÜRLÜĞÜN KAZANILMASI   “3’üncü cephe bakımından ise bu savaşa karşı çıkmak ve bunu en geniş kesimlere anlatmak en temel görevimiz” diyen Tümüklü, sözlerini şöyle sürdürdü: “Emekçiler açısından bu savaş daha fazla yoksulluk ve açlık anlamına geliyor. En temel hak ve özgürlüklerin önüne milli güvenlik gerekçesi konulacak. Emekçiler ve ezilenler savaş karşısında bir cepheden itiraz etmesi gerekiyor. Esas hedefimiz politik özgürlüğün kazanılması ve buna uygun birleşik mücadelenin örgütlenmesi olmalıdır. Başka bir çıkışı yok bu işin.”    KONSOLİDE ETMEK    Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) Dönem Sözcüsü Pelin Kahiloğulları ise iktidarın yarattığı gerilimlerle ayakta durmaya çalıştığını söyleyerek, toplumsal desteği azalan iktidarın, “Dış düşmanlara karşı savaş" söylemiyle kendi kitlesini konsolide etmeyi hedeflediğini belirtti. Kahiloğulları, CHP’nin tezkerede “hayır” oyu kullanmasının TÜSİAD'ın "Geleceği İnşa" projesi çıkışından bağımsız olmadığının altını çizdi.      DAHA FAZLA YOKSULLUK   Tezkerenin, Türkiye halkları için daha fazla yoksulluk, Türkiye sermayesi için de kar olduğunu ifade eden Kahiloğulları, “İşçi sınıfının uzun mücadeleler sonucu kazanılan hakları, iş güvencesi, sendikalaşma ve kıdem hakkı gasp edilirken işçiler canı pahasına yoğun çalışma şartlarına mahkum edilecek. Savaş politikalarıyla Türkiye'deki halklar ve inançlara dönük katliam politikaları yoğunlaşacak” dedi.   MA/ Kadir Güney